YURTTA OLUP BİTENLER pılacaktı. Ama "Üstad-ı âzâm"ın ne- zaret altına -maalesef biraz fazla su- dan sebepten- alınmış bulunması iş- leri karıştırmıştı. Her halde, "Men- Demokratları" yeni partinin i Ece, 1946 rutmuş,, kılıçtan kurtulanlar Hür. P. macerasında (omiktarlarını belli et- mişlerdi. Tarafsızlara ve bilhassa in- kılâpçılara, çalışan sınıflara, aydın- lara gelince.. Oylarım C.H.P. ye de- gil de, yeni teşekküle vermeleri için hiç bir sebep yoktu. O halde? O hal- de yeni partiye ilk seçimlerde tedir- gin iş adamlarıyla Hür. P. nin cılız mirasından başka bir şey kalmıyor- du. Yok, eğer fazla muhteris aydın kurucuların gösterdiği (oyoldan gidi- lir de İnönü düşmanlığı, manlığı, 1945'ten evvelki devir ede- biyatı, köylüye taşıtılan taş ve İkin- ci. Cihan Harbi yıllarında yedirilen siyah ekmek bayrak yapılırsa o tak- dirde de hareketin mânası değişe- cekti. Bir çok kurucu buna yanaş- mak niyetinde değildi. Bilinen prensipler Biraz da bu yüzdendir ki parti ku- rulurken ortaya atılacak ve etra- fında bol bol propaganda yapılacak fikirlerden biri olarak "Demokratik düzen" parolası seçildi. e Yeniciler, böyle bir düzen ihtiyacının Türkiyede artık inkâr edilmez bir gerçek oldu- gunu savunacaklardı. Ancak, yeni partinin iddiası bu düzeni sağlamak değildi. Onlar kurulu düzen içinde memleketin Batıya nazaran geri kal- mış taraflarım -ekonomi, bu taraf- ların birinci sırasını işgal ediyordu - kalkındırmak ve çağdaş medeniyete ulaşmanın yollarım aramak istiyor- lardı. Bu da parti kavgalarının önü- nün alınmasıyla elde edilebilirdi. Eh doğrusu işin lâf kısmı pek iyi hazır- lanmış, zamanın geçer akçe. kelime- leri pek güzel yan yana getirilmişti. Sonra, Kurucu Meclisten de bahse- dilecekti. Demokratik düzenin kurul- ması için gerekli omüesseseler bu Meclis tarafından hazırlanıyor, yer- leştiriliyor, oo pişirilip (o kotarılıyordu. Onun için böyle bir mücadeleye gir- meğe artıklüzum yoktu. Gaye, mü- reffeh bir Türkiyenin yaratılmasıy- dı. Bütün bunlar haftanın başında derlenip toplanırken, yeni partinin kurucuları bir karara daha varmış- lardı. Lider bulunmuştu. Şimdiye ka- dar süren titrek, mütereddit düşün- celer nihayet bir isim üzerinde ka- rar kılmıştı. İşin başında Ekrem Ali- can bulunacaktı. Modern Diyojenler lideri de bulunca, o fenerlerini sön- dürdüler ve bütün hızlarıyla diğer 8 CHP. düş-. Raif Aybar Ji. Tecrübe hazırlıklara başladılar. İşte bundan sonradır ki Alicanın Küçük Esattaki evinin 123867 numaralı telefonu mütemadiyen işledi ve ak saçlı mali- yeci zaman zaman rahat koltuğun- dan kalkıp reseptörü eline almak zo- runda kaldı. Yeni particiler bitirdiğimiz hafta bir bakıma daha rahatlamış sayılır- lardı. Partinin kuruluşu hakkındaki hareket tarzı da kesin olarak çizil- mişti. Müteşebbis heyet tüzüğü ha- zırlıyacak ve bir dilekçeyle ay so- nunda resmen faaliyete geçilecekti. Fahrettin Kerim Gökay Hay aklınla bin yaşa Fakat, bu kararı vermek kolay ol- madı. Önce tüzüğü, toplanacak bir kongrenin hazırlaması isteniyordu. Fikir Alicanındı ve Aydın Yalçınla İrfan Aksu tarafından odestekleni- yordu. Bir haftalık çalışma, denilebi- lir ki tavuk - yumurta hikâyesinin tartışmasıyla geçti. Kongreden önce tüzük mü, yoksa tüzükten önce kon- gre mi? Alican ve arkadaşları işin -ken- dilerince- demokratik bir usülle hal- lini uygun görüyorlardı. Bunun da- ha ilmi, daha şaşaalı ve daha -gene kendilerince- sağlam olabilmesi böyle bir kongre lâzımdı. diğerlerinin zihnini, zaman mefhumu kurcalıyordu. Vakit azdı. Bir an ev- vel ne olacaksa olsun ve faaliyete resmen geçilsindi. Hele emekli su- baylar dilekçe verme yarışında ken- dilerinden evvel davranınca, işin fa- ka götürür tarafı kalmamıştı. Mese- le enine boyuna tartışıldı. Doğrusu, toplantılar pek neşeli geçiyor ve fi- kirler kahkahalar (arasında ortaya atılıyordu. Neticede, bu İşin şaka gö- türür tarafı olmadığı, bir” an evvel bir sonuca bağlanması lüzumu be- lirtildi ove meşhur ön kongreden vazgeçildi. İşin ötesi Ama bunun sebebi sâdece ve sadece zaman değildi. (Emekli subaylar tarafından kurulan Memleketçi Cum huriyet Partisi Anadoluya -hayalen de olsa- kol atmağa başlamıştı ve A- nadoluda bekleyen D.P. oylarının bur Kısmı -hepsi yeni partininmiş hesabı- na göre- M.C.P. ye aktarılmak iste- e Kaldı ki iki yeni parti a- asındaki anlaşma ümitleri, geride bıraktığımız hafta içinde birgün, ta- mamen suya düştü!.. O gün, İstanbulda hava bir hayli üzgarlı ve soğuktu. Kalamışta villâ ipi bir konağın lüks döşenmiş bü- yük salonunda toplanmış 21 kişi yük- sek sesle görüşüyorlardı. Toplantıya katılanların üçü kadındı. Dördünün ise, hareketlerinden emekli subay oldukları anlaşılıyordu. Kalan ondört kişiye gelince, bunlar, politikacı ti- pinde kişilerdi. Bir ara içlerinden kır saçlı, orta boylu, gri elbiseli olanı oldukça sert bir eday — Böyle şey olmaz!” dedi. Son- ra devam ettir — Birleşmemize artık imkan. yok.." Kırsaçlı adamın sözünü bir baş- kası biraz daha tiz perdeden konu- şarak, kesti: —Eğer birleşme olmazsa, mu- vazeneyi temin edemeyiz ki.. Bu da, yanılmıyorsam Halk Partisinin oek- meğine yağ sürmek olur. Şayet bu iş olmazsa ben aranızdan çekilirim." AKİS, 23 OCAK 1961