YASSTADA DURUŞMALARI Adanın İçi Telörgünün arkası (Kapaktaki Komutanlar) Hi talar var ki Yassıadada, meşhur duruşmaları takip için gelen bin- lerce insan, gerisinde bir sıra silâhlı askerin beklediği yüksek telleri, top Lop telörgüleri ve sanık kafilelerinin civardan herkes uzaklaştırıldıktan sonra çıkarıldığı iki kanatlı kapıyı merakla seyrediyor. Merak, buraların arkasındaki hayatın nasıl olduğu hu- bazen dinleyiciler, sanık kafilelerinin getirildiği veya götürüldüğü sıralar- da Adanın dik merdivenlerinin ta te- pesinde duruyorlar, bir şeyler görme- ye çalışıyorlar. Düşüklerin mahke- melere daima traş olmuş, saçları mü- kemmel kesilmiş, ütülü elbiseler ve kolalı gömlekler içinde, ayaklarında boyalı pabuçlarla çıkmaları gerçi tâ- bi tutuldukları hayat şartlarının hiç fena olmadığını belli etmektedir ama, gene de halkta daha fazlasını öğren- mek arzusu bir ihtiyaç halinde yat- maktadır. Aslında, Türkiyenin hiç bir parça- sının erişemediği bir şöhrete kavuşan bu, 47 metre yükseklik, 180 metre ge- nişlik ve 280 metre uzunluğa sahip kara parçası üzerinde 500 kadar dü- şük politikacı, kendilerinin ele geçire- bildikleri (Ohasımlarına asla sürdürt- medikleri derecede müsamahalı bir mevkufluk hayatı yaşamaktadırlar. Envai suçlardan topluca veya hâdise- sine göre ferden mesul bulunan sa- bık ve düşüklerin sayısı, Balmumcu Çiftliğine gidenlerin veya oradan ge- lenlerin miktarına göre beş aşağı, on yukarı değişmektedir. Yaş vasatileri 55 civarında dola- şan sanıkların yaşayışları düzenlenir- ken, bir Deniz Harp Okulu öğrencisi- nin tâbi tutulduğu şartlar esas alın- mıştır. Ancak, hürriyetlerinin tahdit edilmiş bulunması müstesna, bunların yaşayışları Deniz Harp Okulu öğren- cilerininkinin o fevkindedir. Meselâ evkat cetveli, kalkış: saat 7 -Deniz Harp Okulu öğrencilerinden 30 dakika geç-, kahvaltı: 7.30 -Deniz Harp Okulu öğrencisinden gene 30 dakika geç-, öğle yemeği: 12, akşam yemeği: 18.30, yatış: 21.30 şeklinde tanzim edilmiştir. Düşükler yatak- larını kendileri yapmakta ve arzu et tikleri zaman uyumaktadırlar. Hepsi, zamanlarının ekseriyetini yatıp uyu- makla geçirmektedirler. Sanıkların iaşeleri de Deniz Harp Okulu öğrencilerinin aynıdır, Kahval- tıda çay ve reçelin yanında sırasıyla AKİS, 7 KASIM 1960 kaşar, beyaz peynir veya Orman Çift- liğinin pastörize tereyağı, verilmek- tedir, öğle yemekleri dört kaptır: Bi- rincisi et, ikincisi taze veya kuru seb- ze, üçüncüsü pilâv, makarna veya börek, dördüncüsü ise meyva, kom- posto veya tatlıdır. Akşam yemeği çorba, taze sebze ve kuru sebzeden müteşekkildir, öğle yemeğinin dört kaba çıkarılması, düşüklerin arzuları üzerine olmuştur. Ağır geldiğini ve uyuyamadıklarını ifadeyle, akşam yemeklerinin o hafifletilmesini (talep etmişlerdir. £ Yukarıdaki tertip, bir düşüğe ayda 141 liraya malolmakta- dır. Tabii ki düşükler, Tükiyedeki bü- tün mevkuflar gibi yemek bedellerini keselerinden ödemektedirler. Şeker hastalığından mustarip bir grup var- sici âletler hariç, her istenileni gönde- rebilmektedirler. Genişletilmiş kan- tinde en fazla müşteri bulan istihlâk maddeleri çikolata ve şam fıstığıdır. Bir mevkuf Yassıadada ortalama ola- rak, tabldot ve mektup, telgraf be- delleri dahil, 350 - 400 lira civarında para harcamaktadır. Burgazın 2.5 mil bati cihetine dü- şen Yassıadanın bir hapishane ola- rak kullanılması, sâdece 1960 yılının 27 Mayısından sonrasına tesadüf et- memektedir. Eski yeraltı zindanları- nın kalıntılarına Adada hâlâ rastlan- maktadır. Tarihte Yassıada ismi ile ancak M.S. dördüncü asırdan itibaren karşı karşıya gelinilebilmektedir. Ta- rihin M.S. dördüncü asırın ötesindeki derinlikleri, Yassıada için karanlık- Yassıada Kumandanı Tarık Güryay Diüişüklerin , düşüklüklerini en iyi bilen dır ki, onlara özel rejim mönüsü ha- zırlanmaktadır, özel rejim mönüsü pastörize süt, 600 gram koyun eti, yo- ğurt ve fazladan meyva gibi gıda mad deleri de ihtiva etmektedir ki, abone- lerine ayda 250 lira tabidot bedeline patlamaktadır. Ebedi bir hapishane amafih sanıklar, arzu ettikleri a- lışverişin hepsini, genişletilmiş bir kantinden yapabilmektedirler. Jilet ve mümasili kesici âletler hariç, bi- lâmum ihtiyaçlarım, çikolata ve şam fıstığından gömlek ve kravatına ka- dar bu kantinden sağlıyabilmektedir- ler. Kantinin baş müşterisi Adnan Menderestir. Üstelik sanık yakınları dışarıdan gene jilet ve mümasili ke- tır. M.S. dördüncü asırda Ermeni Ka- talikosu Büyük Nerses Yassıadaya sürülmüştür. Müteakiben de Bizans İmparatorluğunun hâkimiyeti sıra- sında, Yassıada muhtelif mahkümlar için amansız bir ıstırap mahalli va- zifesini gördü. İstanbulun Türkler e- line geçmesinden ondokuzuncu asrın ortalarına kadar Yassıada kendi ha- line terkedilmiştir. Aradan asırlar geçtikten sonra 1850 de, zamanın İn- giliz Sefiri Sir Henry Bulwer tara- fından bağ ve bahçe yetiştirmek, üze- rinde bina inşa etmek üzere Padişah Sultan Abdülmecitten satın alınmış- tır. Fakat bir ihtilâfın patlak vermesi neticesi Abdülmecit Sefire Yassıada- yi bir Türke devretmesini emretmiş- 15