çip, heyecanla bekleşen gençlerin el- lerini, teker teker sıkmağa başladı. Bu sırada salonda bulunan bir başka grup, hummalı bir faaliyete o giriş- mişti. Bunlar foto muhabirleriydiler. Flâşlar yanıp söndü ve pamuk saçlı sevimli adamla gençlerin mesut poz- ları tespit edildi. Hâdise, geride bıraktığımız hafta- ma ortalarında bir gün cereyan etti. C.H.P. Genel Başkanı İnönü, partisi- nin müstakbel idarecileri olan Genç- lik Kollarıyla Merkez İdare Kurulu üyelerine mütevazi evinde bir çay Zi- yafeti veriyordu. O gün Ayten sokaktaki meşhur 20 numaralı pembe evin önü saat 17 ve aralarında müşaverede bulundular. sonra ağır ve heyecanlı adımlarla Genel Başkanlarının evine yollandı- lar. ' Gruba, becerikli o politikacı Suphi Baykam başkanlık ediyordu. Nite- kim önden yürüyen de o oldu. Bay- kamı gençlerin temsilcileri -Erol Ü- nal, Alev Coşkun. Yavuz- Soysal, Hikmet Çetin, Nedim Tekin, Sezen Türkmen, Çağlar Kırçak, Sertaç Tu- zun, Orhan Erdivanlı, Cahit Vural ve Muzaffer Selçuk- takip ettiler. Bun- lar, siyasi faaliyetin kademeli olarak serbest bırakılmasıyla teşekkül eden. yeni Merkez İdare Kurulu müntesip-. leriydiler. YURTTA OLUP BİTENLER ciler dahâ bir müddet içerde kaldı- ar. Bu sırada gençler, aralarında bu- lunan zarif hanım arkadaşlarını Pa- şaya takdim ettiler: — Paşam, bu sene aramızda bir de hanım arkadaş var!" Bu, Fen Fakültesinden, mahcup tavırlı Sezen Türkmendi. İnönü ken- disiyle ilgilendi, sualler sordu. Müte- akiben basın mensuplarıyla bir iki kelime daha konuştu. Gazeteciler partilileri başbaşa bırakma umanı- nın geldiğini anlayarak veda ettiler. Çayın bundan sonraki faslı tama- men, tecrübeli bir particinin yeni ve genç partililere ögütleriyle geçti. İnö- nü gençlere, partili olmaktan evvel Genel Başkan İnönü C.H.P. Gençlik Kolu bıraktı den itibaren dolmağa başladı. İlk ge- muhabirleri ve meraklı Muhabirler not defter- lerini hazırlarlarken, foto muhabirle- ri de flâşlarını ayarladılar Ve Paşa- nın gençlerle yapacağı mülakatı tes- pit etmek üzere vaziyet aldılar. Ni- hayet saatlerin 17.30'u gösterdiği sı- ralarda Ayten sokağın başında bir otomobil kafilesi göründü. Muhabir- ler bekleyiş safhasının bittiğine ka- naat getirdiler. misafirleri den gene bir takım genç adamlar in- diler. 12 kişilik gençler grubu oto- mobillerini terkeder oetmez, hemen bahçe kapısının önünde toplandılar AKİS, 17 NİSAN 1961 Konirpiyede İnönü odaya girdiğinde gençler â- yağa kalkarak Türkiyenin I numa- ralı politikacısını saygıyla selâmladı- lar. Bu sırada fotoğrafçılar flâşları- nı parlatmaktaydılar. Muhabirler ise harıl harıl not alıyorlardı. C.H.P. Ge- nel Başkanı bu ikincileri bir müddet hayretle seyretti. sonra tatlı' tatlı gülümseyerek: — Siz, yazı yazanlar! Ne yazıyor- ei böyle? Bir şey konuşmadık . daha.." dedi. “ir gazeteci izah etti : Paşam, onlar siyasi mecmua- Üni. muhabirler Hareketleri tesbit ediyorlai İnönü. hafifçe gülümsedi ve kartı cephedeki kanapeye yerleşti. Gazete- idarecileriyle insan ve genç olduklarını söyledi. Gençlerden istediği tek şey, lik Kollarının mâna ve mahiyetini kavramalarıydı. Gençlik kollarının en önemli vazifesi, herkesin bu yurt- ta emniyet içinde yaşamasını Bağlı- yacak vasatın hazırlanmasında yar- dımcı olmaktı. Gençlik kollan her şeyden önce birer kültür ve ideal o- cağı olmalıydı. Başka fikir sahiple- rine karşı düşmanlık beslenmeyecek- ti. Politikada başarma yolu buydu. Paşanın o gün gençlere son sözleri: "— Memleketi sizler idare edeceksiniz" oldu. yarın 19