YURTTA OLUP BİTENLER "“— Ne o, yoksa mektup yazmaya mı niyetlisiniz?" diye cevap verdi. Suali, Milliyetin Adliye Muhabiri sormuştu. Gazeteciler odadan çıktıktan son- ra, Adalet Bakanı ve Divan Başkanı ile üyeleri bir müddet daha kumanda- nın odasında kaldılar. Duruşmaların tanzimcisi yorulmak bilmez Orhan Erkanlı ve sivil elbise giymiş Orhan Kabibay da aynı uçakta gelmişlerdi. Adalet Bakam ile Divan üyelerini Ye- şilyurt iskelesine götürecek vasıtayı bulma işi de Erkanlıya düştü ve T.H. Y. na ait mavi bir yolcu otobüsü bu- lundu. Otobüsün ön tarafında sağda- ki iki kişilik yere Salim Başol ve Ar- tüs oturdular. Başol pencere kenarını seçmişti. Aynı hizada sol taraftaki koltuklara ise Erkanlı ve Altay Ege- sel oturdular. Diğer üyeler de bindik- ten sonra, otobüs yürüdü. Otobüs yol- , Yeşilyurt iskelesinde F. 326 hücumbotu bekliyordu. o Eşyaların yerleştirilmesini müteakip, hücum- botu Yassıadaya hareket etti. Heybelide manzara üksek Adalet Divanı üyeleri Yassı- adada bir müddet kalarak duruş- malarla ilgili son hazırlıkları gördük- ten sonra Heybeliadaya döndüler. Heybeliadadaki Panorama Oteli, Di- van üyelerinin ikamet ve çalışmaları- na tahsis edilmiş, Adalet Bakanlığı tarafından üç aylığına kiralanmıştı. Otel, C.H.P. Adalar ilçe Başkanı Bahrettin Geyere aitti ve otelin ta- mamının aylığı 2000 liraya geliyor- du. Divan üyeleri otele yerleşmeden önce otelin çevresi telörgülerle çev- rilmiş ve her 20 metreye tam techi- zatlı nöbetçiler dikilmişti. Otelin si- vil personel ve bekçileri de değiştiri- lerek yerlerine askerler getirilmişti. I numaralı yasak bölge ilân edilen Panorama Otelinin panoraması buy- du ve otelin bulunduğu çevreden kuş dahi uçurulmuyordu. Nöbetçilere, en küçük bir hareket halinde ateş emri verilmişti. Ayrıca otelin 30 metre ar- kasında bir ışıldak merkezi yapılmış ve projektörler yerleştirilmişti. Pro- jektörler, sabaha kadar otelin denize bakan tarafını tarıyorlardı. Divan üyelerinin Yassıadaya gi- diş gelişlerini Acar motörü temin edi- yordu. Bir zamanlar düşük Bayarın Boğazda keyif çattığı Acar motörü- aijşn, düşük Bayarı yargılıyacak olan namuslu hâkimlerin emrine tahsis edilmesi, talihin garip cilvelerinden iskelesine yanaşıyordu. İskelenin in- şasına hızla devam edilmekteydi. Bu arada, iskele açığındaki mendireğin içinde bulunan balıkçı kayık ve mo- törleri de buradan uzaklaştırılmış ve 10 mendireğin içi temizlenmişti. Ancak, şimdilik' görülebilen omahzurlardan birisi, yeni iskelenin bulunduğu kıs- mın yasak bölge dışında kalması idi. Herhalde bu da düşünülecek ve iske- le yasak bölge içine alınacakta. Men- direk açıklarında deniz kuvvetlerine ait kruvazörler aleste bekliyorlardı. Avcı botları da denizden emniyeti te- min etmekteydiler. Yüce Divan üyeleri hiç kimse ile temas ettirilmediler. Yasak bölgenin dışından teleobjektifle' fotoğraf çe- kilmesin diye, otelin (pencerelerine bej renkli perdeler konulmuştu. Per- deler kapalı tutuluyordu. Akşam ü- zerleri devamlı çalışmaktan yorgun düşen üyeler, telörgülerle çevrili bu- lunan bahçede dolaşıyorlar ve günün yorgunluğunu sakin deniz havası al- makla çıkarıyorlardı. Bütün ihtimaller hesaplanmıştı, ama bir tanesinden hiç beri yoktu. Gazetecilerden ve yaban- cı gözlerden böylesine itinayla sakla- nan Panorama Otelinin tam arkasına düşen sarı badanalı evin üçüncü katı AKİS ailesine aitti ve oradan her şey kuşbakışı bütün teferruatıyla görülü- yordu. AKİS'in İstanbul ekibi san badanalı binada karargâh kurdu. Dosyalar arasında gstanbula giden Yüksek Adalet Di- vanı üyeleri orada kendilerini iki büyük dosyanın beklediğini gördüler. Bunların birincisi, İhtilâlin mânası- nı verecek olan Anayasayı ihlal su- çuyla alâkalı dosyaydı. Duruşmaların nabzı o dasya ele alındığında atacak- tı. İhtilâlin ne derece meşru olduğu ve nasıl haklı sebeplere dayandığı ancak o konu görüşülürken açıklana- cak hakikatlerle belirecekti. Sâdece Türkiye değil, dü i yordu. İkinci büyük dosya ise, kanlı bir facianın, İstanbul ve Ankara Ü- niversitesi olaylarının hikâyesini ih- tiva ediyordu. Bunlara haftanın so- nunda bir üçüncü dosya eklendi: Top- kapı Suikastı. Triloji, yunan traje- dilerini aratmayacak bir triloji oldu. Yüksek Adalet Divanı üyeleri derhal kolları sıvadılar ve çalışmaya koyuldular. Yapılacak ilk iş, duruş- maların gündemini tanzimdi. Yüksek Soruşturma Kurulunun kararname- leri bu sırada bastırılmış ve sanıkla- ra dağıtılmıştı. Duruşmaların 14 E- kimde başlayabileceği görülünce Di- van bir tebliğle bunu açıkladı. Açık- lanan başka bir husus, ilk günün gün- demiydi. Yüksek Adalet Divanı ev- Salim Başol , Amil Artüsle İstanbulda Gözlerin hedefi AKİS, 10 EKİM 1960