masisinin wi ve Kübada u boz, korkulur. Amerikan idarecileri, ko- münist blok karşısında Batının, yüz- yılların denemesinden geçmiş kıymet hükümlerini savunmak istiyorlarsa, savunmalarını silâh gücünden çok sosyal ve ekonomik temellere daya- dır) Mosko: mak gereğini amalıdırlar. 0- vadan yapılan propaganda ne olursa olsun, Batının askeri gücünün en a- zından Ronnmii devletlerinkine eşit olduğuna şüphe yoktur. Amerikanın silahlanma harcamalarında yapacağı her lüzumsuz arttırma belki Ameri- kan toplumuna geçici bir refah sağ- layacaktır ama, devamlı refah ve gü- venliğin kaynakları, parşçı 2 alanlar- da yapılacak yatırımlarda Güney Kore Bir askeri darbe daha Gecen salı sabahı güneşle beraber uyanan Seoul'lüler, işittikleri silah sesleriyle yataklarından fırladılar. Bu silah sesleri önce birkaç dakika ka- dar sürdü, sonra arkasından, daha gürültülü bazı sesler işitilmeye başla- dı. Bütün Seoul'lüler, şehirlerinin bir bombardımana uğradığım sandılar. Fakat bu sesler de uzun sürmedi, kı- sa bir süre sonra kesildi. O zaman korkularından biran için kurtulanlar, radyoyu açmayı akıl ettiler. İşte Se- oul'lülerin asıl (o şaşkınlıkları bundan sonra başladı. Radyoda konuşan o za- mana kadar hiç işitilmemiş bir ses, or dunun idareyi ele aldığını ve subaylar dan müteşekkil bir ihtilâl komitesi- nin kurulduğunu bildiriyordu. Aynı sesin söylediklerine bakılırsa bu ha- reket Güney Koreyi içine düştüğü sosyal ve iktisadi başıbozukluktan, düzensizlikten okurtarmak için ya- pılmıştı ve ihtilâlcilerin hepsi ko- münist aleyhtarı kimselerdi. Bun- lar, Güney Koredeki komünist sızmalarına son verecekler, Ame- rika Birleşik Devletleriyle daha sıkı bağlar kuracaklardı. Doğrusu istenirse, geçen şah saba- hı Güney Korede yapılan askeri dar- be bu ülke halkı arasında değil, dün- yada geniş bir hayret uyandırdı. Çün- kü Uzak Doğunun bu talihsiz kösesin- den şimdiye kadar alman haberler, Kore yarımadasının güney ucunda sosyal ve iktisadi bir huzursuzluk mevcut olduğunu göstermekle bera- ber, ordunun günün birinde politika- ya karışacağı ihtimalini hiç mi hiç uyandırmamıştı. İhtiyar diktatör Syngman Rhee'nin, bundan aşağı yu- karı bir yıl kadar önce işbaşından u- zaklaştırılmasından sonra kurulan demokratik rejimin zamanla bu hu- zursuzluklara bir çâre bulacağı dü- AKİS, 22 MAYIS 1961 şünülüyordu. Bu bakımdan, geride bıraktığımız haftanın başlarında Gü- ney Korede bir askeri darbe yapıldığı haberi gelince, dünyada duyulan ik oldu. , büyü Fakir ülkenin güçlükler A. Güney Kore olaylarını biraz yalandan takip edenler için, bu haberin o kadar büyük bir hayret u- yandırmaması gerekir. Gerçekten, Syngman Rhee'nin çekilip, yapılan seçimlerle Demokrat Partinin iktida- ra gelmesinden bu yana bir yıl geç- miş olmasına rağmen, Güney Korede işler bir türlü düzelememiştir. Dar- beyi yapanların ileri sürdüklerine gö- re, bu düzensizliğin sebebi, liderler arasındaki görüş ayrılıklarıdır. De- mokrat Partinin liderleri muhalefette oldukları süre içinde Syngman Rhee'- ye karşı birleşmişlerdir. Syngman Rhee ortadan çekildikten sonra ayrı- lıklar başgöstermiş ve her lider par- tiyi kendi tarafına çekmek istemiş- tir. Bu siyasi güçlüklerin yanısıra, Güney Kore iktisadi güçlüklerden de kurtulamamıştır. Birleşik Amerika 1955 yılından bu yana Seoul hükü- metine 2 milyar dolara yakın yardım yaptığı halde, enflâsyon durdurula- mamıştır. Komünizm tehlikesine fok yakın olan bu ülkenin savunma mas- raflarının çokluğu, sağlam bir iktisa- di düzenin kurulmasına engel olmuş, işsizlik günden güne çoğalmıştır. Sosyal ve iktisadi huzursuzluk art- tıkça Güney Korede komünizm tehli- kesi de hızla çoğalmaktaydı. Bu du- rum, son zamanlarda Amerikan idari cilerini çok endişelendirmekte ve A- merikan dış politikasını yönetenler. General Çang do Young Hevesi DÜNYADA OLUP BİTENLER Güney rarlar Kore konusunda yeni almak lüzumunu duymak- taydılar. Ancak Güney Koreli su- baylar Amerikalılardan daha buk odavranmışlar, Güney Kora ordusunun 38 yaşındaki Kurmay Balkanı oÇang'ın başkanlığı oal- tında yaptıkları darbeyle idareye el koyarak eski rejimin bütün idare- cilerini işbaşından çekilmeye zorla- mışlardır. Yeni Güney Kore idarecile- rinin programı komünizmle savaş, Birleşmiş Milletler Anayasasına bağ- lılık, Birleşik Amerika ile dostluk bağlarının kuvvetlendirilmesi, ahlâk çöküntüsünün giderilmesi, hayat şart- larının iyileştirilmesi ve memleket idaresinin mümkün olan en kısa Za- manda yeni ve liyakatli politikacıla- ra teslimidir. Güney Korenin içinde bulunduğu güçlükler gözönünde tu- tulursa, bu "mümkün olan en kısa zaman"ın hiç de kısa olmıyacağı ko- layca anlaşılır. Bir telâşçı devlet B' darbe karşısında en çok telâşla- nan devlet görünüşe bakılırsa, A. B. D. olmuştur. Gerçekten, komü- nizm tehlikesiyle burun buruna olan bu ufak ülkeyi demokratik bir düzen içinde kalkındırmaya çalışan Ameri- kan idarecileri, son beş yılda Güney Koreye iki milyar dolara yakın yar- dım yakmışlar, ayrıca kuvvetli o bir Güney Kore ordusu kurmak için bü- yük gayretler harcamışlardır. Eğer yapılan darbe Güney Koreyi demirper- de gerisine atacak olsaydı, bunların hepsi boşa gidecekti. Bu bakımdan, ihtilâl liderlerinin daha ilk dakika- lardan başlıyarak darbenin komü- nist aleyhtarı olduğunu söylemeleri, Washington'da ferahlık uyandırmış- tır. Güney Koredeki darbeyle birlikte, Washington için ortaya, bir mesele daha çıkmıştır: Demokratik düzenin şampiyonu sayılan Birleşik Amerika, aşağı yukarı kendi esa- yeti altındaki bir ülkede askeri, bir diktatörlüğün kurulmasına göz yu- macak mıdır? Bu soru, geride bırak- tığımız hafta içinde Amerikan diplo- masisinin cevap medi en güç Soru- lardan biri oolmuştur. Washington'da Duranlar i darbe- yi endişe ile karşıladıklarım söyler- ken, Moskovada oturanlar da bunun bir Amerikan komplosu olduğunu ile- ri sürmeye başlamışlardır. Tass ajan- sına göre, bu darbe Güney Korede hızla artan Amerikan aleyhtarı duy- gulardan korkan gerici bir grup tara- fından yapılmıştır. Eğer John Myon Çang hükümeti işbaşında kalsaydı, iki Korenin barışçı yollarla birleşti- rilmesi için çalışacağına söz vermişti. Tass'a göre bu söz Çang hükümeti- nin sonu olmuştur 29