7 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 19

7 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 19
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

arsızları, pek zekice bir metoda har- fiyen riayet edilmek suretiyle fuzüli konuşmamağa alıştırılmışlardır. Ken- dilerine ya hiç cevap verilmemiş ve- ya terslenerek kısa kesilmiş atılmış- tır. Zaman gelmiş, İtikatlar, inançlar, hattâ asgari insanlık duyguları bir tarafa itilmiş, sâdece mukaddes ve 28 milyona yaklaşan Türk milleti- nin titiz murakabesi altındaki bir va- Zifenin lâyıkıyla yürütülmesinden ve Silâhlı Kuvvetlerin prestijinin zede- lenmemesinden başka hiçbir cihete ö- nem verilmemiştir. Bir subayın niyazı jin başında sahte ilâhlar, gösterme- lik projeler, baskı, tedhiş ve suiisti- maller çığırının omesullerinden kıs- kıvrak yakalanıp acz içinde kalınca ağlayıp sızlıyanlara rastlanmıştır. Nöbetçi erlere ve muhafız subaylara içini dökmek ve dert yanmak -bilhas- sa Menderes- isteyenler Fakat mevkuflarla muhafaza edilmiş, asla miş, lâubalilikmiş böyle şeyler yara- tılmamıştır. Yassıadada beyin Güryay, adale ve kemik Atanın yanında deniş Yüz- başısı 36 yaşındaki Ahmet Mirasye- di kan damarları mahiyetindeki gö- revleriyle vücudu tamamlamaktadır. Kastamonunun inebolu kazasında dünyaya gelen, mali i rasyedi, Yassı adanın topyekün dahili hizmetlerini deruhte etmektedir. Ev- li, ikisi kız biri oğlan üç çocuk sahi- bi, tipik bir deniz subayıdır. Özü ve sözü doğru, mert bir askerdir. 1947 de Heybeliadadaki Deniz Harp Okulunu bitirerek subay çıkmış ve Türk Do- nanmasının muhtelif teknelerinde va- zife gördükten sonra 18 ay önce Yas- sıadaya tayin olunmuştur. 27 Mayıs- tan sonra sınıf o subaylığı yapmakta olduğu Deniz Yedek Subay Okuluyla birlikte Heybeliadaya intikal etmiş, sonradan tekrar Yassıadaya dönmesi için emir almıştır. Deniz Yedek Subay Okulundaki talebeleri, sınıf subaylarının bugün- kü düşükleri kasdederek muttasıl, "Allah bana bunların o perişanlığını göstersin" şeklinde o zamanın şart- ları altında şaşkınlık verici bir pata- vatsızlıkla niyaz eylediğini hep hatır- larlar. Hasbelkader, geçmişin allâme- yi cihan mukallidleri, sempatik ve tombul gerdanlı Mirasyedinin ayak- larına kadar gelmiş, bu neşeli deniz Yüzbaşısına düşüklerin karyola ve yatak takımlarını hazırlamak nasip olmuştur. Yassıadanın diğer bütün vazifelileri gibi Mirasyediyi de doya- sıya tatmin eden, böyle bir mânevi hazdan başka şey değildir. AKİS, 7 KASIM 1960 Düşüklerin balayları evkufların Mi lar her hare- ketleri gibi askeri usüller ve for- müller tahtında muamele görmekte- dir. Müracaat, yazılı veya sözlü ola- rak binanın devriye subayına yapıl- maktadır. Devriye subayı da müraca- atı Bölük Komutanına bildirmektedir. Bölük Komutam ise, Muhafız Tabur Komutanlığı kanalıyla Yassıada Ko- mutanlığına aksettirmektedir. Yassı- adanın vazifelileri, askeri usül ve for- mülleri en ziyade İzmirin Belediye, D.P.ve V.C. Başkanı Faruk Tuncanın yadırgadığını şaka yollu belirtmekte- dirler. Bilindiği gibi, üstadın asker- lik vazifesini yapmamış olduğu uzun aylar İzmirin meselesi sayılmıştı. Mevkufların, Yassıadada sıhhat- YASSIADA DURUŞMALARI tirtebilmektedirler. Jilet kabilinden kesici âletler yasak edildiğinden, Yas- sıada Komutanlığınca sağlanan er berberler tarafından küçük bir ücret mukkabilinde temiz pâk traş olabil- mektedirler. Hattâ hiç ücret ödeme- seler dahi, kimse kendilerini sıkboğaz etmemektedir. Elektrikli makinesi bulunanlar, kendileri sakal traşı ola- bilmektedirler. Ama ekseriyet, kudre- ti olduğu halde sinekkaydıyı, eski alış kanlıklarından olacak, tercih buyur- maktadırlar. Hattâ sekiz hanım mil- letvekilinin nezafet Mi şe ları dahi kıskanılmamakta Özel çamaşır makineleri de alın- mış, kolacılar ve elbise ütüleyicileri celbedilmiştir. Böyle hizmetler de üc- retsiz görülmektedir. Dolayısıyla sâ- Ada Kumandanı Güryay duruşmaları takip ediyor "Başnöbetçi" leriyle bir balayı devresi yaşadıkları görülmektedir. İlk geldiklerinde ken- dilerinde mevcut. birçok hastalıktan eser kalmamıştır. Şekerliler bile ne- kahat devresine girmişlerdir. Birçoğu rejim mönüsünden vazgeçmiştir. Tam teşekküllü bir Sahra Hastahanesi da- ima emirlerindedir ve sanıklar arzu etmeseler dahi sıhhi kontroldan ge- çirilmektedirler. Şimdiye kadar veri- len telefat -Cemil Keleşoğlu, Zahar Tarver ve Faruk Oktay- ilk günler- deki yersiz heyecan ve dehşetten vu- kua gelmiştir. Sanıkların bilumum sıhhi ve medeni imtiyaçlarının karşı- lanmasına çabalanılmaktadır. İste- dikleri kadar kitap veya gazete, mecmua satın alabilmekte veya ge- bık ve düşüklerin gazete resimlerinde iki dirhem bir çekirdek arzı endam etmelerinin şaşılacak bir tarafı kal- mamaktadır. Bâzı titiz erkekler ve çamaşırlarını erlere teslim atmeği mahzurlu gören hanımların umumu çamaşırlarını bizzat yıkamakıadır. lar Şaşkın Başkan ünde en aşağı iki defa gelip - dö- G nen bir askeri motor, mevkufların yakınları tarafından Kasımpaşadaki Marmara ve Boğazlar Deniz Kolordu Komutanlığı kanalıyla gönderilen pa- ketleri, omektupları getirmekte ve kendilerinin gönderdikleri mektupla- rı götürmektedir. Telgraflar doğru- dan doğruya Yassıada Postahanesine 19

Bu sayıdan diğer sayfalar: