YURTTA OLUP BİTENLER Ankarada Gençlik ve Spor bayramı kutlanıyor Geriye kalan bir neşeli gündür Millet Gerçek teminat Bitirdiğimiz. haftanın sonlarımı»> bir akşam Türkiyenin, başta Ankara ve İstanbul, hemen bütün büyük şe- hirlerinin caddelerini dolduran kala- balıkların hatırlarına getirdikleri en on şey Atatürkün 19 Mayıs 1919'da Samsuna ayak bastığıydı. Halbuki takvimler o anda 19 Mayıs 1961 tari- hini gösteriyordu ve ılık bir bahar havası şehirlere hâkim bulunuyordu. Radyolar bütün gün marşlar çalmış- lar, şiirler okumuşlar, 19 Mayıs 1919 u terennüm etmişlerdi. Gazeteler de o günü tasvir eden temsili il çıkmışlardı. Buna rağmen gün, şenlik günü olarak başladı ve fener alaylarıyla bir şenlik günü olarak, neşe içindi, gündelik sıkıntılar unu- tulmuş halde bitti. 19 Mayıs artık Türkler için, davetiyesinin bulunma- sı pek müşkül Jimnastik gösterileri- nin yapıldığı, sokakların bezendiği, fener alaylarının tertiplendiği ve o- kullarla dairelerin kapalı tutulduğu bir resmi tatil günüdür. Bu, 19 Ma- yıs 1919'un gerçek teminatıdır. De- mek ki 19 Mayıs 1919 ve onu takip eden hadiseler, inkılâplar milletin hayatı içinde erimiş, vak'a unutul- muş, heyecanı yatışmış, geriye bir mutlu hatıra ve bir bayram kalmış- 14 tır. Memleket 19 Mayıs 1919'u ve o- nun delâlet ettiği her şeyi benimse- miş, kabul etmiş, hazmetmiş, mas- setmiştir. Ihtilâllerin başarı kazanmasının e gerçek emniyetlerini bulmasının ancak ihtilallerin unutulması, hafı- zalardan silinmesiyle kabil olacağı gerçeğinin 19 Mayıs 1961 akşamı bü- tün açıklığıyla bir defa daha ortaya çıkması, şüphesiz, İkinci Cumhuriye- timizin arefesinde bizlere huzurun ve emniyetin de yolunu göstermiştir. O nefis bahar aksamı sokakları doldu- ranların çehrelerine ve ruhlarına ha- kim olan süküneti en yakın 27 Mayıs akşamı vatandaşlara (o verebildiğimiz zaman, artık o akşam heyecanlan eğil, bayram havasını ayaklandıra- bildiğimiz an ikinci ihtilalimiz, de- mokrasi ihtilalimiz de en sağlam te- minatını bulmuş olacaktır. Bitirdiğimiz haftanın sonunda, Türk milletinin pek büyük bir ekse- riyetinin yürekten arzusu işte bunun gerçekleşmesiydi. Anayasa Anlaşa, anlaşa Gi. elbiseli, orta boylu, kır saçlı ve gözlüklü adam muhatabını, yü- zünden eksik etmediği tebessümüyle bir müddet süzdü. Bir - iki saniye düşündükten sonra dudaklarım kıvı- "— Doğrusu istenirse, MB.K. nin yaptığı değişiklikler pek önemli de- ğil. Esastan ziyade, teknik hususla- ra taallük ediyor" dedi. Sonra gözlerini hafifçe açarak muhatabım bir kere daha süzdü ve ilâve etti: "— Hem, bu konuda söz sahibi, biliyorsunuz, Emin Pakstit, Size o bilgi versin. Malüm, komisyonun ba- sın sözcüsü 0.. Hâdise, re bıraktığımız hafta- nın sonlarında gün, yeni Büyük Millet Meclisinde Genel Kurul top- lantı salonunun soluna rastlayan ko- ridorda cereyan ediyordu. Kır saçlı zat, Anayasa Komisyonu Başkam Enver Ziya Karaldı. Muhatabı da, son günlerde Karalı pek rahat bırak- mıyan basın mensuplarından biriydi. Karal bunları söyledikten sonra ağır adımlarla .gazetecinin yanından ay- rıldı ve Genel Kurulun toplandığı sa- lona yöneldi. Hakikaten, geride bıraktığımla hafta Anayasa Komisyonu üyeleri hayli yorgun saatler geçirdiler. M.B. K. nin İkinci Cumhuriyet Anayasası üzerinde yaptığı inceleme bitmiş ve birçok maddelerde birçok değişiklik- ler yapılarak, bunlar Komisyona ia- de edilmişti. Anayasa Komisyonu, AKİS, 22 MAYIS 1961