TİYATRO sin tiyatro sanatkârlığı mesleğine intisabını tamamiyle bir tesadüf e- seri saymak, yanlış olur. Zira, tiyat- ro sanatkârı bir ailenin tak evladıdır. Baban Lütfullah Süruri tenordur ve Türkiyenin en eski ve meşhur operet tiyatrosu o sanatkârlarındandır. Üç yaşındayken kaybettiği annesi Su- zan Süruri, Türk tiyatrosunun ilk Müslüman 4 Türk primadonnasıdır. Gülriz daha 13 yaşındayken, Türk Ti- yatrosunun 1 numaralı simam Muhsin Ertugrul, bir gün babasına: Nasıl, kızın da merhum anne- si gibi istidatlı mı?" sualini sormuş- tur Lütfullah bey musibet cevap ve- rince, bir müddet sonra aile dostları Hüseyin Kemal Gürmen Gülrizi ko- lundan tuttuğu gibi, simdi yıkılmış olan Tepebaşındakl Şehir Tiyatrosu eski Komedi kısmında faaliyet gös- teren Çocuk Tiyatrosuna getirmiştir. Küçük Gülriz, işe istifasını onun yerini alarak birdenbire yükse- liverdi. Aynı yılın yasında babası, Ertuğ- ruldan müsaade almadan Gülrizi, İs- tanbul Operetiyle bir Anadolu turne- sine çıkardı. Güliz Anadolu turnesin- de iki operette rol aldı, fakat sarin söylerken müthiş utandı. Seyirci fev- kalade beğendiğinden babası ısrar etti fakat kendisi de iki gözü iki çeşme yalvar yakar dayattı, sadece Iki-üç gün söyledikten sonra rollerinin şar- kı kısımlarım çıkarttırmağa muvaf- fak oldu. rneden dönüşünde Ertuğrul, Gülrize fevkalade sinirlenmiş, fakat asabiyeti geçtikten sonra, mütad iyi kalplillğiyle küçük kızı affetmiştir. Gülrizin kaabilyetinin dikkati çek- mesi için fasla samana geçmesine ihtiyaç kalmamış ve Ertugrul, 18 lira net aylıkla, Çocuk Tiyatrosu kadro- sunda kalmak şartıyla ona Dram Ti- yatrosunda da roller vermeğe başla - mıştır. Dram Tiyatrosundaki ilk ö- nemli rolü, Reşat Nuri Güntekinin Yaprak Dokümündeki Ayşe olmuş- tur. Hem Çocuk, hem de Dram Ti- yatrosunda piyeslere çıkarken, pa- ralel olarak ta İstanbul Belediyesi Konvervatuarında diksiyon, ve şan dersleri almaktaydı. İri siyah gözlere, keskin hatlı güzel bir çehreye sahip olan Gülris Süruri, 21 yaşındayken ilk defa zen- gin bir iş adamıyla evlendiği zaman, eski kocasının muhalefeti yüzünden dört sene sahneden ayrı kalmıştır. Sâdece dublajlarda ve radyo temsil- lerinde vazife almasına müsaade e- demiştir. 32 Dormen - Süruri Başarılı ikili Boşandıktan sonra, ayda net 2 bin 600 lira ücretle Karaca Tiyatro- suna intisap etmiştir. Aldığı teklif üzerine tekrar sahneye dönen Gülriz Süruri, Cibali Karakolundan sonra operetçiliği terketmiş olan Karaca Tiyatrosunda Taki Müzenidis, Cüneyt Gökçer ve diğer rejisörlerin idaresin- de Ednan Bey Duymasın. Masif İs- kemle, Mahut Heykel, Anna Frank- ın Hatıra Defteri, Cam Kırıkları gibi piyeslerde mühim roller almıştır. 1958 de politika heveslisi Muammer Kara- canın 2 bin 500 lirasını elinin tersiyle iterek, tiyatro anlayışım takdir ettir ği Haldun Dormenin trupuna, ayda sadece 1000 lira net ücretle katılmış- tır. Tiyatroya olan aşkından, tahsili- ni ortaokuldan ileriye, götüremiyen Gülriz Sürurinin 1954 te yaptığı ikin- ci İzdivaç ta, birincisinden daha talih- li olmamıştır. Devrin Basın-Yayın ve urizm (İstanbul Vedat Türkkan ile-sahne ve perde sanatkar- lığının kaçınılmaz kaderinin tabii bir neticesi olacak-, 1960 yılında ay- rılmıştır. Şimdi, bir üçüncüsü için "Artık pes” şeklinde kamal Gülriz Süruri, halihazırda 2 bin lira net ücretle Dormen Tiyatrosu- nun en fazla kazanan üç elemanından biridir. Dışarıda yaptığı dublajı rad- yo temsilleri kabili işlerden aldığı paralarla birlikte, aylık kazancı or- talama 2 bin 400 ü bulmaktadır. Se- nede iki ay da izni mevcuttur. Böy- lece Gülriz Süruri Türk Tiyatrosu- nun en fazla kazanan simalarından biri olmaktadır. Gözünü sahnede açmış sayılabi- lecek Gülriz Sürurinin ilk hatıraları, küçüklüğündenberi haşır haşır ii ğu tiyatroda, başlar. Baban onu sık sık çalıştığı operet tiyatrolara gö- türür, oradaki sanatkarlar oyüzünü gözünü boyarlardı. Hele henüz beş yaşındayken, babası Tarla Kuşu ope- retinde rol icabı bir kadın sanatkâra öperken, temsili seyrettiği kulisten anneannesi Zeynep Hanımın kucağı- na kapanarak: "— O benim annem değil, mezsin!" diye feryadı basmıştı. O anda sahnede görevli olmıyan sanatkârlar, tehdit ve ricalarla kü- çük Gülrizi teselli edene kadar akla karayı seçmişlerdi. Mesleğini tevarüs ettiği babası Lütfullah Süruri, perde arkasında olmak şartıyla hâlâ tiyatroculuğa devam etmektedir. Amcaları Ali Ve Celâl Sürurinin Toto Karaca ile ortak bulundukları ve dört senedir sâdece farslar oynıyan eski Elhamra Sine- masındaki İstanbul Tiyatrosunda i- darecilik yapmaktadır. Lütfullah Sü- ruri, geçenlerde tertiplenen Kırkıncı Sanat Jübilesinde, sesini hâlâ kay- betmediğini, Gülrizin hayret nazarla- rı önünde ispat etmiştir. İçinde film yıldızlığına temayül hissetmiyen Gül- rizin bir başka amcası Yusuf Süruri de tiyatro müellif ve mütercimliği yapmaktadır. öpe- Canlı ve sevimli Gülriz Süruri seneler ilerledikçe, fazlasıyla zor bir meslek seçtiği- ne kanaat getirmektedir. Her geçen gün bir hatasını farketmekte Ve da- ha çok Öğrenmesi gerektiğini anla- maa En büyük şikâyeti de, mes- leğinde, bir insanın kendinden emin olmasına imkân bulunmamasıdır. Dünyasını ikiye bölen perde inince, neredeyse "Oyunu mahvettim" diye ağlamağa bağlıyacağı sırada kulağı- na gelen sürekli alkışlarla teselli bul- maktadır. Fakat, "Bugün fevkalâde- yim" dediği zaman alkışların şahsi kanaatine uymamasıyla giderilmesi imkânsız bir sukutu hayale saplan- maktadır. Netameli İrma rolünü ka- bulde hayli tereddüt göstermiştir. Çünkü herkes ondan birşeyler bekli- yordu. Halbuki onda, kanaatince hiç- birşey yoktul Sokak Kızı İrmanın fanteziye dayanan, ama yer yer gerçekten fi- rik bir olay olan konusu, gayet ba- sittir: İrma isimli bir trotöze tutulan Nestor, onun parasıyla geçinirken, sevgilisinin başka (âşıklarına engel olmak için kılık değiştiriyor. Sakal takıp, frak giyerek, gene kendisinin Oscar adıyla İrmaya verdiği parayı Nestor adıyla ondan geri alıyor. A- ma zaman geliyor, kendi kendini kıs- kanmağa başlıyor ve Oscar olmaktan vazgeçiyor. Oscar ortadan o kaldırı- AKİS, 22 MAYIS 1961