30 SANATÇI CÜNEYT Dedesi | paşaymış. Nerdeyse "dede- paşa" sının paşalığı bizi bir Cü- neyt OGökçerden edecekmiş. Yıl 1936-37. Başkenti bile tiyatrosuz bir Türkiye. Tiyatroculuk, "aile şerefine nakise getiren", o babala- rın, suratını astıran,, anaların dizle- rini dövdürüp, iki gözü iki çeşme ağlattıran, aşağı kattan bir meslek! Cüneyt Gökçerin dedesi paşa. Babası subay. Kendisinin de baba bir geleneğin sürdürülmesi yönün- den şart. liseyi bitirmiş, Harp O- kulu Cüneyt Gökçeri bekliyor. Oy- sa, Cüneyt Gökçerin yüreği Cebe- cideki Devlet Konşervatuvarının kapısından içeri çoktan girmiş, ilk sınıfın sıralarından Oo birinde dört dörtlük oturmuş! Olurdu olmazdı derken bir yandan babasıyla bir yandan annesiyle arası iyiden iyiye şeker renk olmuş. Öyle ki genç ti- yatrocu adayı ağabeysi Zafer Gök- çerin evine "İltica" zorunda kalmış. "— Peki, şimdi ne düşünüyor ai- leniz?" diyorum. Gülümsüyor; ' mnunlar.." kurtarılmış. kurtaranla, kurtarttırana ! Konservatuvar giriş sınavına. 300 genç başvurmuş o tarihte. C. Gökçer tam o sıralarda üşütmüş, anjin ol- muş, sesi kısılmış. Kısık sesle de olsa sınava girmiş. Jüride Carl Ebert gibi bir tiyatro kurdu var. İnce elenip sık dokunuyor. Sonunda 16 kişi Konservatuara girme hak- kını kazanmış. Adaylardan Cüneyt Gökçeri, kazananlar listesine al- makta epeyce düşünmüşler. Herşe- yi iyi hoşda. gencin sesi yok. Genç aday "Geçiçi diyor uma, der tabii o. Düşünmüşler taşınmışlar, Kon- servatuvara gireceklerin sonuncu- su olarak, yani onaltıncı olarak Cü- neyt Gökçeri de kabul etmişler! "— O onaltı kişi kimlerdi? Kim- ler kaldı onlardan?” dedim. onservatuvarı ancak beş bitirebildik" dedi. o "Öbürleri sebeplerle ayrıldılar.." diyor. Şükür kişi çeşitli Ve DÜNYASI GÖKÇER M. Sunullah ARISOY — Bitirenler kimler?" — Agah Hün, Ahmet Evintan Meliha Ara, Saim Alpago, bir de ben." " " — Gene sonuncu mu oldunuz? Utangaç e gibi kızarır ol- du, başını öne eğ — Hayır, dedi, da, birinci, oldu Zaten son a Carl Ebert ken- disine asistan olarak Cüneyt Gök- çeri seçmiş. Okulu bitirdiği yıl da, kendi okuluna öğretmen olarak tâ- yin edilmiş. Hem oyuncu, hem öğ- retmen — Hangi dersi okutuyorsunuz ? 7” — Sahne ve mimik..' — Tiyatro Enstitüsünde de der- siniz var mı? — Var, evet. Bu yıl (o başladım Önde, da oyun yazarlığı ve kritik dersi veriyorum." Gökçerler tam on kardeş ! Beşi kız, beşi erkek. Babaları asker ol- duğu için her biri bir İlde doğmuş. Cüneyt Gökçerin kısmetine Malat- ya düşmüş. Yıl 1920. İlkokulu Kon- ya, ortaokulla liseyi Ankarada bi- tirmiş, sonra Konservatuvara gir- MİŞ, " sesim açılmıştı — Sahneye çıktığınız ilk oyun." "— İlkin Tatbikat Sahnesinde oynadım. Biliyorsunuz o zamanlar daha Devlet Tiyatrosu kurulma- mıştı. 1943 den 1949 a kadar Tat- bikat sahnesi olarak temsiller ve- rildi. Ben de İlkin 1943 de Otelci Kadın piyesinde oynadım. Başrolde. Cavalleri rolünde, "— Size orta gi kısmet olma- mış zâten.." diyorum Gene o çocuksu utangaçlığıyla, hatta sesi de biraz kısılari — Evet, diyor, öyle ii) ani nerdeyse "kısmetlim yok- muş" diyecek. (Güçlü bir oyuncu olmanın biraz da haklı görülebile- cek "övünme" sinden hiç bir iz yok. Üstelik yalnız güçlü bir oyuncu da değil, iyi bir sahneye koyucu da. Dahası var, bir de yaşı kırkı bul- madan Devlet Tiyatroları o Umum Müdürü olmuş, E, bunlardan yalnız biraz kasıl- ma, övünme hakkı tanınır elbette. Gerçi biz omur bu hakkı ama, Cüneyt Gökçer kullanmıyor. Cüneyt Gökçer yakışıklı bir adam. Uzun boylu, geniş omuzlu, şöyle bir gördünüz mü, durulayıp o bakıyor- sunuz. Bir de bu yakışıklılığa ün- lü, önde oyunculuğunu katın, O za- man iş biraz çatallaşıyor! birini ele Ki kişi, "— Nasıl? dedim, mektup fa- "— Geliyor" dedi. pr “tecahülü arifane" den geliyo 9 Tabii gelir, dedim, o herkese gelir mektup. Benim dediğim o çe- şit mektup değil. Hani o biçim mek- tup! Bir duraladı. Güldü, — Gençliğimizde daha çok aşk mektupları geliyordu, dedi, şimdi- lerde ciddi mektuplar geliyor. Ti- yatro sanatıyla ilgili." Konuyu değiştirdik. "— Şimdiye kadar oynadınız?" "— Oynadığım rollerin sayısı o- bi geçiyor sanırım Oynadıklarınızdan en beğen- diğiniz roller hangileridir?". — En çok Shakespeare'in oOn- ikinci Gecesinde Malvollo rolünü severim. Sonra Cyrano, Peer Gynt, şöyle bir bakıştık. kaç oyunda AKİS, 17 NİSAN 1961