dilecek olan ve omuzlarına mesuli- yetlerin en büyüğünü almış bulunan sert bakışlı, sert çizgili, görünüşte aksi başkan Salim Başoldur. Salim Başol ve ailesi, geçen haftanın ba- şında hayatlarının en heyecanlı ve unutulmaz günlerini yaşadılar. Her şey, bundan bir müddet evvel, . Mili Birlik Komitesi tarafından va- zifelendirilmiş bir Oüsteğmen ile bir erin, ellerindeki listede yazalı adres- leri Ankarada harıl harıl aramalarıy- la başladı. Üsteğmenin koltuğunun altında, sıkı sıkıya sarıldığı bir dos- ya vardı. Dosyanın içinde, üzerinde çift ay bulunan zarflar mevcuttu. Üsteğmen listedeki adrese bakarak bulduğu evin kapısını itinayla çalı- yor ve aradığının evde olup olmadığı- nı sorarak bir zarf bırakıyordu. Barı- lar, Komite tarafından seçilen Yük- sek Adalet Divanı üyeleri, Başkanı ve Başsavcısına gönderilmişti. Zar- fın içinde Komite Genel Sekreterliği- nin bir yazısı vardı. Hitap ettiği kim- seye, Yüksek Adalet Divanı üyeliğine seçildiğini bildiriyordu. Altta, üyeli- ğe seçilenlere bir not yazılmıştı. Not- ta, haberin pazartesi akşamına ka- dar kimseye duyurulmaması rica e- diliyordu. Doğrusu istenirse, evvelki hafta içinde obaşkentte Adalet Divanının kuruluşu üzerine bahse girenler ge- çen hafta bir hayli sürprizle karşılaş- tılar. Bilhassa Başkan seçimi pek çok bahisçiyi şaşırttı. Favori Recai Seç- i. Ancak, Komite Seçkinin baş- kanlığa seçilmesini mahzurlu (buldu. Zaten Yargıtay Başkanı da mahzuru biliyor ve Yüksek Adalet Divanına başkanlık etmeyeceğini (o söylüyordu. Kendisi cezacı değildi. Halbuki Yük- sek Adalet Divanı ceza dâvaları gö- recekti. Komite iyi bir cezacı keşfet- miş ve hâkim teklifi kabul edince, Başkan meselesi halledilmişti. Bu isim, Yargıtay 1. Ceza Dairesi baş- kanı Salim Başoldu. Başol eline zarfı aldığında, Yüksek Adalet Divanı Başkanı seçildiğini zaten biliyordu. Zarfların, sahiplerinin ellerine git- mesinden pazartesi akşamına kadar geçen saman oldukça eğlenceli akıp gitti. Üyelerle gazeteciler kovalama- ca oynuyorlardı. Bu mevzuda en iyi çalışan öncü gazetesi olmuş, hâkim lerin adı ilk öncü gazetesinde yayın- lanmış ve hemen o akşam bir Öncü ekibi, Başolun Kızılırmak Caddesin- deki 28 numaralı evinin 5 numaralı dairesinin ziline basmıştı. Kapıyı genç bir delikanlı açtı. Başolun oğ- luydu. Daha sonra babası göründü ve kapıyı on santim kadar aralıyarak gazetecilerle sohbete koyuldu. "— Yüksek Adalet Divanı Baş- seçilmişsiniz. Doğru mu?" AKİS ,10 EKİM 1960 kanı — Hayır". "— Haber kesin, size tebliğ dahi edildi”. "— Canım, benden iyi mi bilecek- siniz? İsterseniz sizinle bahse gire- lim. Ama kaybedersiniz". Başol, muhavereyi kesmek niye- tindeydi. Bir küçük hâdise gazeteci- lere yardım etti ve Başkanın ilk res- mini çekmelerini sağladı. Gazeteciler ümitsizlikle geri dönmeğe hazırlanı- yorlardı ki apartmanın otomatı sön- dü ve koridor karanlığa gömüldü. Ba- şol, gençlerin karanlıkta kalmalarına üzülmüş olacak ki yolu göstermek üzere kapıyı biraz daha araladı ve, "şuradan" diyecek oldu. Ama olan olmuş, flâş patlamıştı. Adalet Diva- nı Başkanı kapıyı aceleyle kapadı ve içeri girdi. Gazeteye dönen Öncü eki- binin şansı yerindeydi. YURTTA OLUP BİTENLER İlkokulu pekiyi (dereceyle bitirdi ve tahsiline gene Yozgatta devam et- ti. Orta okul devresi de Başol için başarılı geçti. Arkadaşları arasında, yaşından büyük davranışlarıyla te- mayüz ediyordu. Oturaklı lafları var- dı. Orta okul da, üç senede pekiyi de- receyle bitirildi. aşolun lise tahsili diğerleri gibi aksamadan devam etti. Genç adam liseyi bitirdiğinde ailesine yardım et- mek mecburiyetinde olduğunu anla- dı. Bundan dolayı, memleketi olan Yozgatta kısa bir müddet öğretmen muavinliği yaptı. Bu devre Salime çok şey kazandırmış ve öğrenmeğe men son derece munis tabiatlıydı. O yıllarda -1925- Ankara Hukuk Fakültesi yeni açılmıştı. Başol bir- Yüksek Adalet Divanı üyeleri Yeşilköyde Perdeyi Bir hayat hikâyesi Ja gün, Salim Başolun resmi birinci sayfada yayınlandı. Ama iş bununla bitmiyordu. Bir tek gece içinde gölgeden ışığa çıkan hukukçu kimdi, hüviyeti, karakteri neydi? Hafta boyunca bir AKİS ekibi bu ko- nu üzerinde durdu ve Yüksek Adalet Divanı Başkanının hayat hikâyesini ana hatlarıyla tesbit etti. Türkiyede şu anda bütün gözlerin üzerine çevrildiği sert bakışlı, sert çizgili, görünüşte aksi intibaını uyan- dıran, ama aslında görünüşüyle ta- mamen Zıt bir karaktere sahip Salim Başol 1905 yılında Yozgatta doğdu. Orta halli bir ailenin çocuğuydu.İlk tahsilini mahalle mektebinde yaptı. Sakin, uslu ve çalışkan bir talebeydi. Fazla oyun oynamıyor, az konuşu- yordu. açmaya gidiyorlar den hukukçu olmayı arzuladı ve için- de yanan ilim ateşiyle kendisini An- karaya attı. 1928 yılında Salim Ba- şol Ankara Hukuk Fakültesini peki- yi dereceyle bitiriyordu. İlk memuriyeti, Vezirköprü yar- gıç yardımcılığı oldu. O yıl genç hu- kukçu dünya evine de girmiş ve Me- lâhat Başolla evlenmiştir. Vezirköp- rüde geçen günler genç (hukukçuyu hayata hazırladı. Daha sonra Nik- sar, Balıkesir ve çeşitli diğer yerlerde yargıçlık yaptı. Nihayet olgunlaşmış ve iyi bir ce- zacı olmuştu Arkadaşları arasında Başolun bu ehliyetini takdir etmiyea yok gibiydi. İstanbul Ağır Ceza Mah- kemesi Başkanlığına tâyin edildiğin- de oturaklı bir yargıçtı. Oradan Yar- gıtaya gönderildi. Orada, 1. Ceza Da- iresi Başkanlığına getirildi.