Cilt:XVTI, Sayı: 292 A K İ S HAFTALIK AKTUALİTE MECMUASI 2 Mart 1960 YURTTA OLUP BİTENLER İdare Hanya - Konya u haftanın ilk günü, — Büyük Meclisteki uzun Tahkikat Öner- geleri ve ondan da uzun Bütçe müzâ- kereleri tamamlandığında kendi ken- dilerine bir nefis muhasebesi yapan- ların başında bir takım yüksek sınıf idareciler vardı. Yüksek sınıf idare- ciler, zaman zaman alâkayla takip ettikleri Meclis çalışmaları sonunda "Vay canına!" diye enselerini kaşı- maktan kendilerini alamadılar. Bil- hassa Tahkikat Önergeleri dolayısiy- la kürsüye çıkıp kıymetli nefislerini savunan bazı Bakanlar ve bazı De- mokrat büyükler öyle sözler sarfet- mişler, işlerin mesuliyetini o kadar az çekingenlikle yüksek sınıf idare- cilerin sırtlarına — yükleyivermişler- di i şaşmamak hakikaten kabil de- . Ticaret Bakanı Hayrettin Erk- men, kendisi hakkında Meclis Tah- kikatı açılmasını önlemek için çırpı- nırken büyük bir rahatlıkla Et ve Balık Kurumu Müdürünün "yalan — söylediği"ni — bildirivermişti. Samet Ağaoğluya gelince o, bir tef- tişin hikâyesinden bahsederken -bü- tün ricalara rağmen- hikâyeye karı- şan müsteşar ile Mufettışın adlarını açıklamaktan çekinmemiş, emri al- tında bulunan bu zatları olduğu gibi 4 Büyük Millet Meclisi Uçurumun derinliği arttı umumi efkârın -ve gerekirse adale- tin- karşısında bırakıvermişti. Hele Bütün Tahkikat Önergeleri içinde sadece bir yüksek memur, sırtını çok haşmetli sandığı — dağlara da daya- mış bulunsa bir şişman Umum Müdür ile alâkalı önergenin D. P. milletve- killerinin iltifatına — mazhar olması gözlerin daha da dikkatle açılmasını sağladı. Demek, emirle dahi olsa bir takım muamelelere girişmek, bol bo kredi dağıtmak insanı belâlardan mu- af hale getirmiyor ve icap etti mi, te- mize çıkmaya çalışanlar kanuni me- suliyeti yüklenmiş — bulunanları Dı- ral dedenin düdüğü gibi ortada bıra- kıveriyorlardı. Nitekim, haftanın ba- şında bir çok çevrede bu mesele ko- nuşuluyor, hiç bir tereddüde mahal bırakmıyacak şekilde beliren zihni- yete idareciler bir kocaman mim ko- yuyorlardı. Evet, evde evlâdü ayal vardı ama, bu evlâdü ayal sadece bu- gün değil, yarın da evde kalmak ni- yetindeydi! Seçimler “Külahıma anlat!" Bu haftanın başında bir gün, saat 18'e yaklaşır ve Ulus meydanın- dan kopan soğuk Ankara rüzgârı bü- tün bir caddeyi bir baştan ötekine sü- pürerek İstasyon istikâmetinde ko- şarken Büyük Millet Meclisinin taş yapılı, oya gibi işlemeli, göze hoş gö- runen binasından neşeli bir grup çık- Grubun ekseriyetini genç adamlar teşkil ediyordu. İçlerinden biri, yanın- dakileri durdurdu ve bir kahkaha a- tarak: "— Demek şimdi zannediyorlar ki biz seçimlerin ilkbaharda yenilen- mesi fikrinden Beyfendinin caydığı- nı sanacak, sırtüstü yatacak, keyfi- mize bakacak, sonra da gafil avlanı- vereceğiz" dedi . Bir kahkaha daha attı ve ilâve et- i: e - Külahıma anlat Maymun gözünü açtı! B. M. nin bu haftanın başın- da, D. P Meclis Grubunun reyleriyle ta Bayram ertesine, 4 Nisana kadar tatile girmesi karşısında Muhalefetin ilk -ama en samimi- tepkisi bu oldu. Saat 16.50 de tatil kararı veren Mec- lisi saat 18 de terkeden C.H.P. mil- letvekillerinden — müteşekkil — kafile, kendi grup odalarında yaptıkları is- tişare neticesinde bunun bir taktik olabileceği neticesine külahıma!- memeyi kararlaştırmışlardı. Meclise pek kısa bir tatil teklif et- mek seçimlerin Mayısta resmen ye- nileceğini bugünden ilân demekti ve D.P. nin "böyle bir arzusu varsa da, böyle bir kararı yok"tu. Bu bakım- AKİS, 2 MART 1960