" B Boi (67 Düello hakkında En azından 1gazete takıp edenlerın Men- hen fut— €Tes duellosunu ben günün icablarına ve re— alıtelerıne göre kendini yenilemi: tabiatiyle Onun karşısın an glğ p a İmak ko eğildi. —Nit bu neticeye ne en Ve ne de bel %ıbı ma%ı takıp etmiş olan mılyon arca vatanda: asla şaşmadılar Zan- nındayım. manlarda için bu. nlar tabu maglubığlet— lerdir. Ötobüste ei as N â.m ü B âl daıma %lıp geldıgmı hep duyuyo- Zıekı Günaltay - İzmir Gençlik hakkında rgimizin 2$6. ında, "Üni y' Ersite” sutunlarında aIstant?ul niversitesi Hukuk Fakülte: Ta— zedelenmesine engel olmak duşun— âeslı( ile bu açıklamaya lüzum gör- Sabık İdare Heyetı serbest%e küm verebılen dd şünce f lğa— h B A karşı durum aldı Bu yıl da zamanında Kongremizi yaptık. Dürüst bildiğimiz usulleri kullanarak mucadelemıze devam et- çimler kazanıldı. Bu, başarısıdır Biz, sabık idare heye- bu inancın ve ideale bağ tezahurune vesile olmakla sevini- yorum. Bir defa daha gördük ki, Fakül- temizde Aaydın zihniyet ve ideal daima muzaffer olacaktır. n, Ssa- bık idare heyetindeki dıger arka- daşlarımın da duygulannı böylece ifade etmiş oluyo: Hukuk _Fakultesı Sabık Talebe Cemiyeti İdare Heyeti Üyesi Ertuğrul Yalçın AKİS, 3 ŞUBAT 1960 tasına koskocaman bir "K" har oturtacaklarına şahane bir 1st1fham yapıştırsalardı, ana rahminde oyna- mağa başlayan bu iki başlı ceninin mahiyetini çok daha iyi ortaya koy- muş olacaklardı. Komedi Perde II irtakım sabık ideal arkadaşları arasında bir müddetten beri de- vam eden soğuk harp geçen hafta içinde biraz ılındı, fakat eğlence do- zundan bir şey kaybetmedi. Bilâkis, bazı idare âmirlerinin de piyesteki yerlerini almaları, sahnedeki oyunun cazibesini arttırdı ve bir zabıta vak'- asının verdiği renk böylece büsbütün kıymetlendi. Hele her şeyi "politik fayda" zaviyesinden gören gündelik polıtıkacıların tutumları, — piyesin "komik unsur"unu teşkil etti. İkinci perde, geçen haftanın orta- larında bir akşam Yeni Sabahcı Sa- fa Kılıçlıoğlunun Nişantaşındaki e- vine, yanında zarif zevcesi ve kayın- validesi. olduğu — halde — giderken sokak ortasında tecavüze uğ- ramasıyla — başladı. — İki meçhul şahıs, Kılıçlıoğlunun yüzüne kafa attılar, başına sert bir cisimle vur- dular ve tabana kuvvet kaçtılar. Ü- zerindeki tazyik bir müddetten beri arttırılmış bulunan Kılıçlıoğlu, yara- lı haliyle derhal gazetesine geldi, fo- toğraflar çektirtti, — telefonla başka gazetelerin yazı işleri müdürlerini çağırtarak vaziyetini —gösterdi, bir neşriyat kampanyasının — açılmasını sağladıktan sonra Fransız hastaha- Menderes — Kılıçlıoğlu Yel üfürdü, su götürdü.. nesine, yaralarını tedavi — ettirmeye gitti. Doğrusu istenilirse tecavüz ha- disesi o kadar aşağılık şekilde ter- tiplenmişti ki hareket — öylesine bayağıydı ki, Kılıçlıoğlunu en az se- venler dahi yüreklerinde eziklik duy- maktan kendilerini alamadılar -Bek- leneceği veçhile, sadece bir zamanlar bedeli mukabilinde Safa Kılıçlıoğlu- nun ağzından meslekdaşlarına küfür eden bir "mahut", bu ezikliği duyma- dı ve şimdi aldığı bedeli hak etmek için Safa Kılıçlıoğluya küfretti!- Ni- tekim, hadise derin bir akis yaptı, hele Emniyet Müdürü "bize şikâyet yok" deyip bir tahkikata girişmeyi reddedince ve bir zamanlar Safa Kı- lıçlıoğluyla ahbaplığı -ideal arkadaş- lığının hararetli zamanında- temayüz vesilesi sayan Vali bir beyanat par- latıp yaralanan adama ateş saçınca Yeni Sabahcının hüviyeti bile bir an- da unutuluverdi. Zira boyle şey, ha- kikaten görülmemiş şeyı Kılıçlıoğlu fırsattan istifade ede- rek cakalı bir t verdi ve "t bancasının — kurşun ları 'ndan cl h bahsetti! Resmi ilanları kesildiğinde Başbakan nezdinde tavassutta bu- lunmaları için zorladığı gazete sahibi arkadaşları da bu sefer bir "müşte- rek deklerasyon" yayınlayarak gön- lünü aldılar. Politikacılar ise, keser- lerini hemen kendi taraflarına çalış- tırmaya koyuldular ve hadiseyi tel'in ederek hiç olmazsa bir gazetenin manşetlerinde yerlerini garantiledi- ler. Bu sırada radyolar sadece — Yeni Sabahın değil, gene Safa Kılıçlıoğlu tarafından çıkarılan Pazar mecmuası nın da ilânlarını "sebep göstermek- sizin" redde başladılar. Haftanın başında Kılıçlıoğlu bu yeni "keyfi tatbikat"'a karşı ateş püskürüyordu. Halbuki, o pak sevdiği ve takdir et- tiği arkadaşı Emin Kalafat, mesul Devlet Bakanı sıfatıyla, Kılıçlıoğlu- dan başkalarının ilânlarını radyolar- da okutmazken bunu “"keyfi tatbi- kat" olarak vasıflandırmak, üstadın hatırına bile gelmiyordu. Gene Emin Kalafat, Kılıçlıoğludan başkalarının ilân almamaları için usuller ihdar eder ve talimatlar verirken, üstad tasvipkâr, hattâ sallıyordu. celi tarafı da bu yakın mazinin hatır- lanması neticesiydi ya.. Bu haftanın başında, eski ideal ar- kadaşlarının tamamiyle şahsi sebep- lerden dolayı birbirlerine karşı giriş- tikleri soğuk harp her türlü eğlen- cesiyle devam edıyor İki taraf şan- larına lâyık silâhlarla rakibini alt- etmeye çalışıyor, hadisenin mahi- yetini bilenler ise gülmekten kırılı- yorlardı. Bir zamanlar beraberce kullanılan silâhların şimdi karşılıklı kullanıldığını görmek hakikaten eğ- lenceli bir manzara teşkil ediyordu. 17