TİYATRO Müellifler Geciken alâka G eçen hafta, Bayındırlık ve Milli Eğitim Bakanı vekili Tevfik İle- rinin Ankara Sanatseverler Kulübün- de veridiği kokteyl parti, şuphesız mühim bir tiyatro — hâdisesiydi. A- ma koktely partide hazır bulunanlar bilhassa "Güzel Helena — Sergisi"ne bir göz attıktan sonra, müellif Selâ— hattin Batunun kendisine karşı gös- terilen bu gecikmiş alâka yüzünden sevinçten çok üzüntü duymuş olaca- ğını düşündüler. Zira herşey, bir mu- vaffakiyetin mukafatlandırılmasında ne kadar gecikildiğini gosterıyordu Kokteyl parti, Tevfik İlerinin imza- sını taşıyan davetiyelerde yazıldığı- na göre "Şair Selâhattin Batunun Güzel Helena adlı manzum piyesinin mılletlerarası Bregenz festivalinde afat kazanması ve temsil prog- ramına alınması" münasebetiyle ve- riliyordu. Bir müellif'ımizin, milletlerarası sahada başar kazanması — elbe memnunıyet uyandıran bir hadısey— Ama Selâhattin Batunun "Güzel Helena sı Almancaya çevrileli, kitap halinde neşredilen ve — milletlerarası müsabakada mükâfat kazanalı iki yıl olmuştu. Şimdi de Bregenz Fes- tivalinde, Viyana Devlet Tiyatrosu sanatkârları tarafından temsil edile- cekti. Eser, ilk defa 1954 te Ankara- da Büyük Tıyatroda temsil edilmiş, bir daha da sahne yüzü görmemişti. Fakat, milletlerarası bir — festivalde temsil edileceği duyulunca Milli ğitim Bakanlığının alâkası Güzel He- lena üzerine dönüyordu. Kokteyl par- tinin verildiği salonda kurulan sergi- de, Güzel Helena'nın Almanca baskı- sının Üüzerinde 1957 tarihini ve Türkçe baskısının da iç kapağındaki satırları Selahattın Batu Truvadan döndü 30 Milli Eğitim Bakanlığının kapısı İyi iş bakan emriyle çıkar ..Talim — ve Terbiye dairesinin 25 Nısan 1959 tarıhlı 103 sayılı kararı durlug ün 30 Haz Yayın 1959 tarihli, 9740 sayılı emri ile Ma— arif Basımevi Ankara şubesinde bi- rinci defa 4000 nüsha olarak basıl- mış, baskı işi 1959" Temmuz başında sona ermiştir"- okumak insanı, ister istemez düşündürüyordu. Eserin tak- diri,için, demek ki milletlerarası bir mukafat kazanması bile kâfi gelme- miş, ancak bir festivalde temsili ba- his mevzuu olunca paçalar sıvanmış ve Milli Eğitim Bakanlığının koktey- line mürekkebi kuramamış kitaplar yıldırım hızıyla yetiştırilmiş' Tabii acele işe eytan karıştığı" için de kitaptaki resimlerin klişe ve baskı- larındaki hataları hoş görmek lâzım geliyordu. Aslında, her meselede olduğu gi- bi, bu işin de bir iç yüzü vardı. Dev- let Tiyatrosu 1954 repertuarına aldığı bu eseri, basılm üzere zunca bir müddet evvel Mıllı Eğitim Bakanlığına — göndermişti. Eserın müsveddeleri, usule göre, bir kara almak üzere Talim ve Terbiye daı— resine sunulmuştu. Talim ve Terbi- ye dairesinin selâhiyetli üyeleri, Dev- let Tiyatrosu Edebi Heyetının kabul ettiği ve Atmadan hususi rejisör ge- tirilerek sahneye konulan Güzel He- lena'yı beğanmemişti. Hattâ eserin u ara bir de milletlerarası mükâfat kazandığını öğrenmiş olmaları lâ- zım geldiği halde, gene de neşre lâ- yık olduğuna kanaat getirmemişler- di. Bu sebeple, Güzel Helena'nın Türkçe nüshası kitap hâline geleme- di. Ancak Milli Eğitim Bakanlığına vekâlet eden Tevfik İleri, esere bir- den alâka gösteri verince, işler dün- ya sürat rekorlarını pabuçsuz bıra- kacak bir hızla yürümeğe başlamış- tı. Güzel Helena'nın Türkçe baskı- sının hikâyesi bundan ibaretti. İşin eğlenceli tarafına gelince. Sanatse- venler Kulübündeki kokteyl partide Tevfik İlerinin ve Avusturya Elçisi- nin Güzel Helena'yı öven cümleleri- ni en hararetle alkışlıyanlar, eseri neşre lâyık görmiyen heyetin Üüye- leriydi. Bregenz festivali I in bu üzücü tarafı bir tarafa bı- rakılırsa tiyatromuz için mühim olan "Guzel Helena"nın Almancaya, manzum olarak iyi bir şair ve ti- yatro yazarı olarak tanınan Bernt von Heiseler tarafından tercüme e- dilmiş olmasıydı. Bu —tercüme 21 Temmuzda Avusturyanın yazlık sa- nat merkezi sayılan Bregenz'de tem- sil edilecekti. İşin sevinilecek tarafı da temsilin Viyana Devlet Tiyatrosu sanatkârları tarafından hazırlanmış olmasıydı. Avusturya sefiri Ekselans Hartl'ın kati bir dille ifade ettiğine göre aynı sanatkârlar eseri bu kış Vıyanada Burgtheater sahnesinde de oynayacaklardı. Böylece "Güzel Helena" ilk defa olarak Burgtheater gibi' Avrupa mik- yasında ehemmiyeti olan bir yaban- cı Devlet Tiyatrosunun repertuverı- na giren.ilk Türk piyesi olmak şe- refini kazanmaktadır. Avusturya sefiri, kokteylde Selâ- hattin Batunun eserinden bahseder- en ve onun kendi üzerinde bırak- tığı müsbet tesirleri anlatırken gü- zel bir nükte de yaptı: Eserin Al- manca tercümesine "Helena Troya'- da kalıyor" adı verilmişti. Bundan kinaye, Ekselans, "Helena Avustur- yada kalıyor" temennisini izhar edi- or ve bununla eseri ne kadar be- nimsemiş olduklarını anlatmak is- tiyordu. Bu nükteye herkes güldü ve mem- nun oldu, yalnız eserin müellifi pek sevinmiş gorunmuyord Haklı, ola- rak "Helena"sının Avusturyada— kal- masıyla iktifa etmek istemediği, o- nun Almanya, Fransa, İngiltere gi- bi daha büyük tiyatro merkezlerini e dolaşıp görmesini temenni ettiği hissediliyordu. AKİS, 14 TEMMUZ 1959