DÜNYADA OLUP BİTENLER diler. Lumumba'ya bakılırsa, bu Par- lamento (!) toplantısında, Cumhur- başkanı Kasavubu'yla Albay Mobu- tu'nun teklif ettikleri Yuvarlak Ma- sa toplantısına iştirak edilmemesi ve Kongodaki muhtelif siyasi cereyan- lar arasında hakemliğe başvurulması için Birleşmiş oMilletlerden Birleşik Amerikayla Sovyetler (Birliğinin de dâhil olacakları bir tahkim komisyo- nunun kurulmasının istenmesi yolun- da kararlar alınmıştı. Yuvarlak Masa toplantısının Lu- mumba tarafından reddedilmesine mukabil, kendi Eyaletinin bağımsız- lığını ilan etmiş olan Katanga Baş- bakanı Çombe bu toplantının yapıl- masını bazı şartlarla kabul ediyordu. Şartları, toplantının tarafsız bir yer- de yapılması ve daha önceden müs- takbel Kongo Hükümetinin kimler- den kurulacağının belli olması idi. Bundan maksadının ise, bu müstak- bel Hükümete Lumumba'nm alınma ması olup olmadığı hiç anlaşılamadı. Muhtariyetini ilân etmiş olan Gü- ney Kasay Eyaletinin Başbakanı Ka- lonci ise, Yuvarlak Masa toplantısına katılmasının, ancak Lumumba'nın bu konferansın dışında tutulmasıyla kabil olabileceğini söylüyor ve Al- bay Mobutu'yu, Lumumba'yı da bu toplantıya davet etmiş olması dola- yısiyle kötülüyordu. Hafta sonunda zaten parça parça olmuş Kongoda iktidarın kime ait ol- duğu hâlâ belli değildi. Ürdün Sürpriz eçen haftanın ortalarında Lake G Success" de Birleşmiş Milletler bi- nasında iki genç adam etrafın hay- retten donmuş nazarları içinde birbir- lerini dikkatle süzerek konuşuyorlar- dı. Bu iki genç adamdan birisi Haşi- mi Ürdün Meliki Majeste Hüseyin |, diğeri ise Irak Dışişleri Bakanı Hat. şfim Cevat idi. Haşim Cevat Melik Hüseyine, 1958 yılının 14 Temmuz günü Tümgeneral Abdülkerim Kası- mın, eski Kral Faysal II'nin öldürül-. meşine aleyhtarlık ettiğini söylüyor- du. Haşim Cevata bakılırsa, Kral Faysalın, yâni Melik Hüseyinin ku- zeninin öldürülmesi doğrudan doğru- ya o gün Bağdattakl harekâta ko- muta eden Yarbay Abdüsselâm A- rifin işiydi. Kral Faysalın öldürülmesini Ab- düsselâm Arifin üzerine atmak su- retiyle Irak diplomasisinin kazandığı rağmen resmen tanıması olacaktı. 26 Nitekim bu tanıma gecikmedi. Gerçi, Melik Hüseyin sevgili ve asil kuzeni- nin intikamını alarak onun aziz ha- tırasını şâd etmeğe yeminliydi ama, daha da önemli olanı, Ürdün ile Bir- leşik Arap Cumhuriyeti oarasındaki anlaşmazlıkta Ürdünün bir takım başka desteklere ihtiyaç duymasıy- dı. Ürdün, hem kuzey sınırından, hem de doğu sınırından tehdit edilemezdi. Tehdidin birinden birini hafifletmek zorundaydı. Bu ise ancak Ammanın Bağdattakl yeni rejimi resmen tanı- masıyla kaabil olabilirdi. Bunun için de Melik Hüseyinin meşhur yeminin- den sıyrılabilmesi gerekiyordu. İşte, Haşim Cevatın anlattığı hikâye, Me- lik Hüseyine bu imkânı verivermişti! Fakat, Ürdünün yeni Irak rejimi- ni resmen tanıması, diplomatik mü- nasebetlerin hemen kurulması mâna- sına gelmiyordu. Bağdat, resmen ta- nınmasına rağmen bu konuda hayli nazlı davranmağa kararlıydı. Bu du- a Ammanın ilk hedefi Amman - Bağdat hava seferlerinin yeniden başlaması ve iki memleket arasında- ki sınırın açılarak ticaretin başla- malıydı. Birleşmiş Milletler Uyanan Üçüncü Dünya u ayın birinci günü Birleşmiş Mil- le Genel Kurulunda Lake Suc- cess tarihinde ilk defa rastlanan bir olay cereyan ediyordu: Beş Devlet, Genel Kurula bir karar tasarısı sun- muşlardı. Bu karar tasarısında beş Devlet, dünya barışım tehdit eden son milletlerarası oOgerginlik (karşısında duydukları endişeyi ifade ile halen toplanmakta olan Genel Kurulun bu gerginliği azaltmak uğrunda büyük bir rol oynıyablleceği hususunda dün ya halkoyunda mevcut ümide işaret ediyorlar ve bu maksatla, ilk acele tedbir olarak Genel Kurulun, Ame- rika Birleşik Devletleri oBaşkam ile Sovyet Sosyalist Cumhuriyetleri Birliği Bakanlar Kurulu Başkanının, aralarında kesilmiş olan temasları yemden kurmak o suretiyle dünyayı bölen ana dâvalara bulunacak hâl çâ- relerinin yavaş yavaş realitelere inti- kali yolundaki azimlerini belirtmele- rini talep etmesini istiyorlardı. Bu karar tasarısı, Birleşik Arap Cumhu- riyeti, Endonezya Birleşik Devletleri, Yugoslavya Federatif Halk Cumhu- riyeti, Hindistan Federal Cumhuri- eti ve Gana Cumhuriyeti tarafından verilmişti. Karar tasarısını imzalı- yanlar ise, bizzat Devlet veya Hükü- met Başkanlarıydı. Nasır, Sukarno, Tito, Nehru ve N'Khrumah imzaları- nı taşıyan karar tasarısı, Genel Ku- rula bu şekilde verilmiş ilk karar ta- sarısıydı. Tasarı, Nitika Kruşçof tarafından derhal kabul edildi. Ike ise hayli sı- kıntıdaydı. Beş Devlet ve Hükümet Başkanına birer mektup yazarak, kendisiyle Kruşçof arasındaki bir gö- rüşmeye bizzat Mr. "K"nın hareket- lerinin mâni olduğunu -ancak kısmen haklı olarak- ileri sürdü. Hakikaten, "K”" son aylarda fazla ileri gitmişti. Fakat, U-2 olayım tma ralistlerin artık hakikaten (Üçüncü kuvvet haline gelmeğe muvaffak ol- duklarıydı. AKİS , 10 EKİM 1960