13 Temmuz 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 12

13 Temmuz 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 12
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Demokrasimizin İşlemeyen Müessesesi: iktidar Partisi Grupları Memleketimizde demokrasiden bahsedilmeğe başlandı- ğı günlerde, herkes bir kav belirli formülü, bu siyasi rejimin temel unsurları gibi dalma tekrarlamıştır: İn- san haklan teminatı, milli iradeyi en sağlam ve dürüst bir şekilde aksettirecek olan seçimler, bu iradenin ger- çekleşmesinde yer alması gereken siyasi partiler, ka- nunların Anayasaya uygunluğunu murakabe edecek olan Anayasa Mahkemesi. Bu temel prensiplerin yanın- da, en az bunlar kadar ehemmiyetli olan basın hürriyeti, üniversite muhtariyeti, hâkim teminatı ve idarenin ta- rafsızlığı kaideleri de kurmak istediğimiz demokratik rejim içinde mutlaka yer alması gereken prensip ve mü- esseselerdir. Bu müesseselerin her biri normal bir demokratik düzenin asgari şartıdır. Herbirine, bu düzen içinde vazi- fe ve mesuliyetler düşmektedir. Nitekim, demokratik hayata girdiğimiz, daha doğru bir tâbirle girmeğe teşeb- büs ettiğimiz 1945 yılından beri basın, üniversite, mah- kemeler ve İdare organları hisselerine düşen vazifeleri yerine getirmeğe çalışmışlardır. Zaman zaman bazı ge- rilemeler, duraklamalar olmuş, bazı ileri atılışlara da rastlanmıştır. Fakat, herhalde bu müesseseler, memle- kette mevcut şartlan yer yer zorlamak suretiyle vazi- fe görmeğe çalışmışlardır. Meselâ 1945 yılında hükümete gazete kapatmak hakkım veren basın kanunu yürürlükteydi. O zamanki hükümetin elinde bulundurduğu bu geniş yetkiye rağ- men İstanbul ve Ankara basını -ki o zaman yeni çıkma- ğa başlayan bir kaç muhalif gazeteden ibaretti- hür bir basın rejiminin gerçekleşmesi için savaşmaktan çekin- memişlerdir. Demokrat Parti iktidarının İlk yıllarında ek sü- ren bir hürriyet havasından sonra Türk ını için karanlık ve çileli bir devir başlamıştır. İdari ve siyasi, maddi ve manevi her türlü başlanın ve en açık ifadesiy- le zulmün bütün şiddetiyle hüküm sürdüğü bu devirde, kurtuluşu gizli anlaşmalarda» kalemlerini kiralamada, hattâ satmada balan "bir kısım basın" hariç- Türk ba- sınını gerçekten temsil edenler fikir ve basın hürriyeti- nin ve demokratik nizamın savunmasını cesaret ve ce- lâdetle yapmaktan geri durmamışlardır. Diğer taraftan üniversiteler, talebeleri ve öğretim üyeleriyle birlikte, memleke mak istenen dik- tatörlük idaresine karşı şiddetli mücadeleye girişmiştir. Üniversiteler bu mücadelede, içerden ve dışardan gelen çeşitli baskılara rağmen vazifelerini yapmışlardır. Ba- kanlık emrine alınan hocaları için bir yandan talebeler mücadele ederken, bir yandan da aktif ve pasif muka- vemetler şeklinde Üniversite, demokratik esasların İh- lâl edilemiyeceğini kuvvetle savunmuştur. İnkılâba te- kaddüm eden günlerde İstanbul ve Ankara Üniversite- lerinin cesur hareketleri, bu müesseselerin vazifelerini yerine getirdiklerinin bıkar edilemez delilleridir. Ancak dikkat nazarlarımızı iktidar partilerinin Meclis Grupları üzerine teksif edersek, vaziyetin aynı olmadığını müşahede ederiz. Parti Grupları, partileri- nin programlarını ve iktidarda olduğu zaman mn desteklemekle mükellef iseler de, icra kuvvetini ayın zamanda murakabe ile de, bilhassa yazifelidirler. Parti Grupları işte bu vazifelerini yerine getirmedikleri gibi, siyasi buhran zamanlarında da sadece icra organını bit particilik zihniyeti içerisinde körü körüne tutarak, de- mokratik gelişmeyi kösteklemişlerdir. 1947 senesinde, Muhalefetin haklı tenkit ve taleple- rini yerine getirmek arzusunda olmayan bir lora kuv- vetinin, kendi Meclis Grubu tarafından desteklendiğini görmekteyiz. Bir yandan Muhalefet haklı olarak şika- yetçi, öbür taraftan Hükümet kendi Parti Grubunca tu- tuluyor. Memlekette siyasi bir gerginlik hakim. Devlet Başkanı, işgal ettiği mevkiin icabı tarafsızlığını muha- faza durumunda. Devlet Başkanı, Meclis grubunun des- teğini temin etmiş olan Hükümet Başkanı ile aynı ka- naatte değiller. Hükümet Gruba dayandığı için istifa etmiyor. Bu buhranı bertaraf etmek için tek çıkar yo- lun Grubu harekete geçirmek olduğuna kani bulunan Devlet Başkanı 35 ler diye isimlendirilen Grup içi bir muhalefeti tutarak Hükümetin istifasını temin etmiş ve bu suretle siyasi buhran sona erebilmiştir 1950 senesinden sonraki iktidar partisinin grubu, lora kuvvetini murakabe etmek bakımından hiç işleme- miştir. Bir tek isyan hâli istisna edilirse Demokrat Par- ti Grubu biç bir zaman deruhte ettiği mesuliyeti kav- rayamamış ve icra kuvvetine daima bağlı kalmıştır. Bu Grubun isyan hareketinde bakanlar teker teker is- tifa ettirilip sadece Hükümet Başkanına itimat beyan eden acaip bir davranışa rastlanılır. Bunun dışında De- mokrat Parti Grubu, her türlü teminatı ortadan kal- dıran ve demokrasi ile uzaktan yakından ilgisi olmayan hukuk dışı tedbirlerin alınmasında dahi, Hükümete kar- şı en küçük bir direnmeyi gösterememiştir. Demek oluyor ki çok partili bir siyasi rejim içeri- sinde demokratik nizamın gerçekleşmesi için iktidar Grupların rolü mühimdir. Bu Grupların vazifelerini arzulanan şekilde yapabilmeleri için, Anayasada millet- vekillerinin Meclis içindeki rey ve mütalaalarından do- layı sorumsuzluklarını teminata bağlayan maddenin iş- ler bir hale getirilmesini sağlamak lazımdır. Grupda alı- nan karara muhalif kalanlar, Meclis içinde bu karar aleyhine konuşamamaktadırlar. Aksi hal, parti Grubu kararına karşı gelmiş olarak mülahaza edilmekte ve artiden ihracı gerektirmektedir. Bu, bazı hallerde ha- fifletilmelidir. Diğer taraftan siyasi buhran zamanlarında Devlet Başkanına düşen vazifeyi de dikkat nazarına almak lâ- zumdır. Devlet Başkam bir parti başkanı değildir. Par- tilerin üstünde bir durumu vardır ve böyle olmalıdır. mleketimizin hukuki binası, insan hakları ve de- mokratik bir rejim esası üzerine yeniden inşa edilirken parti Gruplarının gereği gibi işlemesini temin edecek ve Devlet Başkanının partiler üstü ve tarafsız durumu- nu sağlayacak tedbirleri almak yolunu ihmal etmeme- liyiz. AKİS, 13 TEMMUZ 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: