10 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 16

10 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 16
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

YURTTA OLUP BİTENLER osova aldığı emri yerine getirmek için harekete geçti. İnönüyü otomobi- linden alıp, kendi arabasına bindire- cekti. İste bu sırada, iki subayın em- rindeki bir manga asker süngü taktı mütecavizlerin üzerine yürüdü, asker çapulcuları püskürtmüş, İnö- nünün otomobili aradan sıyrılarak yola koyulmuştu. Tehlike atlatılmış- Hâdisenin üzerinden yarım saat geçmemişti ki, ağzı köpüklü ikiadam vilâyet Konağının kapısından içeri hızla daldılar. Gelenler Nüvit Up ve Selâhattin Gençti. Beyoğlu ve Bey- koz D.P. İlçe Başkanları o sırada Vi- layettetoplantı halinde bulunan D.P. daşlarına iki subayı şikâyete gelmiş- lerdi. Bayar iki subayın hareketine çok sinirlendi. Hele Gedikin hali gö- rülecek şeydi. Menderese gelince, o- nun halini görmemek daha iyiydi. Zi- ra, Başbakanın suratının aldığı şekli seyretmek herbabayiğidinharcıde- ğildi. D.P. başları, derhal iki subayın sıkıştırılması için emir verdiler. O ge- ce İstanbulun pek çok evinde, pek çok subay ailesi, alınıp götürülen aile bireylerini korkuyla seyrettiler. Ama hiddet bir netice vermedi ve süngü taktırıp İnönünün hayatını kurtaran subaylar birtürlü bulunamadı. Hâdisenin hemen akabinde Vilâ- te Bayar, Menderes, Gedik, Namık Argüç, Cemal Göktan, Aygün ve Yetkinertoplanmışlardı. Hâdisenin yaratıcılarıson derece korkmuşlar ve halkın galeyanagelip Vilâyet binasını basması il sokağın etrafında sıkı askeri tedbir- lerin alınmasını emretmişlerdi. Gece geç vakte kadartoplantı hâlinde ka- lan heyet, ortalık sükunet bulunca dağıldı. Topkapı olaylarının müzakeresi sırasında Soruşturma Kurulu bir 16 nokta üzerinde daha ısrarla durdu. Sanıklar, verilen emirleri birbirleri üzerine atmaktan çekinmiyorlardı. Hele Cumhurbaşkanı Bayar hâdiseyle yakından ve uzaktan hiç ilgili değil- di. Sorgusu sırasında: Topkapı hâdiselerini, vukuun- dan sonra, mahallini tâyin edemiye- ". ceğim bir yerde öğrendim." demiş- ti. Kendisine Yetkiner ve oAygünün ifadeleri söylendiğinde ise, hayretle Soruşturma Kurulu üyelerine bakmış ve: — Vali Ethem Yetkinerle D.P. Başkanı Kemal Aygünün beni ziyaret ederek lilerin aleyhte tezahürat yapmaları için Adnan Menderes tara- fından verilen emrin, hoş neticeler doğurmıyacağı mucip sebebiyle ber- taraf edilmesi hususunda benden bir talepte bulunduklarını hâtırlamıyo- rum. Şayet adı geçen bu iki şahıs bu YAZISIZ yolda (o beyanlarda kendilerinin doğru (söylediklerine i- nandığımdan, hatırımda tutamadı- gım bu görüşme olmuş olabilir. Yâni Aygünle Yetkiner doğru sözlüdürler. Yalan söylemiyeceklerine göre, söz- lerine bir diyeceğim yoktur" diyerek hayretini saklamamıştı. Kurul, İstanbul Emniyet Müdürü Faruk Oktayın ifadesinden de pek İnönünün bulunmuşlarsa, Taşlıktaki evine götürülmesi emrini Vali Yetkinerden aldığını söyledi ve emri aynen naklettiğini ifade etti. Ancak, bilmediği bir nokta vardı. O sırada İstanbul Merkez Kumandanı bulunan Mecit Tokcan Birinci Ordu Kumandanlığına verdiği raporda söy- le bir ibare kullanmıştı: — İstanbul Emniyet o Müdürün- den alınan ve şahsen muhafaza et- mem gereken bilgi üzerine..." ahsen muhafaza edilecek bilgi neydi? İşin burasına geldiklerinde Soruşturma Kurulu üyelerinin yüzle- rini hafif bir tebessüm kapladı ve başlarını acıyarak sağa sola salladı- lar. Oktay bir yerde daha yanılıyor ve meseleyi bildiğini böylece ortaya koyuyordu. Kendisine Mecit Tokca- raporu nakledildiğinde ufak bir tereddüt geçirdi, sonra: i u verse verse Vali verir. Ben böyle bir emir vermedim. Bana Tokcan uğradığında, "Tertibatımız değişti, Topkapı sur dışını emniyet kontrol edecek, askerleri çekin" diye bir şey söylemedim" diyerek inkâra yeltendi. Ancak, Fahri Özdilekin bâzı ve- sikalar ibraz ederek verdiği ifade Ok- tayın herşeyi bildiğini ortaya çıkardı, Özdilek, hâdiseleri müteakip Birinci Ordu Kumandanı olarak Bakanlığa bir rapor sunmuştu. Bu rapor Merkez Kumandanının kendisine verdiği bil- ya polisin sok olduğunu bildirmiş ve bölüğün bir başka yere icabında sü- ratle nakledilebilmesi için toplu hal- de bulundurulmasını istemişti. Mecit Tokcan, bunun üzerine -daha doğru- su şahsen muhafaza edeceği bilgi ü- zerine- aldığı tertibatı değiştirmiş ve bölüğü Oktayın gösterdiği yerde top- latmıştı. Ve en güzeli.. ygödiselerin tetkiki bir ara öyle bir safhaya girdi ki, aydınlık yüzlü hukukçuların kaşları adamakıllı ça- tıldı. Artık hakikat ve yapılması iste- nilen hareketin ne olduğu iyice an- laşılıyordu. Soruşturma Kurulu üyelerinin bir nokta dikkatini çekmişti. Bütün bu tertipler hazırlanırken Valiliğin iste- AKİS , 10 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: