İKTİSADİ VE MALİ SAHADA Yatırımlar Taşıma suyla dönen değirmen Yuvarlak çehreli, orta boylu, kırmı- zı yüzlü adam fena kaide hiddet- lenmişti. "Baraj mutlaka yapıla- cak..." diye bağırdı, "icap ederse ara- zözle su taşıyacağız!" Hâdise Kon- yanın 50 kilometre kadar güney batı- sında cereyan ediyordu. DSİ nin Böl- ge Müdürü -sabıklardan- Osman Bi- bioğlu May barajının yerinde sondaj için kamp- kurmuş- jeologlarla konu- şuyordu. Yıl 1956 idi. Jeologlardan birisi lâf arasında "İyi ama Müdür bey, iki aydır buradayız, şu dereden ilâç için bir dirhem su aktığını gör- medik, Baraj yapılırsa acaba hangi su ile dolacak?" deyivermiş, Bibioğ- lunu küplere bindirmişti. Gerçekten bir yıldanberi etüdleri devam eden bu barajın talihinin "ma- küs" olduğu daha işin başında belli olmuştu. Etüdleri üzerine almış bu- lunan Alman "KOKS" firması, de- re üzerinde evvelce su ölçüsü yapıl- madığından, civardaki başka derele- re kıyasen, akacak suyun miktarını tahminlere göre hesaplamak zorunda kalmıştı. Aslında böyle pahalı bir ba- rajın inşasına esas tutulacak projele- rin hazırlanabilmesi için, elde hiç ol- mazsa 10 ilâ 15 yıllık su ölçüsü ol- malıydı. Sonra jeoloji (o incelemeleri durumun çok tehlikeli olduğunu gös- termişti. Bilhassa baraj gölünün ya- yıldığı sahanın birçok noktalarında belli bir şekilde görünen kireç taba- kalan vardı. Bu tabakalar suyun te- siriyle eriyebilir, baraj da "dipsiz ki- e - boş ambar" durumuna düşebilir- di. Diğer taraftan sulamadan gayri faydalanma şekilleri (oekonomik ba- kımdan rantabl değildi. Meselâ, de- reden önemli zararlara sebep olan taşkınlar geldiği görülmemişti. Elektrik üretmek bakımından ise du- rumu hiç müsait değildi. Kala kala bir sulama gayesi kalıyordu ki o tak- dirde de, şayet yapılan tahminler doğru çıkarsa, ancak 4 bin hektar arazi Sulanabilecekti. Halbuki sonra- dan bunun onda birini sulayacak ka- dar bile su gelmeyeceği anlaşılmıştı. Nitekim sondaj makinalarını çalıştır- mak için gerekli su, tâ uzaklardan arazözlerle taşınıyordu. Seçim barajları Bütün bu "maküs" şartlara rağmen May barajının ihalesi 1957 Ma- yısında yapıldı. Hatırlardadır ki 1957 nin son aylarında seçime gidilmesi sabık iktidar başları tarafından ev- AKİS 13 TEMMUZ 1960 velden o kararlaştırılmıştı. O sıralar- da her şey D.P. iktidarını seçim sat- hı mailine itiyordu. Geleceğin pek parlak olmadığım Onlar da sezmiş- lerdi. Hiç olmazsa durum daha kötü- leşmeden ve halkın büyük ekseriyeti aleyhe dönmeden seçimi kurtarmak istemişlerdi. Bunun için de oy avcılı- ğına çıkmak o gerekiyordu. Bilhassa Orta Anadoluda D.P. nin prestiji a- damakıllı sarsılmıştı. Durumun tak- viyesi için göstermelik o yatırımlara girişmenin en uygun çare olduğuna karar verilmişti. Bu sayede nutuklar- la temeli atılan eserlerden, Kon- a ovasımn cennete çevrileceğinden, 'nurlu istikbâlden" bol bol bahsede- bilmek imkanı da elde edilmiş ola- caktı. 1954 de Konyadan üç mühendis ortaya çıktı. 18 metre yükseklikte o- lan bu barajda daha ilkbahardan iti- baren su biriktirilmeğe başlanmıştı. Fakat yağış mevsimi olmasına hem de havalar normalden fazla yağışlı geçmesine rağmen, gölde ancak - metre yüksekliğinde su toplanabil- . Ne garip bir tesadüftür ki, 27 yesi birden bire düşmeğe başlamış, on onbeş gün içersinde baraj bir ba- taklık saha manzarası alıvermişti. Son su seviyesi en derin yerlerde an- cak 40 santimi buluyordu. Anlaşılan sular da hürriyeti seçmiş ve haksız yere önlerine konulan engelleri aş- manın yolunu bulmuşlardı. Boşalan suyun altındaki arazi kı- sımları incelendiğinde oortaya 9-10 metre çapında ve derinliği 6 ilâ 7 D.P. devrinin seçim barajlarından biri Dibi delik çıktı milletvekili seçilmişti: o Rüştü Özal, Remzi Birana, bir de meşhur Himmet Ölçmen! Bunlardan Rüştü Özal ispat hakkı taraftarı olduğundan Mende- resin gazabına uğramış ve D.P. den ayrılmıştı. Geri kalan ikisi mebus ol- mak sevdasındaki Mühendis Osman Bibioğluyu da aralarına alarak DSİ Umum Müdürü Süleyman Demireli kandırmağa muvaffak (oo olmuşlar, Konya civarında May, Apa, Altınapa ve Sille gibi dört büyücek barajın yapılması hususunda vâad almışlar- dı. Aslında bu barajlardan o hiçbiri- nin diğerinden farkı yoktu. Hepsi de "göstermelik" secim barajlarıydı. İç- lerinde en büyük ve saklanması ka- abil olmayan fiyasko May barajında metreyi bulan büyük» çukurların çık- tığı, suyun buralardan toprağın de- rinliklerine akıp kaybolduğu görül- müştü. Jeologların dediği tamamen doğru çıkmıştı. Barajda biriken su- lar, dipteki kireç tabakasını eriterek yer yer delmiş ve böylece husule ge- len yarıklardan toprağın alt tabaka- larına yayılıp kaçmıştı. Geçen haftanın başında, elde bu- lunan gayet sarili raporlara rağmen, işi evvelce "olur" gösteren ve yapıl- masına göz yuman makamlara men- sup idareci ve teknisyenlerden mü- Em bir grup Konyaya giderek d u yerinde gördüler. Neticede aksaklığın düzeltilmesine imkân ol- madığı anlaşıldı. Tabiat, bilgisizliği, daha doğrusu bilgisini o politikanın