basın, arabulucu Muhafazakâr Par- tinin Genel Başkanının şahsiyeti ve İşin ciddiyet derecesi üzerinde dur mamayı tercih etti. Yaşar oYurtöve- nin teşebbüsü, ancak meşhur "Mer- divenüştü toplantıları'.'ndan o birinde bir gazeteci tarafından Başkan Gür sele sorulan sual dolayısıyla umumi efkâra intikal etti. gazeteciler Başbakanlığın önünde bermutad birikmişler, bermu- tad Cemal Gürseli bekliyorlardı. let Başkanı, saatlerin 12'yi gösterdi- ği bir sırada Başbakanlığın mer- divenlerinde göründü. Gürsel, neşeli . bir şekilde sordu: "— İçinizde İstanbul o gazetele- rinden kimse var mı?" Bu suale bütün muhabirler (bir ağızdan cevap Verdiler: "— Var Paşam." . . Gürsel bunun üzerine: "— Bugün pek kalabalıksınız da, onun için sordum'-' diye karşılık ver- di. Bu sırada Dünya gazetesinin mu- habiri Özer Esmer. Başkana, pek merak ettiği bir hususu sordu: “— Efendi.Y.T.P.ileA.P. nin birleşmesi için Muhafazakâr Par- ti Başkanı arabulucu rolü oOynuyor- muş. Ne dersin?" Başkan Gürsel suali pek umur- e bir ifadeyle dinledi ve: - Kendilerinin, bileceği bir Il 5 . .ile A. P. tim birleşeceğini pek tahmin etmiyorum. Y. T. P. ile de birleşeceğini tahmin etmem" dedi, Ragıp Gümüşpala Dirhem dirhem satıyor AKİS, 17 TEMMUZ 1961 YURTTA OLUP BİTENLER Y.T.P. Genel Merkezi Baykuşlar Fakat muhabirler meseleye Önem vermiş olmaklar ki, sualler sualleri takip etti. Bir başka gazeteci: — Bu tahakkuk ederse, parti sayısının azalmasına yol açacak. Bu bakımdan tasvip ediyor mur muz?" şeklinde bir sual sordu. Başkan bu suale de: "— Benim tasvip etmem bir mâ- na ifade etmez. Onların anlaşması meseledir. Fakat küçük pârtiler bir- leşirlerse iyi oOolur" dedi ve devam etti. İşte eğlenceli safha bundan sonra başladı.. Zira ok muhabir ha- i "Cemal Paşa parti- lerin birleşmesini tasvip ediyor" diye geçirdi. Tabii bu, kuyruk avcılarının ekmeğine halis tereyağı sürdü; Ece, yaptı. Bir defa Başkan Gürsel "partiler bir- leşsin" derken, A. P. ve Y.T. P. yı kastetmemişti.. Nitekim ilk okonuş- manın üzerinden sadece 24 saat geç- tikten sonra bizzat Başkan bir açık lama yapmak lüzumunu hissetti ve çene (Başbakanlık merdivenlerinde gazetecilere, haberi yanlış aksettirdik leri etrafına topladı ve sual sorulma- sına meydan vermeden "BenA.P.ile Y.T. P. birleş- sin mi dedim? Siz öyle yazmışsınız" desi ve serti eşerek ilâve etti: — Yalan yanlış haberler terbi- yoluna . Ötüyor yesizliktir (o edepsizliktir. Dogru de- ğildir. İste bunu yazın!." Bundan, sonra Başkan hiç konuş- madı ve aynı.kızgın ifadeyle yolu- na devam etti. Ancak yanlış gayretleri haberin istismarı bu sözlerle son bulmadı. Hesap bilmez çavuşlar Birleşme o hikayeleri allanıp pulla- narak anlatılırken, Muhafazakâr Partinin: mektupları yerlerine ( yasıl olmuştu. İlk mektubu açan, A. P. nin Genel Sekreteri Şinasi Osma oldu. Osma mektubu okur okumaz pek heyecanlandı ye hemen telefona ya- pışarak; o sıralarda İzmirde bulunan Pala Paşayı aradı. Pala Paşa ile ir- tibat temin edilir edilmez, Osma du- canlı sesiyle ve arz-ı ubudiyet (o bildirileriyi oantetti ve e- mirlerine müheyya bekledi. Gümüş- pala meseleye yeni muttali (ooluyor değildi. Fakat işin böyle bir 'safhâ' arzetmesine pek şaştı, ve: : — Şimdilik. yapılacak bir şey yok. Oraya .geldiğimde. görüşürüz in, 15'inde Genel İdare Ku- rulu toplantısı var. Gündeme alın" dedi ve telefonu 0 Genel Şek- reterin'yüzüne kapat sman şaşırmıştı: Bu derece mü- him meselede lider Paşa hiç de heye- can alâmeti göstermiyordu! Fakat Osma Genel Başkanın direktiflerine göre hareket etti Ve mektubu günde- me aldı. Aslında Pala Paşa, o politikadaki 15