SAN Otomobilcilik “Pembe Düşünceliler" izgili lâcivert elbisesinin içinde Ç dimdik duran yaşlı Bat çok dinç görünüyordu. hatta neşeli olduğunu söylemek de kabildi. Ancak dapdara- cık salonda etrafına üşüşen gazete ve ajans fotoğrafçılarından, hele o göz kamaştıran projektörüyle sinemacı- lardan Öylesine bizar olmuş bir hâli vardı ki, nihayet dayanamadı:- Rica ediyorum, çekiliniz!." dedi. Böylece, salonda kendisi gibi, ken- disini dikkatle dinleyenler de huzura kavuştular Olay Taflannı başlarında, Hürri- yet sylanmdaki Kızılay o binasının yuvarlak ve zindanı andıran salonun- da geçiyordu. o gün Başkan Gürsel, yanında Sıtkı Ulay, yeni Sanayi Ba- kanı İhsan Soyak ve yaverleri olduğu halde Makine Mühendisleri odasının tertiplediği Otomobil (Endüstrisi Kongresine gelmişti. Zaten radyo ve gazetelerde kongrenin pazartesi gü- nü toplanacağı, devlet büyükleriyle makine mühendislerinin ve bu konu- da uzmanlığı kabul edilen kimsele- rin konuyu enine boyuna tartışacak- ları önceden ilan edilmişti. Kongrenin ışırda ilk sözü Ma- kine Mühendisleri Odası Başkanı Or- han Alp aldı, “memleketimizin bir zi- raat memleketi olmadığım" ifadeyle başlayan konuşması uzama temayülü gösterince Gürsel sözünü kesti: — Evvela, ben toplantıyı açayım da sonra siz konuşursunuz!" diyerek kürsüye çıktı ve hitabesine başladı. Bu hareketiyle Gürsel, yurdun endüstrileşme yoluyla kalkındırılma- sı dâvasına nasıl candan bağlı oldu- ğunu gösterdi. Konuşmasında bilhas- sa iki nokta dikkati çekti. Başkan önce "ot satmakla kalkınma yapıla- mıyacağını" belirtti, ikinci ar da dâvaya inanmıyanlari itham i: — Bunlar kara düşüncelilerdir! edi. aşkanın, bir takım açık gerçek- ler karşısında otomobil sanayii gibi bir sahaya dalmayı fada platonik bu- lanları bu seklide ithamı hayret u- yandırdı. Gerçekten bütün aydınlar, mem- leketin endüstrileşmesini kalkınma fart kabul etmekle nereden başlanması gerektiği (Okonusundaki (düşünceler ve öne sürülen teklifler farklı- dır. Bir kısmı, otomobil sanayii' nin çok genel, karakterde bir en- düstri şekli oluşundan, bu sanayiin kurulmasıyla birçok yardımcı teşeb- 22 A Y İ büsün de gelişebileceğini ileri sür- mektedirler. Diğerleri ise, üzerinde ga değer bazı mahsurlara i- şaret ederek, otomobil endüstrisinin şimdilik memleketin teknik ve eko- nomik bünyesine uymayacağım, işe basittten başlamak gerektiğini sa- vunmaktadırlar. Herkesin bir inancı ve görüşü vardır. Bilhassa, demokratik bir ül- kede yasayan aydın kişilerin fikirle- rini, nin tesirinde kalmaksızın açıklayabilmeleri memleketin selâ- meti için ilk şarttır. Devlet Başkanı bu fikirleri okur veya dinler, kendisi uygun gördüğü yolda yürür. Bu yüz- den kimsenin kimseye kızmağa, onu , hakkı olamaz. Nitekim, kongrenin ertesi günü aydın ve ilerici basında o hitap tarzı, beklenen' reaksiyonla karşılandı.. İşin gerçekleri Bilin. olaylar yılbaşından sonra baş- amıştır. Ocak ayının, üçüncü haf- tasında İstanbullu dokuz sanayi fir- ması bir toplantı tertiplemişler, bu toplantıya o zaman Sanayi Bakanı o- lan Şahap Kocatopçu da katılmıştır. Toplantıdan sonra firma temsilcileri bir basın Yor anlı yaparak "Türki- ye , Motorlu Vasıta ve Yar- dımcı Sanayi Birliği" adıyla bir bir- lik kurduklarını, Birlik dan "halk tipi bir otomobilin imali için etüdler yapıldığını” açıklamışlardır. İddi göre halen memlekette Pp e 80 i yerli olmak üzere bu otomobili imal edecek tesis- ler mevcuttu! Etraf yanıltabilir «Bu benim dâvam»> (gezetelerde başlıklar ve ha- berler birbirini takip ediyor: "Türk tipi otomobil 28.875 liraya mal olacak!" "Otomobil yapmak için bü- yük yatırıma ihtiyaç yok!" "Otomobil sanayii o kongre- sinde, yerli, malın yüzde 25 u- cuz olacağı anlaşıldı!” "Otomobil imaline derhal başlanmam mümkün !" rızası için, dikka?! Bu edebiyata biraz daha yüz verildi mi, hiç Ximse şüphe et- mesin, baslıklar gittikçe pem- beleşecek ve en sonra okuya- cağız: “Ayda ikibuçuk lira taksit- le Türk tipi otomobil her iste- yen vatandaşa satılabilecek!” Halbuki ortada üç büyük hakikat var: 1 İkinci Çeliği Kurmiadiii, iri işine değil, üç tekerlekli bisiklet sanayiine yan bakmamız kabil olamaz. Otomobil yapmak bu derece basit olsaydı, bizden sa- nayi bakımından kat kat ileri bulunan ve lokomotifler, rad- yolar, gemiler imâl eden dünya kadar memleket o sahada ar- mut devşirir miydi ? 3 — Atelye imalâtı başka, sanayi bambaşkadır ve bugün atelyede yapılmayacak hiç bir şey yoktur ama onun sanayiini kurmak o tamamda ayrı mese- ledir. Hayal ile hakikat arasında- ki hat kalın bir çizgiyle ayrıl- madı mı, hayal sahasında ka- lanları sâdece sukutu hayal bekler. Konuyla yakın ilgisi dolayısiyle Makine Mühendisleri Odası bir ko- misyon teşkil ederek çalışmalara başlamıştır, Öte yandan dokuz fir- manın birisiyle yakın münasebetleri bulunan İTÜ doçentlerinden Necmet- tin Erbakan Ankarada faaliyette bö- lünüyor, bilhassa Bakanlar Kurulu mensuplarına otomobil sanayiinin ku- rulması lüzumunu kabul ettirmeğe çalışıyordu. Hatta bu gayeyle, men- subu olduğu fakrikanın çalışmaları- na ait bir filmi Ankaraya getirip bir özel seans halinde Bakanlara göster- miştir. Bütün bu çalışmalar haftanın ba- cındaki Otomobil Endüstrisi Kongre- AKİS, 22 MAYIS 1961