7 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 4

Cilt: XIX, Sayı: 328 AKİS HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI 7 KASIM 1960 YURTTA OLUP BİTENLER Millet Elele B" hafta Ankarada, inkılâp Türki- yesinin yeni bir devresi açıldı. Şim diye kadar 27 Mayıs hareketi bir be- lirli -ve hakikate uymayan- şekilde tefsir olunuyor, testiyi kıran da, gö- türen de aynı sepet içinde mütalea ediliyor, muteber adam diye sâdece sinamekiler rağbet görüyorlardı. San- ki İnkılâp bâzı Öz evlatlarını reddet- mişti. Bir muhalif partinin safları i- çinde düşükere karşı mücadele eden- ler, hattâ böyle bir partiyle plâtonik alâkası bulunduğu sanılanlar 'tehli- keli adam" muamelesi görüyorlardı. Bu, idarenin tarafsızlığının pek mü- balâğalı şekilde anlaşılmasının netice- siydi ve doğrusu istenilirse düşük kuyruklarına cesaret vermekten baş- ka işe yaramıyordu. Zira böyle dav- ranışlar ortaya "kardeş kavgası ih- timali vardı, kavgacıları ayırdık" ede- biyatının atılmasını mümkün kılıyor, düşük kuyrukları "Canım, bizimkiler haksız ama, ötekiler pek mi haklı" şarkısını seslerinin bütün kuvvetiyle söylüyorlardı. Bu kuyruklardan Or- han Seyfi Orhon, işte buna güvene- rek ciddi ciddi İsmet İnönünün niçin Yassıadaya veya bir başka adaya sü- rülmediğini sormak cüretinde bulun muştu. Şimdi, kompleks devrinin kapan- dığı anlaşılıyor. Kurucu Meclise ait hazırlıkların bu konuda en selâhi- yetli kimseye, bir partiye mensup olup Olmadığı düşünülmeksizin havale e- dilmiş bulunması İhtilâli gerçekleş- tiren çeşitli zümreler arasındaki buz- ların çözülmesine doğru ilk adımı teş- kil etmiştir. Partili, partisiz herkes, artık İnkılâbın hizmetindedir ve İkin- ci Cumhuriyetin temelleri şer kuvvet- lerine karşı savaşmış olanlar tara- fından elele atılacaktır. Bunları bir- birine düşürmek isteyenler, bunlar- dan birine dayanıp ötekine karşı ma- günlerde tam bir hayal sukutu için- dedirler. Bir müddet dalgalanan su- lar durulmuş, ama baraberlerinde bir de fayda getirmişlerdir." Bu sular ü- zerinde devlet gemisini yürütmekle mükellef olanlar cereyanların ne de- 4 Tece kudretli olduğunu sezmişler, bü- k lardır. Bu, takdir edilecek bir realiz- min delilidir ve açılan devre geçen haftanın sonunda bütün memleketti derin bir memnunluk uyandırmıştır. Milli Birlik Komitesinin yanında ça- lışacak ve onunla birlikte mesuliyeti -hiç olmazsa fikri bakımdan- payla- şacak teşekkül (faaliyete geçtiğinde mahzuru ortaya çıkan gizlilikten de eser kalmayacak ve normal siyasi hayatın başlangıcı gerçekleşmiş ola- yasının anladığı mânada Demokrasi- dir M.B.K. Bir viraj almıyor izgili lâcivert elbiseli, kır saçlı a- - dam Meclisin koridorlarında bir aşağı bir yukarı dolaşıyor, elinde tuttuğu zarfları arada bir yokluyor ve sık sık kapıya bakıyordu. Ceketi- nin önünü açmış olan kır saçlı ada- mın birilerini beklediği her halinden Kalabalık bir halk topluluğu Gönüller ve fikirler kenetlendi caktir. İyi niyet taşıyan ve gerçek Atatürkçülüğü prensip edinen herkes yeni cephenin gönüllü eri olarak ça- lışma fırsatına sahiptir. Şimdiye ka- dar kenarda kalması tercih eden kuv- vetler artık seferber Olacaklar ve güç terini İhtilâlin olduğu gibi, | İhtilâl sonrasının dâ emrine vereceklerdir. Bu yüzdendir ki yeni haftaya Türk milleti siyah gözlüklerini çıkar- mış girmektedir ve bir yuvarlak lâf olarak değil, bir gerçeğin ifadesi ola- rak Türkiye iyiye, güzele doğru git- mektedir. İyi ve güzel elbette ki batı dün- Nihayet dayanamadı belli oluyordu. v mekte olan kendi yanından (geç yaşlarında birine: "— Binbaşım, yahu su Alpaslanla Sami Küçüğü arayıver. Bulursan he- men gelmelerini söyle, zira toplantı başlıyacak." dedi. Binbaşım diye hitap ettiği adam, başıyla askerce bir selâm verdi: "— Başüstüne albayım" izgili lâcivert elbiseli adam ge- a a i. Kır saç- larını bir iki kere düzeltti ve telefon kulübesinden çıkan binbaşıya gözle- AKİS , 7 KASIM 1960