RADYO Ankara Kısa dalga A nkara radyosunun gözönünde ol- mayan ve gözönünde olmadığı i- çin de çalışmaları - mensuplarından ve pek az sayıda dinleyicisinden baş- ka kimsenin dikkatini çekmiyen bir servisi Vardır Kısa dalga yayınları Tam bir "kabuğa çekilme" halinde çalışan bu, servisin dertleri, mesele- leri, çalışma metodları, radyoculuk telâkkileri, teknik ihtiyaçları, uzun dalga servısınınkılerden hiç de fark- li değildir. Uzun dalga yayınlarının durumu, bu yayınların dinleniş sa- hası sınırlarımızı pek aşmadıgı için, önünde sonunda bir "iç mesele" ola- rak kalmaktadır. Halbuki kısa dal- ga servisi, yurt dışına, hattâ deniz aşırı memleketlere yayın yapar. De- mektir ki kısa dalga yayınlarının durumunun gözden geçirilmesinde ilk olarak "ele güne karşı, dosta düş- mana karşı" meselesi ortaya çıkar. Yurt dışına yayın yapan bir Devlet istasyonunun başlıca — maksadı da memleketi dışarıya gerçek çehresiy- le tanıtmak, milli meseleleri aydın- latmak, milli kültürü yaymak -hele. tanıtılacak memleket Türkiye oldu- ğuna göre- hariçte o memleket hak- kında ne sebeple olursa olsun edinil- miş peşin hükümleri, yanlış bilgileri silmek, o memlekete gösterilen say- giyı, itibarı yükseltmek — olduğun gore bır resmı radyonun dış ulkele— 1 yayınların, o memleketin elçıhk teşkılatının ya da dış ülkeler- deki basın bürolarının ehemmiyetine yaklaşan bir ehemmiyet taşıdığı an- laşıhr Ankara radyosunun kısa dal- ga rvisi bu çetin vazifeyi gerektı— ği gıbı yerine getirmekte midir? Bu servisin çalışmalarım, ister — yakın- dan ister uzaktan, tanıyan aklıselim ve iyi niyet sahibi kişilerden hiçbi- rinin bu suale müsbet cevap verme- si mümkün değildir. Ankara radyosunun kısa — dalga servisi bugün birçok dilden — yayın yapmaktadır dünyanın her köşesi- ne sesini ulaştıram gayesini gözet - mektedir. Fakat "böyle bir iş nasıl görülür?" bilgisi, kısa dalga servi- sini idare edenlerden henüz çok u- sak olduğundan, harcanan gayretler hedefine ulaşamamaktadır. —Ankara radyosunun kısa dalga teşkilâtında, yurt dışına yayın yapan bir istas- yonun nasıl çalışması gerektiğini pek kişi — bilmektedir ve bunlar da, yayınlarm idaresinde söz sahibi 01— mıyan, alt kademelerdeki vazifeliler- dir. Geri kalanlar ya böyle bir bil- giden habersizdirler, ya da alâkasız- lık yüzünden kendilerini bedbinliğe ve kayıtsızlıga kaptırmışlardır Ana tema: "Görülmenüş kalkınma" Kısa dalga yayınlarının kifayetsiz- liğinin başlıca sebebi olarak, kı- a dalga idarecilerinin, yurt içi din- leyıcısıyle yabancı dınleyicinin ilgi- lendikleri mevzular arasında bir a- AKİS, 14 TEMMUZ 1959 yırına yapmamaları gösterilebilir. Her ne kadar yurt içi dinleyicileri de, Ankara radyosunun uzun dalga- dan, İstanbul radyosunun da orta dalgadan yaptığı "siyasi" yayınlar- daki başlıca mevzularla ancak neşe- lenmek veya tatlı tatlı sinirlenmek için ilgilenmekteyseler de, — yabancı dinleyici böyle bir zevkin derinliği- e varamamış olduğu için arada bir ayırma yapmak gerekir. Halbuki, Ankara radyosunun yurt dışına çe- şitli dillerde yapılan kısa dalga ya- yınlarındaki haber bültenleri ve pro- paganda konuşmaları aynen, yurt içi yayınlarına istikmaet veren zihniye- te göre hazırlanmaktadır. Ana tema, tahmin edilebileceği gibi, "Görülme- miş kalkınma"dır. Dı dünyaya, memleket olaylarının tarafsızca, ve doğru olarak, radyo haberciliği usul— lerine uygun bir çabuklukla aksetti- rilmeği ve milli. menfaatlerin, milli gerçeklerin duyurulması yerine, ik- tidardaki partinin günlük kısır men- faatlerinin duyurulması tercih edil- mektedir. Haber bültenleri. Ankara radyo- sunun kısa dalga servisinin başlıca dertleri arasındadır. Bu haberleri, mütercim spikerler tarafından ya- bancı dile çevrilmek ve yabancı dil- de okunmak üzere hazırlıyanlar, hu- dut dışına yayın yapan bir istasyon için ne türlü haber bülteni hazırlan- ması gerektiğinin farkında değil gö- rünmektedirler. Bültenlerin — kötü Türkçesi, mütercim — spikerler için büyük bir güçlük kaynağıdır. Kötü Türkçe dışında, bu bültenlerin baş- lıca kusuru dış ülkelerin ilgilenmi- yeceği' mevzuların seçilmesinde gös- terilen itinadır. Halbuki gereken, herşeyden önce, memleket hâdisele- rinin zamanında kısa ve özlü olarak bildirilmesi, sonra, yabancı bir rad- yoyu açan bir dinleyici, milletlera- rası hadiselerle de ilerileneceğine gö- re, bunlara da memleket hâdiseleri yanında düşük bir nisbette kalmı- yacak selende, üstelik aynı özlülük ve açıklıkta yer verilmesidir: Haber bültenlerinin hazırlanmasında, bu a- na esaslardan hiçbirine riayet lüzu- mu hissedilmemektedir. Yabancı din- leyicilerce ehemmiyetli sayılacak bir çok mahalli hâdiseye yan çizilmek- te, bunların yerim kalkınma edebi- yatı veya iktidar erkânının övgüleri almaktadır. Bundan başka, Ankara- da cereyan eden bir hâdisenin, üs- tünden 24 saat geçtikten. ve bütün dünya radyo ve ajanslannca yayıl- dıktan sonra. Ankara — radyosunun kısa dalga servisince yayıldığı sık sık vâki Boğaz tokluguna A nkara radyosunun mütercim spi- kerleri, kendilerini haklı olarak ağdur hissederi şahıslardır. Bunlar, Vazifeli oldukları akşamlar, perişan bir Türkçeyle hazırlanmış bültenle- ri yabancı dile çevirmek ve çevir- diklerini üstelik mikrofonda okumak zahmetine karşılık sadece 15 lira ci- varında bir para atmaktadırlar. Bir kadar düşük, bir ücretle hayat ka- zanmanın imkânsızlığı aşikâr oldu- ğundan, mütercim spikerlerden hiç- birinin asıl mesleği mütercim spi- kerlik değildir; hepsi, ya lütuf ka- bilinden, ya gururlarını tatmin için -bütün dunyaya hitap eden bir rad- yonun mikrofonunda konuşmak çok kişi için prestij yükselten bir iştir- ya da gelirlerini arttırmak için bu işi kabul etmişlerdir. Dolayısiyle aralarında, gerçekten ehliyetli mü- tercim spıkerler pek azdır ve bun- lar da daha iyi gelir sağlıyan işler bulduklarında istifa etmekte tered- düt göstermemektedirler. Çalıştıkla- rı müddetçe de, maddi bakımdan tat- min edilmedikleri ve yaptıkları işin ehemmiyeti takdir edilmediği için, işlerini "şişimekte"dirler. Mütercim spikerlerden başka kı- sa dalga servisinde, daha da az üc- ret alan, devam spıkerlerı vardır. Bunlar gerçi yayınların Türkçe a- nonsunu yaparlar. Fakat gerektiğin- de, tercüme edilmiş bir bülteni oku- yacak kaabiliyette olmala ge- rekmektedir. Halbuki hıçbırı doğru dürüst yabancı dil bilm Devam spikerlerinin bir vazıfesı de haber bülteni okunduktan sonra boş kalan zamanı doldurmakta mütercim spi- kere yardım etmektir. Bu zaman ço- ğunlukla, plâk çalmak suretiyle dol- durulur. Devam spikerleri plâk seç- meyi Ve plâk çalmayı da bilmezler. Haber bültenleri dışında — kalan zamanın — doldurulması, kısa dalga yayınlarının halledilmemiş — mesele- lerinin en mühimlerinden biridir. Bu zaman çok kere, Ankara radyosunun fakir ve modası geçmiş. diskoteğin- den rastgele birkaç plâğın . seçilip çalınmasıyla doldurulur. Memleket kültürünün tanıtılmasına — ayrılması gereken bu zamanın niçin, yıllar ön- cenin köhne dans plâklarıyla, ya da değer bakımından hiçbir seçme ya- pılmadan antene çıkarılan klâsik plâklarla geçiştirildiği suali idareci- lerin pek aklına gelmez. Arada bir akla gelen, bu yayınları, yapan bir Türk istasyonu olduğuna göre, halk musikisi olsun, modern Türk musi- kisi olsun, eserlerin de ça- lınması gerekeceğidir. Fakat idare- ciler, kısa dalga yayınlan için yeni program malzemesi temin etme zah- metine katlanmadıkları için, disko- tekte ellerine takılan ve yıllar, ön- ce doldurulmuş, teknik kalitesi, ya- yına çıkarılmıyacak derecede bozuk plâkları idare-i maslahat için yayı- na çıkarmakta tereddüt — etmezler. Haber bültenleri dışında hazırlanan ve Türkiyenin kültürünü, — sanatını, turizm değerlerini tanıtması, — gere- ken konuşmalara da ayin mesuliyet- sizlik ve “adam sen de“cilik zihni- hâkimdir. Bu yüzden, Ankara radyosunun, yayınlarını yabancı memleketlerde, maksadı sadece An- kara radyosu gibi bir garip istasyo- nun sesini alabilmekten — başka bir birşey olmayan radyo amatörlerin- den başkası dinlemez. Kısa — dalga servisinin aldığı as sayıda dinleyici mektubunun verdiği netice bundan ibaretti 27