rafların büyük bir kısmının Dışişleri Bakanlığı — tarafından yapılmadığını biliyordu. Ankara — sokaklarındaki takların herbırınde 1ktısad1 devlet Vermıştı Folklor ekipleri, Basın-Ya- yın ve Turizm Bakanlığınca getirtil- miş, basınla ilgili bütün masraflar da bu Bakanlık tarafından yapılmış- tı. Ankara dışındaki karargâhlardan celbedilen askeri bandoların, Mehter Takımlarının ve kıtaatın paraları da herhalde Milli Savunma Bakanlığı bütçesinden çıkmıştı. Geriye kala ka- la, Ike'ın şerefine Çankayada veri- len yemek ile büyük dostumuzun Ha- riciye Köşkündeki — misafireti esna- sında yediği birkaç hafif yemek, kah- valtı ve sokaklara asılan Amerikan bayrakları kalıyordu. Bir de, Ike'a ve- rilen hediyeleri buna katmak kabil- di. Ama bütün bunlara rağmen, mem- leketimizde topu topu 18 saatçik kalmış olan Ike için 369.000 lira na- sıl sarfedilebilirdi? Ike, bunu işitse, yapacağı ilk iş muhakkak ki "Türk- lerin yardıma ihtiyacı yok" diye bi- ze yapılan iktisadi yardımı budamak olurdu. Ike, kendisi için saat başına 20.500 Jlira harcandığını, herhalde Türkiye ile İrandan başka — hiçbir memlekette -Amerika dâhil- görme- mişti. C, F, P, Mılletvekıllerının zihnin- den bunlar geçerken, kere na erdi. Tasarıyı kabul etmek Gruplarından emir P. milletvekillerinin çoğu, böyle za manlarda mütadları olduğu veçhile, Komisyon salonunu terketmişlerdi. Bütçe Komisyonunun karar alabil- mesi için reye en az 21 tane Komis- yon üyesinin iştirak etmesi gereki- yordu. P. milletvekilleri şöyle bir etraflarına bakıverdiler ve mev- cudu saydılar. Salonda 21 üye yoktu. Fakat, başkan tasarıyı reye koydu ve tasarı dört C. H. P. milletvekilinin muhalefetiyle D. P. çoğunluğu ta- rafından kabul edildi. C. H. P. millet- vekilleri, imza zaptına, kanun tasa- rısının müzakeresinin ve kabulünün İçtüzük hükümlerine aykırı olarak cereyan ettiğini belirten bir muha- lefet şerhi koymağı ihmal etmediler. Zorlu -Dışişleri Bakanı,- tasarı Mec- lis umumi hey'etinde müzakere edi- lirken -eğer orada bulunursa- çok terliyecektir. Kıbrıs Çıkmaz ayın son çarşambası eçen haftanın sonlarında bir gece GYeşilköy Hava Alanına inen bir BEA uçağını bekliyenler arasında İstanbul Vali Muavini Salih Tanyeri yi de farkedenler, uçaktan orta önem- de bir resmi şahsiyetin ineceğini san- dılar. Fakat, BEA Viscount'ının ka- pısı açılıp da içinden beşuş çehresiy- le Kıbrısın müstakbel Cumhurbaşka- nı Yardımcısı -kendi tabiriyle: Cum- hurbaşkanı-nın indiğini görünce, Dr. Küçükün üç hafta içinde Türk res- mi protokolünde birdenbire bu ka- YURTTA dar aşağıya kalmadı. OLUP BİTENLER düşmesine — şaşmayan Sayın Türk Cemaati Cum- , Londra Konferansına gi- mesine rağmen, Dışişleri Bakan Ve- kili sıfatını kullanan İçişleri Bakanı Dr. Namık Gedik tarafından karşı- lanmamış mıydı? Gerçi, Esenboğa- da da ihtiram kıt'ası eksikti ama, yi- ne de Dr. Gedikin arkasında Harici- ye erkânı hazırdı.. Şimdi ise, kosko- ca bir Cumhurbaşkanını karşılaya karşılaya İstanbul Vali Muavinlerin- den biri karşılıyordu. Vali Ethem Yetkiner bile meydana kadar zah- met etmemişti. Bu durumda, herhal- de müstakbel Kıbrıs Büyükelçisi An- karaya ayak bastığında ilk iş olarak Dışişleri Bakanını ziyaret ederek, hu protokol derbederliğine bir son ve- rilmesini istiyecekti. Fakat, mesele- nin halli pek o kadar kolay olmıya- caktı. Çünkü, Kıbrıs Türk Cemaati- nin Cumhurbaşkanı, Türkiye Cum- huriyeti Başbakanına ve hattâ Dış- işleri Bakanına izahat vermek için Ankaraya veya -ikinci başkent olma- Ba doğru hızla terfi eden- İstanbula o kadar sık geliyordu ve gelecek- ti ki, Dışişleri Bakanlıgı Protokol Dairesinin sırf Dr. Küçükü — -ayrıca mesai arkadaşları da vardır- karşıla- mak için ayrı ve kalabalık bir şube ihdas etmesi icap edecekti! Süküti bir zat yah pardesüsü ve ravatıyla Dr. siyah noktalı Küçük — uçaktan Sukarnonun Ankarayı ziyaretinden bir sahne AKİS, 3 ŞUBAT 1960 Faturası: 870 bin TL