DÜNYADA OLUP BİTENLER Birleşmiş Milletler Soğuk harp "Fazla kötümser olmak da, fazla iyimser olmak da tehlikelidir. Ama yine de diyebilirim ki, dünya- mızı bölen büyük anlaşmazlıklar ö- nüne geçilemez ve bağdaştırılamaz nevinden değildir. Fakat, bu anlaş- mazlıkları sâdece lafla ortadan kal- dırmak kabil olamaz. Bunları orta- dan kaldırmak ancak pratik yollar- dan adım adım ilerlememize bağlı- dır." Geçen hafta perşembe günü Bir- leşmiş Milletler Genel Kurulundaki nutkunu bu sözlerle tamamladığı za- man Büyük Britanya Başbakanı Ha- rold MacMillan, geçen haftanın so- nundan beri Genel Kurulda yaygın olan soğuk harp havasını bir miktar kırmağa muvaffak oldu. MacMillan hakikaten en iyi günlerinden birin- deydi. Dünyanın birinci oDevleti ol- maktan çıkmış olmasına rağmen Bü- yük Britanya diplomasisine Batı camiasına her işte neticede hâkim AKİS ,3 EKİM 1960 olmak imkânım veren o şahane so- gukkanlılık ve seviyelilikle (konuşan Pek Zarif Majestelerinin Başbakanı, güzel nutkunun her nedense pek si- nirlendirdiği Oo Kruşçofun Oo masaları yumruklamasına ve oturduğu yerden kalkıp kıpkırmızı tombalak yüzüyle barbar bağırmasına hiç aldırış etme- di. Sâdece bir kere, meşhur İngiliz istihzasıyla nutkunu kesti ve Kruş- çofa "Sözleriniz tercüme edilmeli ki anlıyayım" dedi. Tombalak adam Rusça bağırıp çağırmaktaydı! Gerçekten, geçen iki hafta Birleş- miş Milletlerde odünyanın bellibaşlı liderleri soğuk harbin en kötü günle- rini hatırlatan Ur tarzda çatıştılar. Kruşçofun Lake - Success'e gelmesi üzerine, uzun o tereddütlerden sonra Genel Kurulu yalnız bırakmamağa karar veren Başkan Eisenhower, gü- zel fakat fazlasiyle umumi bir demeç verdi. Ike, Sovyetlerin Paristeki Zir- ve toplantısını torpillemelerini, Ark- tik suları üzerinde Amerikan RB-47 uçağım düşürmelerini ve Berlindeki durumu ağırlaştırmalarını o mutedil bir lisanla tenkit etti ve silâhsızlarıma müzakerelerinin yeniden başlamasını isteyerek müşahhas teklifler ileri sür- dü. Ilke, harp tehlikesini iki noktada görüyordu. Bir kere, atomik silâhla rın stokları artmaktaydı. İkinci ola- rak bir yanlış hesap her an dünyamı- zın mahvına sebep olabilirdi. Bunu önlemek için Birleşmiş Milletler bir Kontrol Merkezi kurmalıydı. Karşı- lıklı olmak kaydiyle Amerika böyle bir Kontrol Merkezine katılmağı ka- bul edecekti. Ike, Birleşmiş Milletler Teşkilatı- nı bir barış vasıtası olarak görüyor- du. Bu maksatla, Afrika hakkında sarih bâzı tekliflerde de bulundu. Hiç kimse Afrika Devletlerinin iç işleri- ne karışmamalıydı. Birleşmiş Millet- ler, israflı ve büyük silâhlanma prog- ramlarına meydan vermemek için Afrika Devletlerinin emniyetinin ko- runmasına yardımcı olmalıydı. Kon- goya acele yardım yapılmalıydı. Af- liyle finanse edilmesi ve yine Birleş- 21