Batı ıdan gerekli teşviki görmemişler- Hâlen Batı Trakyada 279 Türk kulu vardır. 5 i de Türkiyeden gönderilmiş Türk öğretmeni vazifelidir. Ayrı- 1953 yılında 8 öğretmenli bir Ce- Bayar Lisesi ve 1950 de. 5 medre- in birleştirilmesiyle bir İmam-Ha- okulu kurulmuştur. Ne yazık ki an Hükümeti, Lozan anlaşması- hükümlerine rağmen azınlık o— larına gerekli yardımı yapm ktadır. Meselâ 1952-53 ders yılın— da Kıbrıs meselesi henüz alevlen- nigti- azınlık okullarına bütçe- 90 bin lira ayırdığı halde, Tür- 210 bin lira tahsis etmişti! İşin â fenası azı okul defterlerinin laklarında “efsanevi" Yunan katı- lanlarının saçı birbirine işmiş ve ellerinde palalarla Türk- karşı giriştikleri "muzaffer mü- ele"yi tasvir eden resimlere hâlâ tlanmasıdır! Bunun yanı sıra, Ba- rakya Türkleri arasında irticaın nedresenin uzun zaman teşvik e- 1g1 maalesef acı bir hakikattir: i harflerle, tedrisat yapan Şahini Yassıören gıbı medreselerde 600 eski harflerle tedrisat görmek- r. Eski harflerle neşriyat yapan at ve Hakyol gazeteleri rağbette- 1950 senesinde "İttihadı İslâm üyeti" adlı, geri fikirleri yayan cemiyetin — faaliyete — geçmesine aad. olunmuştur. Bu teşekkül iyetini ilân için Gümülcinede es- larflerle yazılmış — beyannameler tmiştir. Bu okullarda 350 sı' a Türklerinden bir grup Ya İstanbuldaki Rumlar : 1953 te kurulan "Fedaiyanı İs- lâm Cemiyeti" de "güneş, pala ve sa- tır" resimlerini taşıyan inkılâp düş- manı beyannamelerini serbestçe da- ğıtabilmlştir. Sebat gazetesini çıkaran mürteci Hafız Reşadın 1958 Ocak ayında "Peygamber Binası" adlı irticai bir mecmuanın neşrine —Devlet Bakanı Çaços' un buyuk yardımı olduğu bilin- mekte İktisadi baskılar atı Trakyadaki Türkleri hicrete zorlayan sebeplerin — başında hiç şüphesiz iktisadi güçlükler gelmek- tedir. Bu yüzden Dedeağaçta ve di- ğer birçok yerlerde Türk köylerinin tamamen ortadan kalktığı görülmüş- tür. Meselâ Yunan makamları he- men hepsi, ziraat ve hayvancılıkla ge- çinmek durumunda bulunan Türkle- rin şeddetle muhtaç oldukları kredi JİNEKOLOÜ Pr. NİHÂL SİLİER Küdim * ÖFERÂTÜR Hastülikları - Doğum v #İTMAN I Muanvanehana * hunınııımn Billür Han Hat ? Nor #? Te : mım yardımı mevzuunda menfi bir tavır takınmıştır. 1955 yılında Yunan Zira- at Bankası, kötü hava şartlarıyüzün- den çiftçi borçlarını bir yıl tecil ettiği halde, Türkler bundan istifade epe memışlerdır' Ayrıca suların tanzimi, istimlâkler v. s. gibi türlü yollarla Türklerin mazide muhacerete? zorlan- dığı bir hakikattir. Mesela lskeçenın Otmanören köyünün tek geçim vası- tası ormancılık olduğu halde, teke- ce Mutasarrıflığı odun kesim ve sa- tımını yasak etmiştir. 1948 yılında Yunan makamları Karasu nehrinin mecrasını değişti- rerek, bir çok Türk köyünün sular altında kalmasına — sebep olmuştur. Fakat köylülere bunun karşılığında bir yardımda bulunmak unutulmuş- tur!. 1957 de Kumçayın taşmasını ön- lemek iddiasıyla Yassıköy. Yatanva, Karamusa, Balaban, Narlı gibi koy— lere ait tarlalar 1st1mlak edilmiş, yer- siz kalan köylülere Balaban orma- nında arazi verileceği vaadi tutul- mamıştır. İşte Türk-Yunan müzakerelerinin devam ettiği bu günlerde, Türk halk efkarı bütün bu —haksızlıkların te- kerrür etmemesini, iktisaden Türki- yedeki Rumlarla mukayese edilmiye- cek kadar kötü bir durumda bulunan Batı Trakya Türklerini — kalkındır- mak için hususi tedbirlerin alınma- sını istemektedir. Universite Kilit ve maymuncuk 13 gün çeşıtlı devam ettik başında hiç bır neticeye — ulaşma- dan Dağılan Türk Milli Talebe Fe- derasyonunun Onbeşinci Büyük gresi, bu haftanın ortasında Çarşam- ba günü yapılacaktır. Ancak kong- renin eskisi gibi gene İstanbulda mı, yoksa — "Karargâhtılar"" adı verilen grubun son dakikada giriştikleri bir tertibin. muvaffakayetiyle Balıkesir- de mi yapılacağı AKİS'in baskıya verildiği. su dakikada — meçhuldü|*. Kongrenin İstanbuldaki safhasında girişilen tertiplerin, gerek basının alâkası ve gerek muhitin uyanık ü- niversitelilerle dolu olması yüzünden nasıl akamete uğradığını hatırlıyan- lar, kongrenin neden şimdi Balıkesi- re nakledilmek istendiğini pek iyi anlamaktadırlar. Hele Zonguldak ve Savaştaki işçi sendikaları kongrele- rinde olup bitenler, talebe liderleri Yalçın Küçük ve Erol Unalın kongre salonuna bile girip giremiycceklerini düşündürmektedir. Bu yüzden Balı- kesır mi, yoksa İstanbul mu mesele- , daha kongre açılmadan mücadele- nın başlamasına yol açmıştır. Onbe- şinci Kongrenin İstanbulda yapılma- sını . isteyen grup, hukuki bakımdan son derece haklı ve kuvvetlidir. An- cak kongreyi mutlaka başkan aday- ları Samet Güldoğana kazandırmak isteyen Karargâhçıların faaliyetle- mücadeleler içinde s ayıs AKİS, 14 TEMMUZ 1959