Nasıl nün önünde ikinci bir grup subay daha görünmüştü. Bu grupta, Yb. İsmet Özbudak, Yb. Kemal Tüfekçioğlu, Bnb. Abdullah Tardu, Alb. Selim İşuner, Yb. Cevdet, Töm. Özdemir Çakmaklı, İki Harbiyeli ve bir jandarma üstçavuşu bulunuyordu. Bunların bir kısmı Tuğgeneral Sıtkı Ulaydan vazife almışlardı. Gelenler Köşkün içine girerken uzaktan durumu gören ve birliklerinin büyük bir kısmım çekilme ve top- lanma emri veren Koksal, süratle üzerlerine doğru yü- rüdü. Grup ile karşılaşınca, gruptaki şahısların kendisi- nin harekâtından haberdar olmadığını anladı. Ateşsiz ve kansız inkişaf eden harekât bir anda küçük bir yanlış- Zaptedildi? dört subaya ihtiyaç varmış. Siz silâhlısınız, girin" dedi. İki muhafız subayı, Binbaşı Karan ve Küçük Köşke girdiler. Köşkün giriş kapısından başlayan koridorda, on kadar süvari eri bulunuyordu. Bir sivil, General U- Juçla münakaşa etmekteydi. Küçük münakaşa edenlere yaklaştı. Sivil zat, sakıt Cumhurbaşkanı Dayardı. Mü- nakaşa edenlerin yanına gelince Küçük: "Gürültüye lü- zum yok.. Generalim, tutun şunu kolundan" dedi. Saya- rın bir koluna Uluç, diğerine Albay Küçük girdi. Binba- şı Karanın da yardımıyla Bayar dışarı çıkarıldı. Bu sı- rada bir genç kadın ileri atıldı, kendisinin de Bayarla birlikte götürülmesini istedi. Genç kadın söylendiği gibi eski Cumhurbaşkanının kızı Nilüfer Gürsoy değil, kii- Çankaya Köşkünün umumi görünüşü Bir çifi adam gidip teslim almadı okla kanlı safhaya dökülebilirdi. Koksal, bu durumdan çok endişelendi. Gelen gruba "inkılâp m1?" diye kendini âdeta takdim etti. Fakat gelenler Muhafız Alayı Ku- mandanını anlamadılar ve Koksalın tabancasını dahi al- dılar .Fakat hazırlanan plâna güre hareket eden Sami Küçük ve arkadaşlarının yetişmesi ve Alb. Selim Işı- -erin ikazı havayı yatıştırmıştı. Koksal, harekâtın kansız ve ateşsiz olması için grubun başına geçerek, kendi birlikleriyle, jandarma ve polis kıtası arasından aşırdı ve plânı son safhasına ge- tirdi. Vakit epey ilerlemişti. bay Küçüke yaklaştı. Albay Emin Aytekinli Al- "Bayan içerden çıkarmak için AKİS, 13 TEMMUZ 1960 tüphaneci Özel Şahingiraydı. Subaylar kadını ittiler. Sakıt Cumhurbaşkanı, General Madanoğlunun emriyle Harp Okuluna tankla götürülecekti. Ancak bu bir ihti- yat tedbiri olarak düşünülmüştü. Şehre tamamen hâkim olunduğundan Albay Koksalın kırmızı Station Wagonu hazırlandı, önde Kurmay Yarbay İsmet ile bir Ordonat Yüzbaşısı, arkada Bayar, General Uluç. Binbaşı Karan ve Karanın dizlerine elindeki Ste tabancayla oturan Albay Küçük yer almıştı. Bayar Harp Okuluna kadar tek kelime konuşmadı. Odasına yerleştirildikten sonra yanına giren Albay Sami Küçük: "Yazılı istifanızı verir- seniz, İyi olur" dedi. Ancak sakıt Cumhurbaşkanı buna da cevap verme- miş, birkaç homurtuyla iktifa etmişti.