3 Şubat 1960 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 28

3 Şubat 1960 tarihli Akis Dergisi Sayfa 28
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

KADIN Terbiye Çocukların yemek yemesi endi kendine yemek yemeğe alı- Kşırken, çocukları tek başlarına bırakmak doğru olmaz. — Lüzumsuz gibi görünen, aslında çok mühim ba- zı müdahalelerde bulunmak gerekir. Çocukların kendi kendilerine ye- mek zevki, takriben 12 aylıkken baş- lar. Çocuk kendi kendine yiyebildiği- ni farkettiği zaman mesuttur. Önce- leri parmakları ile yiyen çocukta bir tatlı kaşığı gibi değişik ve ona göre garip gelen bir vasıtanın araya girmesi yadırgama ve şaşkınlık ya- ratır. Çok mukavemet gösterme- mesine Trağmen reddeder. Bazı ço- cuklar, başlangıçta, yemeği, mini mi- ni elleriyle kaşığa koyup ağıza gö- türürler ve memnuniyetlerini yüzle- rindeki tebessümle ifade ederler. Ken- di kendine yemenin bir zevk olduğu- nu idrak edince, başkaları tarafından yedirilmeğe itiraz ederler. Tabiidir ki ilk önceleri döke saça yemek iskemlesinin etrafını kirlete- rek, becerdiğinden fazla iş çıkarır. Fakat annesinin, çocuğun her devre- sinde olduğu gibi bunu da sabırla kabul etmesi lâzımdır. Birkaç hafta kaşık tutmayı, yarısını dökerek de olsa mamasını ağzına götürmeği Öğ- renmiş olur. Önceleri beceriksizlik gösteren çocuğun, ileride muntazam yiyemiyeceğini düşünmek hiçbir za- man isabetli olmaz. İki yaşına kadar "Lütfen", — "Teşekkür — ederim"den başka — sofra — kaidelerini — öğren- mesi ÇO zordur ve mazur görmek lazımdır; zira daha küçüktür. Annenin yardımı ile çocuğu kendi kendine yemek zevkine eriştirmek, bir başka yönden, emniyet hissini fazlalaştırmak bakımından da ehem- miyetlidir. Beceriksizce de olsa bar- dağı, kaşığı kullanabildiğini görme- si, ona tekâmül ettiğini farkettirir. İki yaşından sonra bir tatlı çatalı kul- lanmasına müsaade edilebilir. Dört yaşından sonra etrafında daha az ye- mek döküntüleri görülür, muntazam yemesini öğrenmeğe başlar. İki ya- şına kadar kaşığı hem sağ, hem de sol eliyle kullanır. Sağa — geçirmeğe çalışmak beyhudedir. — Hattâ böyle bir hareket, uzun zaman devam e- debilir. Eğer çocuk, kaşığı sol elin- de tutmakta ısrar ediyorsa tercihini bozmamak yerinde olur. Zira hiçbir mahzuru yoktur. Dört yaşındayken dahi çocuğa bir önlük bağlamak iyi bir iş olur, Çünkü elini, kolunu hâlâ tam ma- nasıyla kontrol edemez. Masa kaide- leri, çocuğun genel terbiyesinde oldu ğu gibi yavaş yavaş misallerle öğre- tilirse, daha müsbet neticeler alınır. Küçük çocuklardan hiçbir zaman tam bir intizam beklememek lâzım- dır. Nitekim normal bir çocuk, zamı hiç sevmez. Büyüklerle bir sof- rada oturması, ailenin bir ferdi olma- sını kendisine hissettirmesi bakımın- dan faydalıdır. Büyükleri taklid et- menin bir fazilet olduğuna inanır. Sofrada yapacağı fena hareketleri gururunu rencide etmeden ve utan- dırmadan tashih etmek, şevkini kır- mamak lâzımdır. Büyüklerinin hare- ketlerini misal olarak — göstermek, yaptıklarının sâdece yerine — getiril- mesi şart kaideler olmayıp, büyüme- ğe doğru bir gidiş olduğunu ona dü- şündürür. Çocuklar yemekleri, sevdikleri ve sevmedikleri diye ayırırlar. Böyle bir hal bazen geçicidir, Çoğu zaman da, ekseriyetimizde olduğu gibi, en ileri yaşlara kadar kalır. Bazen de bir ye- meği üst üste bir hafta yeseler bık- mazlar. Yeni yemeklere merakla başlarlar, hattâ dış görünüşüne göre sevip sevmediklerine peşinen karar verirler.. Umumiyetle Yumurtanın etin ve sebzenin salçasız pişmiş şe- killerinden haşlanırlar. Çocuklar için günlük yemek tanzimi yaparken, süt, peynir ve eti ihmal etmemek zaruri- gibidir. Çocuğuna yemek yediren bir anne Sabırla, koruk helva olur.. 28 AKİS, 3 ŞUBAT 1960

Bu sayıdan diğer sayfalar: