larında serüvenli bir hayat ge- çirmiş, radyoda çalışmış, plaklar doldurmuş ve figüran olarak sinema- da hayli çırpınmıştır. Birinci uzun filmini 1928 yılında Paramount şir- ketinde çevirmiş ve üne doğru ağır fakat son derecede emin a yürümeye başlamıştır. Kendisini ilk olarak üne kavuşturan filmi Ernest emingway'in bir romanından alman “A Farewell to Arms-Silahlara Ve- da"dır. Daha âwe çevirdiklerinden “Adventures of Marco Polo-Marko Polonun Maceraları", "The Bitter Tea of General Yen-General Tenin Zehirli Çayı" ve "İf Had A Million- Müiyoniuk Adam'da ark* arkaya ilgiyi üzerine çekmiş ve kovboy filmleriyle de bu ilgiye kuvvet- lendirerek (o Hollywood'un o efsane arı arasında yerini Gary Cooper, dört halkasını teşkil edenlerin -Bo- gart, Power, Fiynn ve Gable- içinde en İyi ve en güçlü oyuncu olanıdır. Şimdiye kadar oynadığı, yetmiş şu kadar filmde kovboy-en çok kovboy filmleri çevirmiştir-asker, doktor, beyzbolcu, mimar, çiftçi, gazeteci, dedektif ve iş adamı kişiliklerini ken- disinden beklenmiyecek bir başarıyla canlandırmış ve fiziğinin yanı sıra iyi oyunculuğunu da ortaya koymuş- tur. "General Died At Dawn-Asi Ge- neralin Son Emri"ndeki gözüpek su- bay, "The Plainsman- Maceralar Kra- lı Buffalo Bill'deki sıkılgan fakat eli- ne çabuk Buffalo Bill, "Casanova Brown - Asri Kazanova"daki mahcu- biyetinden nereye saklıyacağını sa- rardığı sigarasıyla bir evi tutuşturan, Teresa va sevgilisi, "The Story of Dr. Wassel- Dok- tor Wasaell"deki hemcinslerine yar- dım için çırpman fedakar doktor Wassell, “High Noon-Kahraman Şe- rif" deki kötüler karşısında iyilerin ikiyüzlülük edip bıraktıkları cesur ve namuslu kanun adamı ve nihayet "Love in the Afternoon-öğleden Son- k"daki göz kamaştıran bir zen- ginliğe salse Follies Berger diye yanlışlıkla senfonik konsere girdiği için. canı müthiş sıkılan, duygulu ve yaşlı çapkın per, irinden değişik kişileri beyaz perdede can- landırmış ve her birinde de yeteri ka- dar başarı sağlamıştır. Aynı oyuncu 1941 yılında "Serge ant York-Arslan yürekli oÇavuş'"la 1952 yılında da “High Noon-Kahraman Şerifle yılın en iyi erkek oyuncusu Oscar'larını al- mıştır. Ölümünü bildiren dünya ba- sını içinde en güzel, en özlü başlık Daily Mirror'ınkidir ve gerçeği tam anlamıyla anlatmaktadır: "Gary Coo- per'siz artık kovboy filmlerinin tadı olmıyacak. AKİS, 22 MAYIS 1961 Festivaller Şenlik kopunca İstanbul Sanat Festivaline dahil Türk ilmleri Yarışması-lI. Türk Film Festivall- yi Mina son günü genç bir Halit Refikin yaptığı bir nie ui b bu de- fa üçüncü ve en şiddetli itirazına uğrayıverdi. Birinci itiraz büyük Jü- riyi beğenmeyen bir tenkitçinin, ikin- cisi ise, kendi filmi "Dolandırıcılar Şahı"nın usulsüs ve haksız yere ya- rışmaa sokulmadığını ileri süren rejisör Atıf Yılmazındır. Her iki iti- raz da (Bk. AKİS, sayı: 359 hazır- lık komitesi ve büyük j jüri üyelerince pek önemsenmemiş ve geçilmiştir ama, basın yoluyla ağır toplarını ta- lihsiz film yarışmasına çeviren Halit Refiğ, ortaya attığı iddialarının ce- vabını, üzerinden daha yirmidört saat bile seçmeden, hem komite başkanı Gelenbeviden -Taninde- ham de sek- reteri Burhan Arpaddan -Vatanda- sıcağı sıcağına almakta gecikmemiş- tir. “Yasak Aşk" filmiyle sinemaya rejisör olarak ilk defa giren Halit Refiğ, filminin yarışmaya katılma- masına karsı çıkmış ve İstanbul ga- zetelerinin sinema tenkitçilerini da kendine destek almıştır. İlk 1 eeşmeyi yapacak ii tenkitçilerin- den kuruludur- anak Aşa Üistele rine sokmak ane komitenin itirazıyla karşılaşmış ve komite fil- min İstanbulda gösterilmemiş olması m yarışmaya katılmaması için yeter bir sebep saymıştır. Halbuki yarış- ma tüzüğünün 11. maddesi, "Her ten- kitçi 1.4.1960 ile 31.3.1961 arasında halka gösterilmeye başlanmış bütün filmlerini ve koprodüksiyonları arasında yarışmaya lâyık yedi filmi ayırarak bildirir" demekte ve katıla- cak filmin İstanbulda veya, Yassıvi- randa gösterilip gösterilmemesini şart koşmamaktadır. "Bir baldan yenmesine...' Olay, Türk Filmleri Yarışmasını günü gününe takip eden Vatan gazetesi sinema tenkitçisinin cumar- tesi günü gazetesinde yayınlanan "Bir haklan yenmesine göz yumma- yınız" başlıklı " makalesiyle patlak vermiş, ,aynı günde. tenkitçilerin müşterek bir deklarasyon yayınla- malarıyla birlikte, rejisör Refiğ va- kit geçirmeden bir basın toplantısı yapınıştı. içi deklarasyo- ilk elemeyi kazanan yedi film- dei "Suçlu" nan yerine - tutmaz- lığı bakımından da olsa-, haber veril- meksizin ve yeni bir oylama yapıl- maksızın Orhan Elmasın "Kanlı Fi- SİNEMA rar"ının alınması protesto edilmekte, İstanbulda oynamadığı için yarışma- ya alınmayan "Yasak Aşk'ın, festi- valin başlangıç günlerinde İstanbulda vizyona girmesi ve görülmesi sebe- biyle, çıkarılan "Suçlu"nun yerine alınması konusunda büyük Jürinin yetkisini kullanması ve "Yasak Aşk'ı dışardan yarışmaya çağırması isten- mektedir. Rejisör de aynı fikri savun- maktadır. Kazanıp kazanmaması ve- ya herhangi bir derece tutturması da sözkonusu değildir. Aslolan, işlen- miş bir hatanın düzeltilmesi ve bu; hakkın göz göre göre yenmemesin ir. Basın toplantısının hemen ertesi günü, itham ediliyoruz gürültüleriyle Vatan ve Tanin gazetelerinde rejisör Refiğe birbirinin benzeri birer cevap yayınlayan talihsiz yarışmanın talih- siz başkanı Gelenbevi ile sekreteri Burhan Arpad, üç madde ileri sür- mektedirler. (Birincisinde, "Yasak Aşk” filminin. Belediye Festival Ko- mitesine mevsimin en beğendikleri. filmim kapalı zarfla bildiren sekin tenkitçiden tek bir oy aldığı söylen- mektedir ki, doğrudur. Bu yüzden "Yasak Aşk”, ilk yediler arasına gi- remediği gibi yedekler arasında da kendine bir yer edinememiştir. İkinci madde, doğrudan doğruya ve cep- heden Halit Refiğe hücum etmekte- dir. Film, kendisinin de itiraf ettiği, gibi, İstanbulda yem gösterilmektedir. Halbuki Yarışma Yönetmeliği 1 Ni- san 1960-31 Mart 1961 arasında İstan- bulda vizyona çıkan filmleri (kabul etmektedir. Yarışmanın başkanı ile sekreteri, birinci maddede yerden gö- ğe kadar haklıdırlar ama, İkinci mad- denin "tarih" ve "İstanbul" nokta*. larında fena halde yanılmaktadırlar. Yarışma tüzüğünün 11. maddesinde istenilen tarihler doğrudur, fakat "İstanbul" kelimesi yerine "halka gösterilmeye başlanmış bütün Türk filmlerine" sözleri yar almıştır. Du- rum böyle olunca, Arpadla Gelenbe- vinin ileri sürdükleri gibi ("Yasak "Aşk", daha önce yurdun başka yer- lerinde gösterilmiş olmasıyla yönet* ' meliğin kakar şartlarına aykırı değil, tam tersi, uygun düşmektedir. Basın toplantısı ve tenkitçilerin (o birleşik . deklarasyonuna olumlu yönden cevap verenler arasında büyük jüriden Haldun Tanerle Semih Tuğrul da var- dır. İki üye haklı gördükleri rejisör Refiğden yana çıkmışlar ve başkanı bir hayli güç durumlara sokmuşlar* dır. Her iki jüri Üyesi de, bir toplan- tı yapmadan ve müdavele-i efkar- siz festival neticelerine varılamıya- cağına inandıklarından, oylamama kapalı zarf usulüyle yapılmasına da karşı çıkmaktadırlar. 35