YURTTA OLUP BİTENLER riyle, ne olduğunu sordu. Binbaşı: "— Bulamadım. Herhalde yola çıkmış olacaklar" dedi ve selâmladı. Kır saçlı adamın adı Ekrem Acu- nerdi. Milli Birlik Komitesi üyesi ve Genel Sekreter yardımcılarındandı. O gün Komite, mütad toplantıların- dan İkincisini yapacaktı. Küçük ile Türkeş, saatler 14.30'u gösterdiği halde henüz gelmemişlerdi. Acuner, işte Komitenin bu iki güzide albayını bekliyor ve nedense sabırsızlanıyor- du. Hakikaten, geride (o bıraktığımız haftanın sonlarıyla bu haftanın ba- şında Milli Birlik Komitesi son dere- ce dolu saatler geçinil. Bir kere, Üni- versiteye ait iki kanun, Milli Birlik Komitesi Üyelerinin kem zamanını al- mış, hem de onları akisleri dolayısıy- dan çıkıldığında dinç askerler, gece talimlerinde olduğundan fazla yorgun düşüyor ve evlerine gittiklerinde ken- dilerini yatağa bitap bir halde atarak deliksiz uykuya dalıyorlardı. Geride bıraktığımız haftanın sonu bu yorgunlukla geçmiş, hele Üniversite- ler Kanununun tâdiliyle ilgili tasarı- nın tartışılması, hazırlanması ve çı- karılması dinç askerleri hayli uyku- suz bırakmıştı. Komite, her iki kanun da çıktıktan sonra birer yorgunluk kahvesi içmek için çalışmalarına iki gün ara verdi. Ancak bu, faaliyetle- rin durması demek değildi. Zira ko- misyonlar harıl harıl çalışıyorlar ve yeni kanun tasarıları hazırlıyorlardı. Komite, önemli o toplantılarından birini haftanın Ortasında perşembe günü yaptı. Bu, bâzı kanun teklif ve tasarılarının müzakeresinden ziyade, bir sohbet toplantısıydı. Toplantıya Devlet ve Hükümet Başkam Cemal Gürsel de iştirak etti ve bütün top- lantı boyunca General her günlün- den çok fazla konuştu. Konu yeni bir gidişin tartışmacıydı. Milli Birlik Ko- mitesi Üyeleri, Paşalarının tavsiyele- rini, aksaklıkların giderilmesi için neler yapmak lâzım geldiğini dinle- diler. Onlar da fikirlerini söylediler ve umumiyetle Gürsele hak verdiler. Komite pek fazla "partüerüstü" kal- mıştı. Bâzı çevreler bu partilerüstü lâfını mükemmel istismar etmişler ve neler neler ortaya atmamışlardı. Komitede ikilik vardı! Bâzı belirli al- baylar, C.H.P. ne tamamen cephe al- mışlardı! Genç yüzbaşılar da bunları destekliyorlardı! Pek yakında C.H.P. liler de Yassıadayı boylıyacak, o za- man memleket güllük gülistanlık ola- caktı! Buna mukabil Komitenin bir diğer kısmı bu fikirde değildi! Bunlar mutedil gruptu, falan filân., 6 Sami Küçük Basireti temsil ediyor Bulanık su avcılarının, su yüzüne çıkıp kendilerini göstermeğe başla- maları ve bir takım olayları vatan sathında işlemeğe koyulmaları, Milli Birlik Komitesinde bir yeni davranışa yol açtı. İşte bu yüzdendir ki geçen haftanın ortasındaki gün yapılan top- lantı hem pek faydalı, hem de bu tip Muzaffer Çalşan beyin Yurdakuler avcıların kulağına kar suyu kaçırmak bakımından son derece verimli oldu. Gerçi bu haftanın başında başkentte, gene köşebaşlarını tutmuş, gene ye- ni bir olay bekleyen bir yığın adam mevcuttu. Ama Milli Birlik Komite- sinin son hâdiseler karşısındaki tutu- getirmişti. Partilerüstü o tâbirinin ağızlarda sa- kız yapılıp bir takım maksatlı kişiler tarafından istismarı önlenmeliydi. Bu şahıslar o derece ileri gitmişler, işi o kadar azıtmışlardı ki, Devlet ve Hü- kümet Başkanına bile mani düzmeğe başlamışlardı. Efendim, gerçi Hipod- romda Cemal Paşa İsmet Paşayı ya- nına çağırmıştı; çağırmıştı ama, €si- nin de gelmesini arzulamış ve böylece İnönü ile yalnız-kalmayı ve muhte- mel bir görüşmeyi önlemişti! Bu söy- lenirken unutulan, o gün Cemal Paşa ile İsmet İnönünün on dakika kadar başbaşa konuşmuş olduklarıydı. Ko- nuşma sırasında aralarında nenin geçtiği meçhuldür. Bilinen, mülaka- tn sonunda iki Generalin 'pek neşeli bulundukları ve konuşmadan mem- nun olduklarını belirten gevrek kah- kahalar attıklarıydı. Perşembe günki hasbihal işte bu konular üzerindeydi. Kurucu Meclis tasavvuru Komite üyelerini, partilerin içinde hep "Çirkin Politikacılar" yoktu. Oradaki birçok değerli devlet adamından bu Mecliste faydalamlabilinecekti. Üste- lik, Komite Üyeleri işin tam zamanın- da yapıldığından emindiler ve Paşala- rina güvenleri vardı. Olmazdı ki.. akikaten, partilerüstü okelimeleri- Hin artık bir tarafa atılmasının, a- ma şimdiye kadar bu prensip üzerin- den yürünmesinin bâzı sebepleri mev- cuttu. Genç kurmaylar, ihtilâlin ilk günlerinde bunun faydalı olacağını ummuşlardı. Üstelik, az da olsa bir fayda sağlanmıştı. Bu kelimeler, bir zümrenin diğerine ne sebeple olursa olsun hâkimiyetini önlemişti. Komi- tenin partilerüstü tutumu iki tehlike- gın Halkçılar"dı. Kendi partilerinin de belâsı olan bu gruplar sinmişlerdi. Ama-zararı faydasından büyük olmuş re Milli Birlik Komitesi çoğu zaman güç durumlara düşmüştü. Yerinin eh- mento çalışmalarında ihtisas İsteyen AKİS, 7 KASIM 1960