DÜNYADA OLUP BİTENLER İsrail Gürültüsü bol bir dâva, pal devletinin resmi armasını ta- şıyan duvarın önüne kurulmuş kürsüde oturan açık başlı, siyah cüp- beli yargıç, dört tarafı kurgun işle- mez camla kaplı bir hücrede bulu- nan, geniş alınlı, kalın gözlüklü ko- yu renk bir elbise giymiş usun boy- lu adama ayağa kalkmasını söyle- dikten sonra: -Siz Kari Bichmann oğlu A- dolf Eichmann mısınız?"-'diye sürdu. Hücrenin içindeki adam, askerce bir durum aldıktan sonra -etrafa şöy- le bir göz gezdirdi ve ağır bir sesle: "— Evet" diye cevap verdi. Uzun bir müddettir gürültüsü göklere yükselen oOEichmann dâvası bu cevap üzerine artık başlıyabilir- i. Aslına bakılırsa, o bizzat İsrailde yaşayan museviler içinde bile dünya olaylarını ancak İkinci Dünya Sa- vaşından sonra takibe Oo başlıyanlai arasında. bir yıldır (gazetelerin en gözde sütunlarını işgal eden Eich- mann'ın adını duyanlar pek azdı. Bu ismi ohatırlayabilmek için. İkinci Dünya Savaşının oyâlnız Yahudiler için' değil, bütün insanlık İçin çok karanlık olan günlerine kadar in- mek gerekiyordu. Bilindiği gibi, Al- manian dünyanın en üstün ırkı ola- rak gören ve bu ırkın kanını emdik- lerini sandığı Yahudileri Almanların korkunç buluşlarından biri olan gaz odalarında can veren, yerinden yur- dundan edilen Yahudilerin sayısı an- cak milyonlarla ( ölçülebilirdi. Eich- mann, Yahudilere karşı girişilen bu amansız mücadelenin rakipsiz şampi- yonu ve yöneticisi olarak, savaş için- de Hitler'in en gözde yardımcıların- dan biriydi. İkinci oODünya Savaşı bittikten sonra. Nazi liderleri Nurenberg'de in- sanlığa karşı cinayet işlemek suçuy- la yargılandıkları ve cezalandırıldık- ları zaman, bütün gözler suçlu sıra- larında Eichmann'ı da aramıştı. Fa- kat Hitler'in bu yaman cellâdı sanki yer. yarılmış da içine geçmişti, hiçbir tarafta bulunamıyordu. Bazıları Eich mann'ın Öldüğünü ileri (sürüyorlar, bazıları da uzak bir ülkeye kaçtığını söylüyorlardı. Eichmann hakkındaki AKİS, 17 NİSAN 1961 bu çeşitli iddialar tam onaltı yıl de- vam etti. Tam onaltı yıl dünyanın her tarafındaki Yahudiler ırklarının başına en büyük cellât kesilen bu SS subayını aradılar. Bu amansız ara- ma, nihayet geçen yıl sona erdi. Eich mann'ın peşine düşen İsrail ajanla- rı, Arjaritmin ücre köşelerinden bi- rinde kendi halinde yaşıyan köylü kılıklı bir mültecinin aradıkları ada- mın ta kendisi olduğunu farkettiler ve bu adamı, hâlâ tam olarak aydın- lanamıyan bir düzenle, İsraile kaçır- dılar. Doğrusu arama çok uzun sür- müştü ama gayretler boşa gitme- mişti. Karanlık bir tarih devresi için- olmadan ülkesinden Oo kaçırılmasına çok kızmıştı. Adi Eichmann da olsa bu adamın kendine geri verilmesini istiyor, aksi halde İsraille bütün mü- nasebetlerini keseceğini (söylüyordu. İsrail, Arjantinli çıkan bu anlaşmaz- lığı özür dilemek suretiyle oObuyük güçlüklerle atlattıktan sonra bu se- fer de karşısına dünya halk efkârı- nın çıktığını gördü. Yahudilere karşı bunca kötülük ettiği ileri sürülen bir adam. nasıl ölür da bir İsrail mahke- mesinde yargılanabilirdi ? İ yargıçlar böyle bir adam için taraf- sız bir karara ulaşabilirler miydi? Fakat İsrail bu iddiaların hiç birine Eichmann İsrail Yüksek Mahkemesi önünde Maziden gelen ses de Beni İsraile kan kusturan adam, nihayet İsrail adaleti Önünde hesap verecekti. Kanunlar ve yargıçlar Dünyada yaşayan Yahudilerin bü- yük bir kısmı, bir kere ele geçi- rildikten sonra Eichmann'ın kolayca yargılanacağını sanmışlardı. e Fakat Eichmann'ın yakalanmasından bu yana geçen bir yıl içinde bu işin hiç de kolay olmayacağı açıkça ortaya gıktı. Bir kere, eski SS subayının ya- kalanmasına ilk itiraz eden Arjantin oldu. Arjantin, kendi topraklarında yaşıyan bir kimsenin kendi haberi kulak asmıyor, hale Eichmann'ın bir milletlerarası mahkeme tarafından yararlanması teklifini oduymak bile Eichmann bir İsrail larına göre hesap vermeliydi. Geride bıraktığımız haftanın or- talarında Eichmann dâvası başladı- ğı zaman, yargıçlar heyetinin baş- kanlığını İsrail Yüksek Mahkemesi yargıçlarından Moshe Landau yapı- yordu. oLandau'nun sağma Kudüs Bölge Mahkemesi Başkam Benja- min Halevy, soluna da Telâvivli mes- lekdaşı İzak Raveh oturmuşlardı.