YURTTA OLUP BİTENLER . ve teşkilât! fnönünün siyasi faaliyet başladığı günden bu yana yapmakta devam ettiği ve sımsıkı tuttuğu bu telkin- ler haftanın sonlarında C.H..P. nin Karanfil Sokaktaki (o heybetli Genel Merkezinde yapılan çalışmalara da hakim oldu. Teşkilâtın en üst kade- mesi yeni havayı tamamile benimse- işti. Nitekim yetkili Bir Partilinin dehşetli sözcülerine karşı tek bele sö:.ü çıkmadı. C.H.P. liler Paşa- nın, memleketin özlediği ve muhtaç bulunduğu havaya bir defa daha tam isabetle teşhis koyduğunu anladılar. Zira Partinin tutumu her çevrede son derece müsbet karşılandı. Futbol ta- biriyle "kontrpiye" de kalanlar A.P. nin ve bilhassa Y.T.P. nin Öfkeli Po- litikacılarıydı. Belki de bu yüzden- dir ki haftanın başında Ekrem Ali- can hızını alamayarak A.P. ye yük- lendi ve A.P. nin eski Demokrat söz- cülerinin yıldırımlarına, şimşekleri- ne mâruz kaldı. C.H.P. deki çalışma- lar, bitirdiğimiz hafta iki cepheli ol- du. Haftanın başından itibaren üst- üste yapılan toplantılarla C.H.P. ev- velâ teşkilât işine el attı. İlk merha- le Gençlik ve Kadın kollarına bir çe- ki düzen verilmekle aşılmış oldu. Ge- nel Sekreter Aksalın bizzat meşgul olduğu bu kollar tâli birer kol ol- maktan çıkarılarak, partinin faydalı birer uzvu haline getirildi. Aksal bu toplantılarda Gençlik Kolu temsilci- lerine hitaben: "— Sizin teşkilâtınızı, rey topla- mada yardıma olasınız diye kurmuş değiliz. Gençleri sosyal eğitime ha- zırlamaktan ve gelişebilmelerini sağ- lamaktan başka hiç bir muradımız yoktur" dedi. Kadın kolu temsilcilerine de: "— Biz bu teşkilâtı Türk kadınını sosyal hayata alıştırabilmek için kur- duk ve çalıştırıyoruz" şeklinde hitap etti. Bu sözler de yurtta iyi karşı- landı. C.H.P. kendisinden ne beklen- diğini anlamışa benziyordu. Bu sırada Karanfil sokakta, bir ta- raftan da partinin yüksek politika- sı tanzim ediliyordu. Genel Merkez, teşkilâta yolladığı bir tamimle poli- tikanın ana hatlarını çizdi. Bu ana hatlar, "itidal * basiret * iyiniyet - Başarı" formülüne İrca ediliyor- mühim intikal devresinde bir ben" kavgasına girmekten katiyen kaçınacaklardı. Dışardan gelen hü- cumlara mukabelede bulunulmıya- cak, küfürlere dahi sükütla cevap ve- rilecekti. Buna mukabil "Merkez Ekipleri" teşkil edilecek, bu ekipler 20 yurdu tarayacaklar, her sınıftan va- tandaşla temas edecekler ve C.H.P. nin fikirlerini, (görüşlerini, tasavvurlarını anlatacaklardı. İnönü- nün belirttiği gibi, en iyi cevap buy- du ve bunun ötesine gidilmeyecekti. Eski D.P. lilere gelince, bunlara kar» şı CHP de hiç bir düşmanlık gös- terilmeyecekti. Ama "Kapımız temiz kalmış D.P. lilere açıktır" tarzında, bir kardeşlik politikasının odışında kalan davetlere de C.H.P. lüzum gör- müyordu. Zâten bu laf, İnönünün D. P. lileri bu vatanın evlâtları telâkki ettiğini bildiren sözlerinin mübalâğa edilmesi suretiyle bazı ağızlardan fırlayıvermişti. C.H.P. nin nazarında vatandaş tefriki yoktu. Mesele bun- dan ibaretti. de bir gün, Sakarya caddesindeki bir kübik .binanın yan kapısı genç bir adamın yumruğuyla bir iki defa dö- güldü. Genç adam bir müddet içe- riden cevap bekledi. Sonra, bir İki defa daha hızlı hızlı vurdu. Ses seda yoktu. Binayı dolaşıp, cephesini boy- dan boya kaplayan pencereden içe- ri baktı. Güneşin müsaade ettiği nis- bette görebildiği birkaç koltuk, bir masaydı. İçeride in cin top oynuyor- du. Genç adam başını ümitsizce sal- ladı. Birileri gelir diye bir iki daki- ka daha bekledi, sonra çekip gitti. Bahis konusu bina C.K.M.P. nin Sakarya caddesindeki meşhur Genel Merkeziydi. Genel Merkezde, C.K.M. P. ileri gelenleri bir yana, kapıcı, ha- deme kabilinden de kimseler yoktu. C.K.M.P, Genel Merkez binası .. Anahtar nerede ? Suya düştü! haftanın sonunda Karanfil Sokak- taki bina bir başka toplantıya sahne oldu. Ama o, partinin iç işinden Zi- yade Temsilciler Meclisinin çalışma- larıyla alâkalıydı. Zira o akşam Ka- ranfil Sokaktaki binaya girip, ancak sabaha karşı çıkanlar Temsilciler Meclisinde bulunan C.H.P. lilerdi. C. H.P. 11 Temsilciler Anayasa çalışma- larının hızlandırılması İçin o akşam aralarında görüş birliğine vardılar. Zira lâklakiyatı millet hiddetli göz- lerle seyre başlamıştı bile.. C.K.M.P. Hayalatınsonu Tlk bahar havasının başkent sokak- larını sardığı geçen haftanın için- Parti merkezinin meşnur hademe Hasanı belki gene Genel Başkanın özel işleri için bir yere gitmişti. Ama bu defa kapıya bir not bırakmamış- tı! Son aylarda Hasan da Genel Baş- kam kadar tedbirli hareket ediyor, bir kere daha gazetecilerin alayına uğramaktan ürküyordu. Aslında bir süredir, günün belirli birkaç saati hariç, C.K.MP. Genel Merkezinde birisini bulmak, Spor - Totoda 13 tutturmak kadar şans işi- dir. İhtilalin hemen akabinde DP. nin yerine konmak gibi hayallere da- lan bu, minyatür partilerin en irisi, siyasi faaliyete izin verildiği şu gün- lerde bir türbe kadar sessiz ve ha- reketsizdir. Bir sıra ne olursa olsun D.P. oylarının büyük bir kısmının çantada keklik olduğunu söyliyerek AKİS, 17 NİSAN 1961