DENİZCİLİK Suiistimaller Hikâyenin devamı Geçen haftanın son günü, saatin 17'ye yaklaşmakta olduğu bir sı- rada İstanbulda, Beyoglunun Bal- yoz sokağındaki Yenihanın hava ter- tibatlı şık yazıhanesinde bir hâdise bulu- aldı, köşebağrındabekleyenjipebin - dirdi ve doğruca Emniyet 1.şube Müdürlüğüne (götürdü. Adam koyu gri bir elbise giymiş, lacivert kra- takmış, üst cebine gri puanlı bir mendil takmıştı. Emniyete davet edildiğinde bir şaşkınlık geçirmekten kendisini alamadı. Halbuki o gün Ali İpar her şeyi öylesine cakalı çalım- lı bir tarzda tertiplemişti ki.. Ipartransport şirketinden bir gün ere telefon edilmiş ve armatör Ali İpar'ın AKİS mecmua- sında şilepleriyle alâkalı olarak ya- yımlanan yazıya bir basın toplantı- larında cevap vereceği bildirilmişti. Cumartesi günü saat 15 de araların- da AKİS muhabiri da bulunan gazeteciler grubu sekiz aylık milyo- ner armatörün söyleyeceklerini din- lemek (o üzere randevu mahalline gel- mislerdi. Toplantı on dakikalık bir gecikmeyle açıldi. Toplantıyı açan küçük İpar bu sefer nefis Havana si- ra veya mısır yaprağına sarılı si- garillo değil, İpar markalı bir siga- rayı sinirli tarzda içiyordu. Avukatı Necdet Çobanlının, AKİS mecmuası- nın kendi haysiyet ve meslek şerefi- ini hiçe indiren neşriyatı karsısında hazırladığı yazılı beyanatı okuyaca- ğını bildirdi. Daha beyanatın 1 0 c cümlelerinde Fatih Rüştü Zorlunun “yirmi yılık ahbap" ınin bu basın toplantısında sadece şahsı adına de- gil "bir çok büyük iş adamı" namı- na konuşmak niyetinde olduğu sezil- di. Efendim, AKİS Ipartransportun Zorlu ile menfaat İştiraki bulundu- Şunu ve bu iştirakten faydalanarak memlekete gayrimeşru yol ve usul- AKİS'e karşı mücadele açıyordu, A- man yarabbi, yazılı beyanatta AKİS hakkında (One laflar yoktu ki.. u, "tecavüz ve şantaj hareketi" ydi. Ali İpar "Benim ağam bin A okur!" Ortada "iğrenç iftira ve menfaat oyunlara" vardı. Dehşetengiz Ali İ- par AKİS'i iddialarını ispata davet ediyordu. Yazılı oObeyanatın bu en müthiş satırları majiskül daktilo edilmişti.. Ali İpar AKİS'in yalan söylediğini iddia edi. yor ve İlân ediyorum" diyordu Toplantıda bulunan AKİS muha- biri bu yaman önsözü, dudaklarında tatlı bir. tebessümle ( dinledi.'Ali İ- par hiç şüphesiz AKİS'teki malüma- tn doğru olmadığını sadece küfürle değil, deliller BON ortaya ko- yacaktı. Ama, o ne? Necdet Çoban- lının okü olduğu yazılı beya- natta AKİS'in her yazdığı doğrula- nıyordu. Evet, adına "kredili gemi alımı" denilen bu muamelede satıcı firmaya © 75 peşin ödenmişti! Evet, Ipartransportun ilk fiyatlarına Gemi Seçme Heyeti bunları fahiş bularak İtiraz etmişti! Evet, gemiler Ali Ipa- çekilmişti! beyanattaki İranı bir şaheserdi. Ali İpar söyle diyordu "Satıcı firma şahsi kefalet i gemileri ni Ali İ 3 v 0) 2 © n 5 B - > 5 etti. Dokuz yıl Amerikada kalmıştı Amerikada herkes tarafından o tanı- itibarı olmazdı ya.. Ancak, kafalarda bir su- al gene de takıldı kaldı: Peki, Koor- dinasyon Heyeti, eskaza, teklifi red- mak kabil olabilirdi. sin, üç geminin ayrıldığı meteliksiz devredildiği görülmü miydi? Tahkikat derinleştirildiğinde belki de şileplerin bedelinin muame- leden önce dışarda bulunan meçhul bir parayla ödendiği, istimin sonra- dan geldiği meydana çıkacaktır. Ta- bii bu bir ihtimaldir, Ali İparın "Dokuz sene Amerikada kaldığım için şalisi itibarım vardır, bir sözümle bu üç şilebi bana veri- verdiler" iddiasından akla daha ya- dı Ya, mukavele şartları? Ali İpar AKIS'in yazısının sadece o kısmını doğrulamadı. Doğru o- lan,bir nokta daha vardı: Rakkam- lar! AKİS 588 bin dolara malolan üç şilebin bir tek seferi için navlun diye devlet hazinesinden 619.932 do- lar ödendiğini, böylece gemilerin be- deli çıktıktan maada 31.932 dolar diş kirası kaldığını yazmıştı ya.. İ gemilerin bedelini ödemediğini, ların yedi buçuk milyonluk bir borç için mermin bulunduğunu sanki bir iddiayı yalanlıyormuş gibi Elbette ki Ipartransportun karışmak kimsenin o haddi “zaruri mas- Belki dolarcıklar dağıtılınca kâr azalmıştı. Ama orta- AKİS 13 TEMMUZ 1960