22 Tarihe 26 Mayıs gecesi Işık B” kitap, 27 Mayıs ihtilâlinin bir safhası üzerine ışık dökmüş bulunuyor. Ankaradaki o harekât, 26 Mayıs gecesi Harbiyede nasıl plânlandı? Bu sualin cevabı Harp Okulu 3. Tabur Komutanı Avni Eleylinin "Hürriyet İçin" adlı kitabında bütün tafsilatıyla açıklanmaktadır. Binbaşı Elevli, basılmadan önce Milli Birlik Ko- mitesi tarafından görülen eserinde o tarihi geceyi bütün tafsilâtı ve bütün şahıslarıyla gözler önüne sermekte, yapılan konuşmaları nakletmekte, söylenen sözleri anlatmaktadır. Kurmay Binbaşı ay- nı zamanda ihtilâl yapma emrini alan genç Harbiyelilerin bu emri nasıl sevinçle karşıladıklarını o belirtmekte, okulda esen heyecan dolu havayı dile getirmektedir. Aşağıdaki parça kitabin 26 Mayıs gecesini anlatan kısmıdır nkara harekâtının asıl kuvveti Harp Okulu idi. Ona A tam mânasiyle güveniliyordu. Mili Birlik Komitesi üyeleri Harp Okulu ile temasta idiler. Bir taraftan kumandanları ile anlaşır- ken, diğer taraftan da talebelerle hususi hasbıhaller yapıyor, hem onların nabızlarını yokluyor ve hem de harekâta hazırlıyorlardı. Nihayet bütün planlar inceden ği gözden ge- çirildi ve ilgililerle yakın temasa geçildi Mayıs 1960 da Kurmay Yarbay Sezai Okan -Komitede aza- Harp Okuluna gelmiş ilgililerle son te- ması yapmıştı. Saat 21.80 da General Cemal Madanoğlu, İrfan Baştuğ, Sıtkı Ulay ve Harp Okulu Alay Kumandanı Albay Müçteba Özden, Kurmay Albay Fikret Kuytak, Ekrem Acuner, Mithat Ceylan, Necati Kumruoğlu, Muzaffer Yurdakuler, Kurmay Yarbay Suphi Kara- man, Kadri Kaplan, Muhabere Tabur Kumandanı Bin- başı Nusret Altug ve Ali Çakmak, Jandarma Kuman- dan Muavini, Tarık Binbaşı Selâhattin ve diğer ilgili subaylar da Harp Okuluna geldiler ve saat 22.00 de bü- tün bu zevat ile birlikte Harp Okulu Kurmay Başkanı Tevfik Ercan ve Yarbay Hikmet Akıncı, Yarbay Hüs- nü Temel, Yarbay Galip Okan iştirakiyle Okul Kuman- danı odasında bir toplantı yapıldı. Odada derin bir süküt vardı. Kurmay Albay Ek- rem Acuner -Komitede âza- yapılacak hususla İlgili bir açıklamada bulundu ve harekâtın başarılması için Harp Okulunun kullanılma plânını izah etti. Bu plâna göre: Subay Taburu olan 3 ncü Tabur bir ve ikinci taburlara taksim edilecek ve bunlar her iki taburdaki talebelerin kumandanlık görevlerini ala- caklardı. Harekât plânlanıyor Birinci Tabur: Örfi İdarenin bulunduğu Tarp Ta- rihi Binası, Bakanlıklar, Sıhhiyeye kadar olan bölgeyi işgal ye kontrol altına alacak ve sonra bu bölgede top- lanılması gerekenleri emniyet altına alarak Harp Oku- luna gönderece! İkinci Tabur: Ordu Evinden İtibaren Radyo Evi, Büyük Postahane, Büyük Millet Meclisi, Hipodromdaki Örfi İdare Hazır Kuvveti ve İstasyon bölgesini işgal re kontrol altına alacak. Ayrıca Onuncu Bölük Kumandanı Binbaşı Abdul- lah Tardu yüz kişilik bir kuvvetle Okulun emniyet ve müdafaasını sağlayaca Üsteğmen Selâhattin Başaran Kumandasındaki bir kuvvet Polis Kolleji ve Ofis telsizleri belgesini kon- trol altına alacak. Birinci Taburun İkinci Bölüğü, Piyade Üsteğmen Mahmut Gürsan idaresinde Dahiliye Vekâletiyle, Be- lik Koraltanın Evi ve civarına kadar olan bölgeyi, 6 ncı Bölük, Piyade Binbaşı Mustafa Perçinin em- rinde Başvekâlet, Dışişleri Vekâleti ve bunların imtida- dındaki diğer binaları. İkinci Taburun 11 nci Bölüğü Üsteğmen Abdullah İlaslan ve Binbaşı Alp ile Necatibey Caddesini, 3 ncü Bölük Piyade Binbaşı Turgut Sökmen Ku- mandasında Radyo Evi re PTT Umum Müdürlüğünü, 7 nci Bölük, Süvari Binbaşısı Ali Konur İdaresin- de Hipodromdaki Polis hasır kuvvetinin bertaraf edil- mesini, Karışık 4 ncü Bölük, Cemal Kızılaslanın kuman- dasında Meclis binasının zapt ve kontrolünü sağlıya- caklardı. Bu plânın açıklanmasını müteakip Tümgeneral Cemal Madanoglu, çok samimi ve. ve soğukkanlı olarak bir konuşma yaptı ve dedi k "Arkadaşlar, kelleyi koltuğa aldık Hiç birimizde hırs yok. Memleket ıstırap içindedir. Bu hala zümreyi alaşağı edeceğiz. O kadar... Istemiyen var mı? Haber versin. Haber versin ki, işimize de engel olmasın. Hay- di, hakkınızı helâl edin. Ne yaparsınız, bir kere böyle bir şeye karar verdik." Bu öyle bir samimi konuşma, öyle büyüleyici bir konuşma idi ki insanın şaşmaması elden gelmezdi. On- da ne bir Atillâ kükreyişi, ne bir Napolyon pozu, ve ne de bir Çiçeron tarzı vardı. Onda sâdece bir tevazu ve açıklık, aynı samanda tam bir hasbihal havası vardı. Herkes vazifesi başına gitti. Harp Okulu Alay Ku- mandanı Albay Mücteba Özden bütün talebelerin hari- ci elbise giymelerini ve silâhlarını alarak koğuşlarına çıkmalarını emretti. Bir kaç gün evvel bölük depoların- AKİS, 3 EKİM 1960