7 Kasım 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 25

7 Kasım 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 25
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

porunu okutmak suretiyle yaptı. Bir yandan raporlar okunuyor, bir yan- dan Başol sualler soruyordu, Sanık mikrofonunun başına evvelâ iki açık- göz ortak dikildiler, sonra Ragıp Si- pahinin iştirakiyle bir trio haline gel- diler, nihayet Polatkan da çağrılınca kadro tamam oldu. Vinileks adına Necati Dölay konuşuyordu. Anlaşılan ağzı laf yapan oydu ve teşebbüsün Kumazlık tarafı ondan geliyordu. Al- tan hep "ben bilmiyorum" diyor veya Dölayın sözlerine "Aynı" diyerek ka- tılıyordu. Bu "Aynı"lar o kadar sık aldı ki, Başkan bile zaman zaman takılmaktan geri kala bir sual sorduktan sonra Aynı mi?" diye ilâ- ve etmeye başladı. Zavallı Altanın hiç bir meseleyle alakası yoktu. O, teknik işlere bakıyordu. o Vergiymiş, krediymiş, müfettişmiş, tahsismiş.. Bunları bilen Necati Dölaydı. Ama, vergi tecili için verilen meşhur sekiz istidadan bir kısmının altında imzası çıkınca saf kuzucuk ter dökmeğe başladı. Halbuki ifadesinin başında, Yassıadaya getirilince neden getiril- diğini dahi anlamadığını bildirmişti. Sipahinin aldığı 484 bin liralık komis- yona gelince, bir defa bunun hangi hizmet karşılığı olduğu belirtilmemiş- ti. Üstelik, bu komisyon "işleri bozul- muş bulunan" Sipahiye bir yardım olsun diye böyle kabarık meblâğ ha- linde ödenmişti! Salon yavaş yavaş sanıklara kız- maya başladı. Teviller alay, yahut cümle âlemi budala yerine koyma mahiyeti almıştı. Sipahi bir ömürdü, ötekiler hangi istikamette konuşur- larsa ifadesini ona göre ayarlıyor ve bocalayıp duruyordu. Hele mikrofon başına Polatkan da gelince, cümbüş tamamlandı. Polatkanın mazeretleri püğük Menderesin düşük çırağı te vil işini ötekilerden akıllı şekilde yaptı. Ancak bu, ötekilerin gülünç yalanlarını daha iyi ortaya çıkardı. Dölay ve Altan Polatkanı hiç tanımı- yorlardı, hele Sipahinin onunla kendi adlarına yaptıkları temasları katiy- yen bilmiyorlardı ya., Polatkan Döla- yı ve Altanı 1957 yılında, yâni Sipahi- nin mektuplarının başladığı sırada tanıdığını bildirdi, Kendileriyle bir çok defalar konuşmuştu. Ragıp Sipa- hinin' tavassutuyla makamına gel- mişlerdi. Onlara yol göstermiş, akıl öğretmişti. Hattâ, Ragıp Sipahiden onlara şikâyet bile Gin kendisini Vinileks namına la ra- hatsız etmeye başladığını bildirmişti u sözler, iki ahbap çavuşların bir baştan ötekine yalan im açık deliliydi. Kendini kurnaz satan pis yüz ifadeli Dölay ile kendini aptal gösteren tilki Altan fenersiz yakalan- AKİS, 7 KASIM 1960 dılar. Zaten söylenenlerin hiç biri bir- birini tutmuyordu ya.. Polatkan, kendini açık hakikatleri kabul ederek, fakat bunlara kulp ta- karak savunmayı tercih etti. Evet, Sipahi o mektupları kendisine yaz- mıştı. Ama bunların bâzılarını belki de okumamıştı, bile.. Zaten öylesine bol mektup alıyordu ki.. Üstelik, yir- mi senelik bir tanıdığı olan Sipahi çok mektup yazan bir adamdı. Bu mek- tuplarda ifadenin dozunun kaçık bu- lunduğunu, hattâ laubali olduğunu kabul ediyordu. , işte, adam buydu. Üstelik, kendisi Sipahiye bü- tün hayatı boyunca tek kelime yaz- mış değildi. Başkan sordu: — Ama mektuplarda orme taallük eden bahisler var.. Onlara diyorsunuz?" Düşük Maliye Bakam bunları ka- tiyetle ri Hiç biri doğru de- ğildi. ortaklarının kendisine km tek mi şimdi evinde, ye- anl rinde duran üç trelik muşamba M “Sipahinin- mektuplarını şimdi gelmiş gibi oku- yorum" dedi, Yaptıklarım, bir vazi- fenin ifası için yapmıştı. Yâni Vini- lekse, kredi temini için bâzı bankalara telefonlar etmişti, (o plâstik dâvasını Döviz Komitesinde savunmuştu, şir- ketin vergi borçlarım tecil etmişti, onlara ham madde bulmuştu, onların mallarının satılmasına çalışmıştı, or- taklara akil vermiş, yol göstermişti. Bunların hepsini kabul ediyordu. A- ma, hepsini vazife olarak yapmıştı. "Buram buram Anadolu toprağı kokan" Salim Başol, bu vazife anla- yışı karşısında doğrusu şaşırmıştı. YASSTADA DURUŞMALARI "— Mâliye Bakanının bir firmanın bu kadar işini görmesi vazifesi mi- Miri diye sordu. olatkanm elimin bütün salonu bir defa ya kahk ah aya boğdu: iye Ve endisine gelir aa müesseseleri beslemesi kanuni değilse bile, mânevi vazifesi- “Polatkan, Vinileksten tek santim alm i amıştı. yordu. Peki, Ra; gıp Sip mektup- ları neydi? Düşük e Bakanı, bunlardaki açıklamaları o Vinileksin çi iki aklıevvel ortağı gibi hemen red yoluna sapmadı. Evet, bunlar kendi- sine yazılmıştı. Ragıp “Sipahi kendisi- ne ortaklık da teklif etmişti. Bunu kabul etmeyince eşinin veya kardeşi- nin, yahut kayınpederinin şirkete gir- mesini şifahen istemişti. Ama düşük Polatkan bunlann hepsini reddetmiş- ti. Bunun üzerine Ragıp Sipahi kendi- sine meşhur mektuplardan birini yaz- mıştı. Bunda, Standart şirketine ait 220 hisee senedini her zaman kendisi- ne iade etmek şartıyla muhafaza etti- ğini bir senet havası içinde bildiriyor, taahhütlerde (bulunuyordu. Başkan surdu: “- Peki, bu mektubu yaptınız?" Polatkan hiç bir Ne yapmamıştır Türkiye Cumhuriyetinin namuslu Meni Bakana a takdirde süründürecek bu me mektubu bu katlayıp. la ye- ahiye "Nedir bi alınca ne makta zerrece güçlük çekmediler. "Polatkan Mecliste, komisyonda konuşuyor Rakam şampiyonu idi 25

Bu sayıdan diğer sayfalar: