İlk Çivilemesi "Adalar sahili.." İnönü evvelâ bir kahve içti, sonra hafif kahvaltısını yaptı. Güzel bir yaz günüydü. Bir ara balkonun yanı- na gelerek denizi seyretti. Genç gelininin kardeşi Hak- kı Ögelman süratli bir motorun arkasında su kayağı yapıyordu. İnönü "Maşallah!. Ne güzel gidiyor.." dedi. Karşıda dört büyük ve onların arkasında, hafif sis için- de bir küçük ada görünüyordu. C.H.P. Genel Başkanı "Oo, Yassıada pek yakınmış" diyerek güldü. Nitekim, Maltepede kaldığa günler küçük adayı daha berrak şe- kilde görmek fırsatını buldu. O anlarda ne düşünmekte olduğunu yüz hatlarından anlamanın imkânı yoktu. Tıp- kı Gürsel gibi ottun da içinin dünyanın bütün iyilikleriy- le dolu bulunduğu ve sadece memleketinin, Türkiyenin saadetini göz önünde tuttuğu hissediliyordu. Dünyevi ve maddi düşüncelerden öylesine uzaktı ki.. Bir zaman- lar dediği ne kadar doğruydu: Başkalarının İstikbal de- dikleri her şey onun çoktan arkasında kalmıştı! Bir müddet küçük torunlarıyla şakalaştı, onları sevdi. Son- ra, oğluna "Haydi Ömer, mayomu giyeyim" diyerek onunla birlikte üst kata çıktı. Biraz sonra aşağıya indiğinde üzerinde şort biçim- de, vişmeçürüğü renkte bir mayo vardı. Meşhur askılı, siyah, yün mayosu bavuldaydı ve bavullar henüz açıl- mamıştı. İnönü bir iki akşam Maltepede kalacak, on- dan sonra Heybeliadadaki kendi evine geçecekti. Niyeti deniz mevsimini İstanbulda geçirmek, bir iyi (odinlen- mekti. Tabii partili, partisiz “el öpme meraklıları" ndan fırsat bulabilirse.. Bu profesyonellerin yanında geniş kütlelerin de İnönü hasreti içinde oldukları doğruydu. İnönü ilk çivilemesini "Pusula Gülü" adını taşıyan küçük, kahverengi sandaldan yaptı. İki başka sandala gazeteciler dolmuşlar, "Paşam, şuradan atlayın", "Pa- am, buradan atlayın" diye çırpınıyorlardı. İnönü niha- yet sandalın kıçından, herkesi memnun bırakan bir nok- tadan serin suya atladı. Deklanşörler çalışıyor, en güzel poz için uğraşılıyordu. Genel Başkan sudan başını çı- karınca saçlarım sıvazladı, sonra bir kaç kulaç atarak bir küçük daire çizdi. Suya girmeden evvel saate ba- kılmasını istemişti. Kulaçları takiben sırt üstü yattı, iki kolunu açarak hareketsiz kaldı. Gazeteciler faaliyet halindeydiler. Ee, senenin "mühim hâdise"'lerinden bi- ri cereyan ediyordu. Yaz aylarının meşhur yüzücüsü İskeleye kadar ya- vaş yavaş yüzdü, merdivenlerden çıkarak üstteki tahta sıraya oturdu. Biraz yorulmuştu ama kendisini iyi his- sediyordu. Bir gazeteciye "Kaç dakika kaldım?" diye sordu. Üç buçuk dakika kalmıştı. "Oo, bir saattir deniz- deyim sanmıştım" diye güldü ve ilâve etti: “İlk sefer için İyidir. Müddeti yavaş yavaş yükseltirim" dedi. rnozunun içinde, tekrar ileriye doğru baktı. Yas- sıada, sislerinden sıyrılmış, beyaz kuleleriyle yatıyordu. İsmet İnönünün bu yıl meşhur çivileme atlayışı 76 yaşında bir delikanlı AKİS, 13 TEMMUZ 1960