Bu parlak mesaisi Polatkana, bir kıs- mı peşin, diğer tarafı taahhüt şeklin- de olmak üzere 13 milyon liraya ya- kın bir menfaat sağlamıştı. Ama Po- latkan, işbirliğinden en ziyade kârlı çıkan değildi. Maliye Bakanına 13 milyon lirayı gözden çıkaran şirket akıl almaz menfaat temin etmiş ve Türkiyede bir sanayi kolunun sarcısı haline geldikten sonra başka dallara da el atmıştı. Kararname 26 sayfaydı. (Okunması tam birbuçuk saat sürdü. Salonda dört avukat vardı. Bun- lardan Vinileksi Hamdi ge temsil ediyordu. Saffet Nezihi Bölükbaşı Ha- san Polatkanı savunuyordu. Karar- namenin okunmasını sanıklar çeşitli durumlarda, takip ettiler. Polatkanın sol yanağı şişmişe benziyordu. Cebin- den bir defter çıkardı ve kendisi be- yaz, kapağı lâcivert bir sabit kalem- le mütemadiyen notlar aldı. Dolayın elinde bir kararname vardı. İnce u- zun milyoner, salona girdiğinde gü- lümsüyor ve kendisinden emin haller takınıyordu. Bu hallerini duruşma- hemen sonuna kadar muhafaza etti. Yalnız bir defa, Başkandan azar işittiğinde bozuldu ve kızardı. Dölay da, ortağı Altan da mühendistiler. Polatkan kendilerini " fazla bilgi edinilemedi ama, teşebbüs kabiliyetleri herkesin parmağını ağ- zında bıraktı. İkisi de, yaman adam- lardı ve 20 bin lira sermayeyle kur- dukları bir Şirketi yedi, sekiz sonra yirmi küsur milyonluk ciro ya- pan bir dev teşebbüs haline getirmiş- lerdi. İşin esrarı, kararname okun- dukça gözlerin önünde daha iyi belir- di ve dinleyiciler hakikaten, şimdiye kadar Yassıadada görülen dâvaların en alâka uyandırıcısının başlamış bu- lunduğunu farkettiler. İlk defa olarak -Anayasanın ihlaliyle alâkalı suçtan sonra- dört başı mâmur bir kararna- me hazırlanmıştı ve bir görülmemiş kepazeliğin bütün unsurları bir ara- ya getirilmişti. Uğursuz 13 rakamı H“ şey, İhtilâlden sonra Maliye Ba- kanlığının makam odasında ya- pılan aramada ele geçirilen 13 mek- tupla başladı. Bu 13 mektuptan bü- yük kısmının altında Ragıp Sipahi imzası vardı. Bâzıları ise imzasızdı, ama aynı şahıs tarafından kaleme alındıkları belli ooluyordu. Hepsinin muhatabı düşük Maliye Bakanı Ha- san Polatkandı. Mektupların ilki 18 Mart 1957 tarihini taşıyordu. Son mektubun üzerindeki tarih ise 27 Ni- san 1960 idi. Yâni, İstanbulda talebe nümayişlerinin patlak verdiği günün AKİS, 7 KASIM 1960 arefesi.. Bu mektup, not ve pusula- larda Ragıp Sipahi, memuruna direk- tif veren bir patron vekili edasıyla devrin Maliye Bakanınından bir ta- kım taleplerde bulunuyordu. Talepler tetkik olunduğunda hayret büsbütün arttı. Vinileks şirketi, başı her sıkış- tığında -hattâ sıkışmadığında- muh- taç bulunduğu desteği Polatkanda a- ramıştı. Bankadan kredi mi istenili- yor? Polatkana yazılmıştı. Kapasite tesbitinde iltimas mi isteniliyordu? Polatkana yazılmıştı. Ham maddeye mi ihtiyaç vardı ? Polatkana yazılmış- tı. Vergi tecili meselesi mi vardı? Polatkana yazılmıştı. Bir müşkülpe- sent, şirketin hesaplarını tetkike mi gelmişti? Polatkana yazılmıştı. Bâ- YASSIADA DURUŞMALARI amelenin esrarı çözüldü. .Polatkan, şirketin âdeta resmi ortağıydı. Mek- tuplarda hep "müşterek menfaat"- ten bahsediliyordu. Düşük Maliye Ba- kanına bir takım hisse senetleri hedi- ye edilmişti. Ondan çok daha büyük meblâğda hisse senetleri ise taahhüt olunmuştu. Mütemadiyen tekrar edi- len bir formül, "Hepimizin menfaati- dir"formülüydü. Ragıp Sipahi, Hasan Polatkanın menfaatini sağlamakla kalmamış, çocuklarının bile istikba- lini garanti altına almak sevdasına kapılmıştı. Ee, buna mukabü de Po- latkan, nüfuzunu böylesine (o hayırlı bir işte kullanmaktan çekinmemişti. Her mektup asgari sekiz, dokuz ta- lep ihtiva ettiği halde düşük Maliye Milyonluk yolsuzluk sanıkları duruşmada Minareye kılıf uyduramadılar . zı heyetlere bâzı adamların yerleş- tirilmesi mi gerekmişti? Polatkana yazılmıştı. Bir takım hususi şahısla- rın işlerinin yapılman mı istenmişti? Polatkana yazılmıştı. Hattâ Vinileks şirketi, rakibi Derbi şirketinin başı- na dert açılması için bile Ml başvurmaktan çekinmemiş, hiç perva- SIZ en başıma Maliyeyi zain lat et" dem Emi okuyanlar iki hususu tesbit ettiler. Birincisi, bu taleplerin hemen hepsi is'af olunmuştu. Şir- ketin kredileri artmış, istediği tah- sisler yapılmış, vergileri tecil olun-, muştu. Sanki Vinileks devletin öz malıydı ve devletin bütün imkânları, önünde açık tutuluyordu. Ama ikinci husus ortaya çıkınca bu iltimaslı mu- Bakanı bunları dikkatle kaale almış, hepsini inanılmaz itinayla takip ede- rek sonuçlandırmıştı. Nitekim kararnameyi kaleme alan lar, düşük Polatkanın Vinileksin An- karadaki bir temsilcisi, bir memuru gibi davrandığını kaydetmekten geri kalmamışlardı Kararnamenin esasları u mektuplar bulunduğunda derhal B tahkikata girişildi. Her şey öyle- sine açık ve ortadaydı ki, hani hiç bir tahkikat yapılmasa, gene de bir kararname düzenlemek kabildi. Mek- tuplarda son derece samimi, hattâ la- ubali ifade kullanılıyor, bir takım hâ- diseler -suç olan hâdiseler- açık açık anlatılıyor, atıflar yapılıyor, işbirliği- nin devamı temenni ediliyordu, Mek- 23