10 Ekim 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

10 Ekim 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CEMİYET nkarada Operanın gala gecesi, eğ- lenceli bir duruma sahne oldu. Şimdiye kadar Operamızın gala ge- celerinde, bütün batı dünyasında ol- duğu gibi, parterde yer alanlar "kı- yafetli" gelirlerdi. Yani erkekler smo- kin, kadınlar kısa tuvalet giyerlerdi. Bu yıl, bir takım kimseler "Milli Bir- lik Ruhu"nu demagojiyle pek karış- tırdıklarından Operada sokak kıya- fetiyle arz-ı endam ettiler. Akılların- ca devir servet düşmanlığı, zenginlik düşmanlığı, sosyalizm devriydi ya.. Elbette ki kapitalist rejimlerin sem- bolü (dan kılıklara o bürünemezlerdi! Bu yüzden evlerindeki (dolaplarında smokinleri de, tuvaletleri de bulun- duğu pek âlâ bilinen "her devir a- damları" sanki Operada gala gecesi yokmuş da maskeli balo varmış gibi "1960 modası"nı teşhir ettiler. Bunla- rn, aynı Operanın bundan evvelki son gala gecesinde nasıl süslü püs- lü halde eski iktidar büyüklerinin et- rafında döndüklerini hatırlayanlar Manon Lescaut'nun acıklılığına rağ- men perde aralarında bol bol gül- mekten kendilerini alamadılar. Ama, doğrusu istenilirse demagojik hare- ket Devlet Tiyatrosunun idaresinden geldi. İdare, Türkiyede sanki iktidar değil de rejim değişmiş gibi gala ge- cesinde elbise mecburiyetini, hiç lü- zum yokken kaldırdı. Galiba Cüneyt Gökçerin ağzı, Tiyatro Müdürüne böyle geceler giysin diye aksesuvar- dan bir smokin vermek gibi pek deh- şetli bir suçtan dolayı "vazifeyi sui- istimal" ithamıyla mahkemeye sev- kedilmekten yanmıştı! Galaya sokak kıyafetiyle gelenler arasında sâdece iki tanesi "meşru mazeret"e sahipti: Milli Birlik Komi- tesi üyelerinden Orhan Erkanlı ile Muzaffer Özdağ. Smokinleri yoktu. Gergi üniformalarını giymiş bulunsa- lardı daha şık ve zarif bir hareket yapmış olurlardı ama, kim bilir belki de dikkati üzerlerine çekmek isteme- mişlerdi. Sözüm ona "Milli Birlik Ru- hu" şampiyonları ile asıl tezadı Mil- li Birlik Hükümetinin Adalet Bakam teşkil ediyordu. Amil Artüs, "her de- vir adamı" olduğunu göstermek mec- buriyetini ohissetmediğinden pek ta- bii olarak smokin giymişti. Kordiplo- matik mensupları, kılıklarım devir- lerle değil âdetlerle ayarlayanlar ve salon sosyalizmine merak sarmayan- lar gene eskisi gibi "kıyafetli"ydiler. Dikkati çeken bir başkası, son zamanlarda "İnkılâbın Mme Recami- er"si olarak salonunda yüksek sevi- yede fikir tartışmaları tertipleyen, “sosyal görüşler"in alemdarlığını ve telkinciliğini yapan bir sosyete yaza- rıydı. Eski devir hanımlarının sıklık hakemi olan sosyete yazarı yeni de- virde tuvaletlerini dolabına kitlemiş ve gala gecesine "1960 modeli kılık" ile şeref vermişti. "Modayı sadakatte takip" diye de bundan başka bir şeye denmezdi ya... A viaralı operaseverler, pazar gece- si esmer, uzunca boylu, mütena- sip vücutlu genç bir solistle karşılaş- tıklarında, hemen hüküm vermediler- ae de, Nevin Pere isimli güzel sanat- kârın istikbal vaad ettiğini anladılar. Nevin Pere, Manon Lescaud opera- sında Manon'u oynuyordu. Henüz pek genç olan güzel sanatkar, biraz heye- canlıydı.İlk defa solist olarak sahne- de görünüyordu. Manon'u başarıyla oynadı ve operaseverleria dikkatini üzerine (o çekti. asın mensupları, geride bıraktığı- B mla hafta, aralarından birkaç ki- şinin daha eksilecegi haberini aldılar. Hem sevindiler -evet sevindiler- hem de üzüldüler. Sevindiler, zira meslek- taşları yabancı memleketlere Basın Ataşesi, Ataşe Muavini olarak gidi- yorlardı. Basın mensuplarını üzen, arkadaşlarının aralarından ayrılma- larıydı. Tâyini çıkanlar arasında, Halük Tuncalı vardı. Tuncalı, Kahire Basın Ataşesi olmuştu. Selahattin Sonat Kıbrısa Ataşe Muavini olarak gidi- yordu. Selim Baban ise Tahran yolcu- luğuna hazırlanmaktaydı. 28 AKİS , 10 EKİM 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: