YURTTA OLUP BİTENLER Büyük Millet Meclisi Ümit kapısı tıda görüşülmiyeceğini katiyetle söy- lemektedirler. Beyfendiye yakın ze- vata gore "affın zamanı henüz gel- memiştir". İstanbuldaki basın dâva- ları uzayıp gıtmektedır Hen Or- tada maddi mânevi hiçbir mecburı— yet" mevcut değilken, gazetelerin ü- zerinden Damoklesin kılıcım kaldır- manın mânası yoktur. Kuvvetli bir kozun, boş yere harcanması beklen- memelidir. Mamafih bütün bunlar, dereden tepeden sohbetler, sırasında edinilen intihalardan — ibarettir. Şu anda Ankarada basın affının akıbe- tini katiyetle söyliyebilecek iki adam mevcut değildir. Merakla beklenen diğer bir me- sele tahkikat önergelerinin gündeme alınıp alınmıyacağıdır. Bu hususta da, Samet Ağaoğlu hakkındaki ö- nerge hariç; hayale yer yoktur. "Mil- letvekilleri seçimindek' kanunsuz- luklar" ile "milletvekili seçımındekı vazife suiistimalleri" ne taallük eden önergeler, —aktüalitesini — kaybettiği mulahazasıyla gundeme alınmıyacak— tır. "İnönüye karşı son Ege seyaha- tinde ve İstanbulda yapılan suikast teşebbüsleri"ne dair olan Onerge de mesele adalete intikal etmiştir" mu- cip sebebiyle görüşülmiyecektir. A- ma ara seçimlerinin tehiri meselesi mutlaka görüşülecektir. Zira Seçim Kanununa göre. B. M. M. Temmu- zun üçüncü haftasından evvel âlisi- ne bir karar almadıkça, ara seçim- lerini otomatikman yapmak lâzım- dır. O halde, secimin lafından bile ürken D. P. ekseriyetinin "mevcut tansiyonu arttırmamak endişesi” ile, “esasen neticeye tesir etmiyen" ara seçimlerini, 1951 den beri sekizinci efa tehir ettirmek maksadıyla ka- rar alacakları aşikârdır. Bu kararın Anayasaya, Seçim Kanununa ve te- amüle aykırı oldugunu Ur kere da- ha anlatmak v . nin seçim kor- kusunu gozler önüne sermek vazife- si Muhalefete düşecektir. Kısa yaz toplantısı — devresinde, siyasi tansıyon yüksek olacağa ben— zeme tedir mılletvekıllerı çevrelerinden "tahsiyohsuz" geldıklerı halde D, P. yüksek çev- eri, D. rTup unun tansiyonunu yukseltmeye gayret sarf etmektedir- Politikacılar Açılma ve çivileme . H. P. Genel Başkanı İsmet İnö- nu geçen haftayı D. P. Genel Başkam Menderes gıbı İstanbulda geçir e denizin nimetlerinden is- tıfadeye çalıştı. Tabii söylemeye lü- zum yoktur ki, siyasi hayatımızda pek farklı iki görüşün başı — haline elen bu iki politikacı — İstanbulda karşılaşmadılar. Fakat İstanbullular Menderesi, ama daha çok İnönüyü zaman zaman gördüler. Salı akşamı Ankaradan trene at- lıyan İnönü, Çarşamba sabahı Bos- tancıda çotukları, Gülek ve Ali Soh- torik tarafından karşılandı. Oradan doğru Ömer İnönünün Maltepedeki evine' gidildi. İçi meraklı vatandaş- larla dolu, hususi plakalı bir otomo- bilin derhal İnönünün peşine düşme- si herkesi son derece keyiflendirdi. Hele meraklı vatandaşların, takibi, ana yoldan ayrılan ve sadece İnönünün evine giden yolda da de- vam ettirmeleri eğlenceyi', arttırdı. Yaptıkları hatayı — anlıyan meraklı Vatandaşlar, mahcubiyet i- çinde geri dönmek zorunda kaldılar. Takip işi sonraki günlerde de devam etti ama ilk günkü hataya bir daha düşülmedi ve vazife hiç "hissettiril- meden" başarıldı! Ayni gün öğle vakti, hasta Falan Rıfkı Atayı evinde ziyaret eden 1- nönü, Maltepeye — döndü ve denize girdi. Hava soguk olduğu için suda az kalan C.H lideri ogleden son- rayı Almanca ““Aussen Politik" mec- muasını okuyarak geçirdi. Perşembe günü gene Maltepeden denize giren . İnönü, meşhur çivileme atlayışını an- cak Cama günü. motorla gittiği Hey- beliada pla]ında yaptı. Cumartesi günü de sabah Maltepede denize gi- ren İnönü, İstanbul için hazırladığı deniz programım harfiyen tahakku ettirmiş olarak Cumartesi — akşamı Bostancıdan trene binerek Ankaraya döndü. D Ge Başkam Menderes de denizin güzelliklerinden bol bol istifade etti. Menderes kâh sabah, kâh akşam, bazan da hem sabah hem akşam. Floryada kendisine tah- sis edilen meşhur Belediye lojman- larından 40 numaralısında soyunu- yor ve oradan — denize — giriyordu. Menderes denizde umumiyetle | sa- at kadar kalıyor ve çok açılıyordu O kadar ki sahilden ancak-siya nokta halinde görülüyordu. Meselâ Pazar günü, denize tek başına gi- ren ve çok açılan Menderes, sahilde bekliyen vazifelileri epeyce heyecan- landırdı. D. P. Genel Başkanının, de- nize girmek için tercih ettiği saat 19 du ve maiyetindekilerin ifadesine göre sudan "akşam ezam vakti" çı- kıyordu. İ_nönü - Köprülü mülakatı ki lider, İstanbulda deniz banyo— larıyla dinlenirlerken, D. hin dört kurucusundan biri olan Fuad Köprülü de Perşembe akşamı Anka- radan bir otobüse binerek Ankara? nın sıcağından, İstanbulun deniz ha- vasına kaçıyordu. Bir yıldan — beri Amerikada İbni çalışmalarla Vakıt geçiren eski kurucunun, siyasi ha- yatta nasıl bir mevki alacagı poli— tikacılar arasında merak uyandıran bir meseleydi. Kurduğu partiden- gü- rültülü bir şekilde ayrıldıktan sonra yazdığı seri makalelerle — demokrasi prensiplerine bağlılığını ve D. P. nin bu prensiplerden ayrılışından duydu- gu üzüntüleri açıkça ifadeden çekin- miyen Köprülünün, istese de siyasi hayatın dışında kalamıyacağı tahmin ediliyordu. Siyasi hayatın — şartlan, Kopruluyu resmen girmese bile C, H.P. yi desteklemeye mecbur ede— cekti. Bu bakımdan, Köprülünün ge- çen hafta Salı günü, saat 17'de Metin Tokerin evinde İnönüyü ziyarete gelmesi son derece manalıydı. Saat 18.30'a kadar süren İnönü - Köprülü görüşmesi tamamile başbaşa geçti. Çaylar içilirken Köprülü İnönüye ÂAmerika intibalarını nakletti. İki po- litikacı, — ayrılırlarken — görüşmeden son derece memnun görünüyorlardı. İlk mülakata hâkim olan pek sami- mi hava, İnönü - Köprülü görüşme- lerinin Onumuzdekı günlerde de de- vam edeceğinin bir işaretiydi. KÖpı'ulii otobüse byor Yaya kalmaz yal!.