bir çoğunluğu D.P. liydi. Bu savaşta, Yasar Kemâl grubu bir başarı ka- zanmışlar, bir yıl için Kadirlide çel- tik ekimini yasak ettirtebilmişlerdi. Ama sonunda gene toprak ağaları ağır basmış, yasak kaldırılmıştı. Ya- şar Kemal, toprak ağaları için. bir tehlike olmaya başlamıştı. Zararsız Hale getirilmesi gerekirdi. Yapılacak işde basit ve kolaydı. Ağa sınıfı Ta- şar Kemali bir komünist şebekesinin elebaşın olarak ihbar etti. 8 Nisan 1950 de komünist propagandası yap- maktan sanık olarak tevkif edildi. Kozan Cezaevine gönderildi Burada beş ay kaldı. Sonunda suçsuz olduğu anlaşılmış, beraat etmişti. Ama bu arada iktidara D.P. gelmişti. Her- geş D.P. li toprak ağalarının elindey- di. Daha güçlenmişler, semirmişlerdi. Artık Taşar Kemalin Kadirlide ya- şamasına imkân kalmamıştı. Yeni- den gurbet illerde şans denemesi ge- rekiyordu. Öyle yaptı. Devlet kuşu ufukta.. Yaşar Kemâl 1951 (Nisanında bir kere daha şansını denemek üzere yeniden İstanbula gitti. Bir cebinde sâdece 30 lira parası, bir cebinde di "Sarı Sıcak" adlı hikâye kitabında- ki hikâyeleri vardı; Parası bitmiş, yeniden açlık ve sefalet kendisine dost dost gülümsemeye ( başlamıştı. Cebindeki hikâyelerinden birini "o- kuması ricasiyle" Nadir Nadiye gön- dermişti. Hikâyenin adı' "Zeybek'ti.- "Dükkâncı" adlı hikâyesini de Mil- liyetin sahibi Ali Naci Karacana yol- lamıştı. Bu arada önce Hürriyet, son- ra Vatan gazetelerine başvurdu. İs- tediği sâdece 50 lira ücretle röportaj yazan olarak denenmesiydi Redde- dildi. Milliyetin kapısını çaldı. Ali Naci Karacan, "Dükkâncı"yı oku- muş, çok beğenmişti. O zamanlar Milliyet gazetesi çok az satıyordu. Karacan yakında gazetesinde Ur hamle yapacağını, ilk çıkacak fırsat- ta kendisini röportaj yazarı olarak alacağını vadetti. Bu vaad iyiydi a- ma, Taşar Kemalin de karnı açtı. Bir umud kapısı Cumhuriyetteydi. Na- dir Nadi de "Zeybek" hikâyesini o- kumuş, beğenmişti. denemeğe karar yerdi. riş, kısa bir süre sonra Türkiye ça- pında bir röportaj yazarının doğma- sna imkân veriyordu. Yaşar Kemal Diyarbakırla Vandâ üç ay kaldı, ora- lardan Cumhuriyete 20 röportajlık bir yazı dizisi gönderdi. Yazılar bü- yük ilgiyle karşılanmıştı. Geziyi biti- rip İstanbula döndüğünde artık iyi- den iyiye ünlü bir kişiydi. "Anadolu- dan Notlar" başlıklı bu yazılarda Ya- şar Kemal Doğuda yeraltında yaşı- yan insanların hikâyesini anlatıyor- du İstanbula döndüğünde ünü vardı AKİS, 17 TEMMUZ 1961 EDEBİYAT Romancı Yaşar Kemal çalışıyor Şöhret ve servet yolunda ama, Cumhuriyette kadro yoktu. An- cak musahhih olarak bir iş verildi. Yaşar Kemalin musahhihliğe alını- şından kısa bir süre sonra Metin Toker Cumhuriyetten ayrılmış, bo- şalan kadroya "röportaj yazarı" ola- rak o nakledilmişti.. Bundan sonra Yaşar Kemalin önünde yeni bir ufuk açılmış oluyordu. Cumhuriyet adına ve birbiri ardına yaptığı röportajlar büyük ilgi görüyor, okunuyor, "Kaçakçılar", "Gericiler", "Orman", "Otobüsle Anadolu", "Sün ger Avcıları", " i röpor- tajları ününü iyice büyülttü. Bu rö. portajlar yalnız Yaşar Kemale ün sağlamakla kalmıyordu. Bunun ka- dar önemli olan bir şey daha vardı. O da, Yaşar Kemalin röportajı bir edebiyat türü hâline sokmasıydı. Ger çekden, Yaşar, Kemale gelinceyedek röportajın, özellikle edebiyat çevre- lerinde pek bir önemi yoktu. Yaşar Kemal, röportajı bir sanat hâline ge- tirmesini bilmiş, bu türe yepyeni bir hava. bir anlatım, zenginliği katmış- tır. Yaşar Kemalden sonradır ki, röportaj alanında yeni yeni adlar görülmeğe başlamıştır. Yalnız bu yönüyle bile Yaşar Kemalin önemi ve değeri vardır. Böylece Yaşar 'Kemal, kendisine sağlanan imkânları hem kendi adı- na, hem edebiyatımız adına en iyi şekilde kullanmasını bildi. Ünlü bir röportaj yazarı olduktan sonra, yal- nız bu alanda kalmadı, bir yandan memleketin gerçeklerini, dertlerini, meselelerini dile getiren, bunları ay- sevi-" rı bir anlatım güzelliği içinde sunan hikâyeler yazarken, bir yandan da roman üzerine çalışmaya başladı. 1951 den sonra şans Yaşar Kema- le her gün biraz daha gülmüş, o da bunu o değerlendirmesini (o bilmiştir. 1952 yılında Tilda Serrero adlı bir Yahudi kızıyla tanışarak evlenmiş- tir. Tilda, Abdülhamidin Sertabibi Mandel Paşanın torunudur. "High School"u ( bitirmiştir ve Türkçeden başka beş dili çok iyi bilmektedir. Yaşar Kemalin, memleket dışında tanınmasında olduğu kadar, verimli ve huzur içinde çalışmasında da, kendisisin okabiliyeti ve sanat gücü kadar karısı Tildanın büyük payı vardır. Bu gerçeği önemle gözönün- de tutmak gerekir. Yaşar Kemal bugüne kadar Tür- kiyede iki armağan kazanmıştır. Biri 1951 de "Dünyanın En Büyük. Çiftli- ğinde Yedi Gün" adlı seri röportajıy- k-, İstanbul Gazeteciler Cemiyetinin ilk "Röportaj Armağanı", Öbürü "İn- ce Memed" romanıyla 1955 yılında "Varlık Roman Armağanını"dır. Yaşar Kemalin kitap olarak ya- yınlanmış yedi eseri vardır. Bunlar sırasıyla "Sarı Sıcak" adlı hikâye kitabı 1952 ve 1959 da iki baskı yap- mıştır. "Teneke 1955 de yayınlan- mıştır. Romandır. Romancı olarak kendisine büyük ün sağlayan "İnce Memed" 1955 de yayınlanmış bugü- ne kadar beş baskı yapmıştır. Aynı yıl yayınlanan "Yanan Ormanlarda Elli Gün" adlı röportajlarından son- ra arena 1955 tarihini taşıyan bir rö- 25