YASSIADA DURUŞMALARI Duruşmalar Dingil kırıldıktan sonra... Baskan Başol, önündeki, bir bakla tarlasını andıran , salonda kalkan parmaklara baktı, sonra, tanık mik- rofonu basında niçin söz aldığını iza- ha Çalışan düşük D.P. milletvekiline dönerek: "- Burası Meclis veya Grup de- gil. Öyle, söz ml e kendinizi mecbur sa m yok. Eğer bildirecek maddi bir İE varsa, kal- kar söylersiniz" dedi. Parmaklatın çoğu indi. Başol de- vam etti: "— Kararnamede 'Cumhurbaşka- nının, Başbakanın, Hükümetin, Tah- kikat Komisyonunun. Meclis Başkan- lık Divanının ve milletvekillerinin mesuliyetleri ayrı ayrı derpiş edilmiş. Cumhurbaşkanıyla (Başbakan birer kişi. Onlar, söylerler. Ama kalaba- lık olan öteki gruplardan herkesin aynı şeyleri otekrarlamasına cevaz verilemez. Onun için sanıklar, arala- rında iş taksimi yapacaklardır. Hü- kümetten iki kişi, üç kişi gerekli hu- susu anlatır. Diğerleri, iştirak ettik- leri müşterek noktaları tekrarla- mazlar. Sâdece, eğer şahsi durumla- rıyla ilgili başka bir husus varsa onu söylerler. Milletvekilleri için de du- rum aynı olacaktır. Onlar da, başka- larının sözlerini lerdir." Başkan, başını avukatlardan yana geyim — Müdafaalar sırasında da, sor- gudaki bu esas takip edilecektir. Me- sela, milletvekillerinin Oo reylerinden dolayı mesul edilemeyeceklerine dair Anayasanın 17. maddesini bir kişi İşler. Divan o noktada tenvir edildik- ten sonra, artık bütün avukatların aynı hususu uzun uzun m larına müsaade olunamaz işin içinden çıkılmaz. Bu ekme avukatlar da müşterek savunma nok- talarında aralarında mutabakata va- racaklardır." Başolun, bitirdiğimiz o haftanın sonlarında bir gün Yassıadadaki du- ruşma salonunun o başkanlık kürsü- sünden yaptığı bu açıklamayla, ilk defa olarak Yassıada duruşmalarının sonu göründü. Doğrusu istenilirse sorguların (başlangıcında D.P. mil- letvekillerinden bazılarının, tıpkı Mec- liste veya Gruptaymışlar gibi zırt zırt mikrofon başına çıkışları ve uzun politik nutuklar çekmeye kalkışma- ları dinleyicilerde bir endişe uyan- dırmamış değildi. Bu gidişle, duruş- malar nasıl bitirilebilirdi ki.. Fakat Başkan, mahkemenin çalışma sistemi hakkında bilgi verince ve mantıki yolun takip edileceğini söyleyince yürekler rahatladı. Sorgular da hız- tekfar etmeyecek landı. Haftanın sonundaki e gün, ka- rarnamenin hadiselerle alakalı kısmı tamamlandı ve Celal Bayar kendi mesuliyeti hakkında hesap vermeye başladı. Önümüzdeki haftanın ilk üç günü, sırasıyla diğer mesuller de du- rumlarım açıklayacaklar vs muhte- melen arefe günü sorgular tamamla- narak Divan bayram tatiline gire- cektir. ayramdan sonraki bir kaç celse şahit dinlenmesine ayrılacaktır. Şa- hitler, meşhur Tahkikat Komisyonu- nun nasıl çalıştığını anlatacaklardır. Divan başsavcılığı, Komisyonun sor- guya çektiği kimselerin listesini ha- zırlamıştır. Bunların başında, karar- namede de isimleri geçen ve Komis- yon tarafından tevkif edilmiş bulu- nan Kurtul Altuğ ile Cemal Yıldırım gelmektedir. Şahitlerin dinlenmesini tevsii tahkikat talepleri, onları Baş- savcının iddianamesi takip edecektir. Bundan sonra sanıklar savunmaları- nı yapacaklardır. Bu tempoyla, hükmün temmuz a- yı içinde tefhimini beklemek lâzım- dır. Divan, duruşmaların sonunda kendi kendine uzunca bir mehil ve- recek Ve hükmün metnini hazırlaya- caktır. Metin, esbabı mucibeli metin olacaktır. Divan, tamamlanmış dâ- vaların esbabı omucibeli metinlerini şimdiden yavaş yavaş hazırlamakta- dır. Her davanın hükmü, o davanın D.P. nin düşük başları Yassıadada kendi grupları önünde Bir odun ve oduncu hikayesi AKİS, 22 MAYIS 1961