TİYATRO Temsiller Ankarada amerikalılar Bitirdiğimiz haftanın sonlarında bir gece Ankaradaki Büyült Tiyatro- nun şık, zarif, cici salonunda sahne- nin kırmızı, ağır perdesi kapandığın- da seyirciler heyecan içinde ellerini çırparak yerlerinden fırladılar. Et- raf bir an karanlık kaldı, sonra per- de tekrar açıldı. . Sahnede, o gece üç saat boyunca Ankaralılara haki- katen mükemmel bir tiyatro ziyafeti çekmiş bulunan New York Theatre Guildın Amerikan Repertuar Gru- bu artistleri yardı. Alkışlar (o büsbü- tün kuvvetlendi. Kırmızı perde defa- larla kapandı, defalarla açıldı. Fakat sahnede bir genç kadınla bir ufak kız çocuğu yalnız başlarına belirdiklerin- den tezahürata takdir sedaları da karıştı. Bunlar, o gece oynanan "The Miracle Worker —Mucize Yaratıcısı" piyesinin iki harikulade kahramanı, küçük Rona Gale ve genç Barbara Barrie idi. Amerikan trupunun bitirdiğimiz hafta içinde başkentte verdiği tem- için de aralarında oyarıştıkları hiç kimsenin meçhulü değildir. Bu ikinci yarışta kullanılan başlıca silâh ise, roket değil sanattır. Gerçi Amerika, Hollywood filmleri sayesinde kendi- sine geniş bir tesir sahası bulmuş- tur ama beyaz perdenin aksettirdiği Amerikan havasının Amerikaya nisbette fayda, ne nisbette zarar ge- tirdiği kesin olarak belli değildir. Bu- na mukabil Ruslar bilhassa musiki sanatçıları, baleleri ve dana trupla- rıyla dünya milletlerine Sovyet Rus- yada sâdece top yapılmadığını, tere- yağın nimetlerinden de faydalanıldı- ğını göstermeye o çalışmaktadırlar. İtiraf etmek lâzımdır ki bu yarışın Türkiyede cereyan eden kısmında Ruslar Amerikalıları geçmiş durum- daydılar. Atlantiğin ötesinden gelen tiyatro trupu muvazeneyi Demokrasi blokunun lideri lehinde bozmağa mu- vaffak oldu. Temsiller salı akşamı başladı ve cumartesi gecesi nihayet buldu. Gala temsilinde seyirciler arasında o Dışiş- leri Bakam Selim Sarper ile bazı Bakanlar da bulunmaktaydı. Sarper ve ailesi, Amerikanın yeni Ankara Büyük Elçisi, kibar ve asil tavırlı Raymond Hare İle Maslahatgüzar Cowles ve eşinin dâvetlisiydiler. Sa- londa hemen bütün kordiplomatik ve başkent sosyetesinin ileri gelenleri 32 hâzırdılar. O gece "The Glass Me- nagerie—Cam Biblolar" oynandı. Güzel bir repertuvar New) York Guild tiyatrosunun A- sinde hazırlanan bu turnesinde uç Amerikan piyesi takdim edilmekte- dir. Bunlardan biri Tonnessee Willi- ams'ın "The Glass Menagerie" si, öteki Thornton Wilder'in "The Skin of our Teeth—Ramak Kaldı" sı, ü- çüncüsü de William Gibson'un "The Miracle Worker'idir. Ankarada bu üç piyesi de seyredenler ayrı hava ta- üç oyun görmek fırsatını bul- dular. Tennessee Williams'ın piyesi 1930 senelerinde bir amerikan aile- sinin hayatından bir levhadır. Bir ana, bir oğul ve bir kızdan müteşek- kil bu ailenin hayatından bir parça son derece realist bir hava içinde gözler önüne serilmiştir. Gerçi oyu- nun hem bir kahramanı, hem de seyirciye nakili olan oğul bunun hayal alemi içinde takdim edilen gerçek olduğunu (o söylemektedir a- ma, hayal âleminden kasıt sâdece tiyatro sanatıdır. Yoksa yazar hiç bir suniliğe kaçmamış, hisleri olduğu gibi belirtmiştir. İkinci olarak temsil edilen "The Skin of our Teeth" de Ankaralı se- yirciler karşılarında -Cam Biblolar da öyledir ya..- tanıdıkları bir piyes bulmuşlar ve bunda modern tiyatro sanatının eğlenceli - inceliklerini bu- larak zevk duymuşlardır. Thornton Wilder bu oyununda insanlığın ebedi çizgilerini başarıyla çekmektedir. Pi- yeste aynı aile bir Buz devrinde, bir Nuh tufanında, bir de Dünya Har- binde gösterilmekte ve hem Antrobus ailesi ve hem de -dolayısıyla- bütün insanlık mahvolmaktan "Ramak Ka- la" kurtulmaktadır. Yirmi yıl oOönce yazıldığı halde mânasından bir şey kaybetmemiş olan "The Skin of our Teeth" başkentlileri hakikaten cez- betmişttr. Ama büyük sükseyi, hayatı tasvir edilen kadın halen yaşamasa tipik bir melodram sayılacak "The Miracle Worker" kazanmıştır, Willam Gib- son'un bu piyesi meşhur Helen Kel- lerin çocukluğunu anlatmaktadır. Helen Keller okullarda dahi okutu- lan psikoloji kitaplarında adi geçen bir kadındır. Bu kadının resmi daha geçenlerde, Başkan Kennedy ile yap- tığı görüşme üzerine Amerikan ga- zetelerinde (o yayınlanmıştır. - Helen Keller ufacıkken geçirdiği bir hasta- lık sonunda görme ve duyma, konuş- ma hislerinden omahrum kalmıştır. Fakat sonradan, başka hislerinin şa- June Havoc Şöhretlerden bir tanesi yanı hayret inkişafıyla adeta normal bir insan durumuna geçmiş, okuyup yazma Öğrenmiş, kitaplar yazmış, bütün diğer melekelerini inkişaf et- tirmiştir. Böylece, fevkalade bir tip olarak adım bütün dünyaya duyur- Bugün çok yaşlı bir kadın olan Helen Keller ömrünün büyük kısmını, kendisini yetiştiren ve bir zamanlar o bizzat kör olan hocası Annie Sullivan ile birlikte oturmuş, iki kadın ebedi bir arkadaşlık kur- muşlardır. Piyeste Helen Keller, ba- bası, annesi , Annie Sullivan hep gö- rünmekte ve küçük kızın hissiz, hay- van gibi yaşadığı ilk yıllan canlan- dırmaktadırlar. Eserdeki melodram havası, konunun tabii bir (o icabıdır. Fakat yazar bunu o kadar güzel iş- lemiştir ki ve Helen Keller'in varlığı seyircide öyle bir tesir yaratmakta- dır ki melodram havası hemen dağıl- maktadır. Kuvvetli bir ekip rup, isimleri bütün dünya sanat- severleri tarafından bilinen bir- kaç güçlü sanatçıyı kadrosunda taşı- dığından her gittiği yerde daha ora- ya varışından önce alâka uyandırmış- tır. Bu yüzdendir ki Büyük Tiyat- ronun bütün yerleri günlerce evvel, parterdeki koltukların yüksek fiya- tına rağmen tamamen satılmış ye temsiller kapalı kişeyle verilmiştir. Bu sanatçıların başında Amerikan sahnesinin 17 numaralı kadını olarak bilinen Helen Hayes gelmektedir. Tam ellibeş senedir sahneye çıkan ve bir çok filmde de rol aldığından dolayı AKİS, 17 NİSAN 1961