YASSIADA DURUŞMALARI Polatkan devr-i sabıkta eğleniyor Harcanan haram paradır tuplardan anlaşılan, Polatkanın Vi- nileksin sâdece bir memuru gibi de- gil, aynı zamanda bir müşaviri gibi de çalışmış bulunduğuydu. Onlara akıllar öğretmiş, yollar göstermiş, kâr sağlamaları için elinden gelen her şeyi yapmıştı. Bu yüzden kararname dört başı mâmur şekilde hazırlandı. Birinci kısım, talepleri ihtiva edi- yordu. Bunlar, Ragıp Sipahinin mek- tuplarında Polatkana aksettirdiği, daha doğrusu havale ettiği işlerdi. 1- kinci kısımda, yerine getirilen talep- ler ele alınmış ve bir bir anlatılmıştı. Bu kısımdan çıkan netice, Ragıp Si- pahinin arzularının düşük Maliye Ba- kanınca âdeta bir emir telâkki edil- diğiydi. Ortaklık başladıktan sonra Vi nileks görülmemiş bir süratle geliş- me yolunu tutmuş, krediler astrono- mik sayılabilecek meblâğlara yük- selmişti. Polatkan bankalara bizzat telefonlar etmiş, hattâ kendisine Sipa- hi tarafından "sayenizde sağlanan krediler" başlığını taşıyan listeler gönderilmişti. Bunlar Polatkanın, iyi bir Bakan olmasa da, ne mükemmel bir memur olduğunu gösteriyor ve memleketin onu bir bankadaki mü- fettiş muavinliğinden alıp Maliye Bakanı yapmak suretiyle bir kabili- yeti heba etmiş olduğunu ispat edi- yordu. O kadar ki, Maliye Bakanının döviz komitesindeki meslekdaşı Hay- reddin Erkmen bile, verdiği ifadede Polatkanın Vinileksi daima korudu- gunu belirtmişti. Böylece Vinileks devletin şımarık çocuğu haline gel- miş, tabii 20 bin lirayla kurulan şir- ketin harikulade gelişmesinde Zor bir 24 taraf kalmamıştı. Şirket, kendi imâl ettiği malların ithalâtını bile menet- tirmeyi becermişti. Kararnamenin üçüncü kısmında bu mesainin Polatkana sağladığı menfaat anlatılıyordu. Bunlar da ha- yali hususlar değildi. Ele geçen 13 mektupta hepsi bir bir belirtilmişti. Dölay ve Altan kudretli ortaklarına peşinen Standart adı altında kurduk- ları ve Vinileks mamullerinin satışıy- la meşgul olacak şirketin yüzde 22 hissesini hamiline muharrer 500'er liralık 220 hisse senedi halinde ver- mişlerdi. Tabii Polatkanın bu senet- lerin hissesine düşen kârı cepleme- miş olması pek uzak bir ihtimaldi. Ortaklar, Polatkana anonim şirket haline getirecekleri Vinileksin de yüz- de 5 hissesini taahhüt etmişlerdi. Şir- ket 50 milyon değerinde bulunduğuna göre düşük Bakan oradan 2,5 milyon vuracaktı. bir.de Kimyevi Maddeler Fabrikası- nın hazırlıkları gerçekleştirmek için Ragıp Sipahi ta- leplerini listeler halinde Polatkana bildirmişti., Sipahi bir mektubunda bu şirkete "Hanımefendi ve Hüseyin bey biraderimiz"in ortak edilmesi- nin kendisi, Dölay ve Altan arasında yapılan toplantıda kararlaştırıldığını Polatkana müjdelemişti. Daha sonra, sorgu başladığında "Hanımefendi"nin kim olduğu Sipahiye soruldu. Polat- kanın eşiydi. Başkan "ya, Hüseyin bey biraderimiz?" dedi. O da, Polatka- nın kardeşiydi. Bu sırada, "Özdemir oğlumuzdan sonra piyasaya çıkan yeni "Hüseyin bey biraderimiz" sanık Müteşebbis münevwverler. içindeydiler ve onu. yakınlarına ait kısımda söylenenleri. alâkayla dinliyor, zattan zaman gülü- yordu da.. Gülmeyen bir Hasan Po- latkandı. Bu şirketin yüzde 10 hisse- si böylece Polatkanlara verilecekti ki, değeri 10 milyon liraydı. Kararnamenin sonuna gelindiğin- de, meselenin Yüksek Adalet Divanı- na sevkine Yüksek Soruşturma Ku- rulunun ittifakla karar tvrmiş bulun- duğu görüldü. Zaten haftanın sonla- rındaki o gün Yassıadadaki duruşma salonunda bulunan herkes, ittifak ha- linde, sabit bir suçun hikâyesini din- lediği kanaatindeydi. Bundan sonra sorgulara geçildi. Ayrı tonda şarkılar A Sama kadar devam eden sorgular, lar Üemis, “paarliğin kahişe eŞiI etti. Komedinin baş aktörleri Ragıp Sipahi ile Hüseyin Al tan oldu. ikisi- nin hakikatleri öyle bir inkâr tarzla- rı vardı ki, Başkan dahil bütün dinle- yiciler omakaraları koyuvermekten kendilerini alamadılar. Bir defa, Ne- cati Dolay ve Hüseyin Altan Ragıp Sipahinin kendileri namına Polatkan- la temas halinde bulunduklarından habersiz olduklarını ifadeyle söze başladılar. Mektupları ilk defa so- ruşturmaya oçağırıldıklarında oduy- muşlardı. Ragıp Sipahi Vinileksin ne ortağı, hattâ ne de temsilcisiydi. Sâ- dece şirketin işlerini takip eder, mu- kabilinde de komisyon alırdı. "Ama, işleri nasıl ve kimler vasıtasıyla gö- rürdü, biliniyorlardı. Ukalâ tavırlı Dölay, bütün salonu kahkahaya bo- gan bir sahte ciddiyet içinde feryat etti: — Böyle şey nasıl olur, efendim? Bu mektuplar nasıl yazılır? Eğer bil- seydik derhal noter vasıtasıyla pro- testo ederdik, ihbarda bulunurduk. Vinileks, dürüst bir firmadır." Hele aynı zat, firmasına kredi vermek için bütün bankaların birbir- leriyle yarış ettiklerini söyleyince ne- şe büsbütün arttı. Zira biraz evvel o- kunan listelerde Sipahi, Polatkana hangi banka nezdinde tazyikte bu- lunması gerektiği hususunda talimat veriyordu. Biraz sonra ise, bankaların kredi açmak isin. rekabet halinde bu- lundukları Vinileksin vergi borcunu tam sekiz defa doğrudan doğruya Polatkana istida verecek tecil ettir- miş bulunduğu öğrenildi. Üstelik bun- lardan sonuncusunun altındaki imza açıklandığında hayretten ağızlar a- çık kaldı. İmza, Ragıp Sipahinindi. Şirketin ortağı olmayan, temsilcisi bulunmayan adam Maliye bakanlığı- na verilen resmi istidayı şirket namı- na imzalamıştı ve bu istida üzerine düşük Bakan vergiyi tecil etmişti! Başkan sorguyu, dört bilirkişi ra- AKİS, 7KASIM 1960