14 Temmuz 1959 Tarihli Akis Dergisi Sayfa 23

toplanmasını teminden — ibarettir. Lübnanın teşebbüsü müsbet vermiş ve Tunus, Ürdün, Irak, Bir- leşik Arap Cumhurıyetı ile bir ma- saya oturmayı kabullenmişlerdir Bu teşebbüse muvazi olarak, Kral Huseyının Arap memleketlerine gön- derdiği "iyi niyet" elçileri, Araplar arasında muhtemelen — Ağustos ayı içinde Casablanca'da — yapılacak bir zırve konferansını hazırlamaktadır- Karşılıklı dostluk tezahürleri tı- raşında geçen bu temasların resmi Birleşmiş — Milletler Genel i Mr ammarskjoeld'un "Filistin mültecilerinin — vatanlarına iadesi" plânı teşkil edecektir. Fakat herkes bilmektedir ki, asıl gaye A- rap memleketleri arasında bir ahen- gin tesisidir. Gene herkes bilmekte- dir ki bu ahenk ancak İsraile karşı kurulabilir. Nitekim bu ahengi ilk araştıran Nasırın, ilk teşebbüsü, İs- rail mallarını taşıyan İnge - Toft ge- misinin Süveyş kanalında tevkifi ol- muştur. O dünden beri Birleşik A- rap Cumhurıyetı İsrail mallarını Kanaldan geçırmıyecegmı ısrarla tekrar etmektedi Orta Doğu her halde yeni sürp- rizlere gebedir. Endonezya Kabahat kimin" memleketlerden 8 hediyeler çoğaldıktan sonra 3000 dolar uçak kirası ödeyen Endonezya Cumhurbaşkanı Soekar- no'nun, iki aylık seyahatten vatana döner dönmez ilk yaptığı iş, bir a- nayasa hazırlamakla vazifeli Kuru- cu Meclisi feshetmek oldu. Geçen haftanın ortasında da Soe- karno, kendini Başbakan ve "silâhlı kuvvetler başkumandanı" tâyin etti. Juanda'yı yardımcı aldı, Muhammet Emini de Emniyet Bakanlıgına ge- tirdi. Ayrıca dıger bakanlıkları ıda— Y sürü "yüksek — memur" vazifelendirilecektir.. Cumhurbaşkanı Soekarno, bu suretle hiç bir kontro- la tabi olmadan Devlet — gemisinin dümenini ele almaktadır. Ama .işin ruhiyatçılar bakımından, en entere- san tarafı. Soekarno'nun diktatörlük Katını kabule asla yanaşmamasıdır. Nitekim Erdonezyayı canının istedi- ği gibi idare edecek adam, Meclisi feshederken mevcudiyetinden hiç kimsenin haberdar olmadıgı 1945 anayasasını — meriyete — koy- num" demektedir! Muvakkat bir "Halk Kongresi"nin Endonezya için yeni bir anayasa hazırlıyacağı müj- desi de derhal ilâve edılmektedır için icat edilmiş lâflardır. Mec- lisin feshinden sonra, Endonezya hiç Şüphesiz demokrasi vitrinli diktatör- lükten, düpedüz diktatörlüğe geçmiş- tir Vaktinin çoğunu dış memleket- lerdeki "tetkik" seyahatlerine has- AKİS, 14 TEMMUZ 1959 Soekarno Olmayacak duaya âmin!... reden Soekarno'nun düpedüz dikta- törlüğe geçmesini mazur gösterecek sebepler 3 bin küsur adalı, halkının yüzde mm vycahil bulundugu ve asayişin bir türlü temin edilemediği Endonezyala elbette ki mevcuttur. Çok partili hayat, Pakistandakinden çok daha büyük ölçüde, halkı ve i- darecileri hayal sukutuna uğratmış- DÜNYADA OLUP BİTENLER tır. Yalnız bütün bunlardan — acaba çok partili hayat mi mesuldür? Par- tilerin saf dışı edılmesıyle Endo- nezyanın "doğru yol"a girmesi müm- kün olacak mıdır? Yoksa Soekarno beşeri zaaflarının tesiri altında, his- lerin kendisini sürüklediği yolu se- çerek, muska ile sıtma — tedavisine mi çalışmaktadır? Soekarno'nun — uçak kirası günde 2500 doları aşan çok tatlı seyahatle- rini Uunutanuyanlar, Endonezyanın kendine mahsus şartlarına rağmen elbette ki diktatörlük yolculugunu tasvip edememektedirle Güney Amerika Sallanan diktatörler G eçen hatta içinde, Güney Ameri- memleketlerindeki siyasi hâ- dıselerın gelişmesi, dünyanın o |kö şesinde kalmış birkaç dıktatorlugun daha tarihe karışacakları günün ya- kın olduğuna işaret sayılabilirdi. Bil- hassa Nikaragua ve Paraguay gibi otoriter rejimlerin hakim olduğu dev- letlerde yer yer ayaklanmalar de- vam etmekte, her defasında kanla, demirle bastırılan bu ayaklanmala- rın arkasından yenileri ortaya çık- maktaydı Nikaragualı diktatör Luis A. So- moza, henüz tam manasıyla memle- ketin kaderıne hâkim olabilmiş de- ğildir, Küba ihtilâlcilerinin yardım- larıyla teşkilâtlanan hürriyet taraf- tarları zaman zaman ıssız plâjlara çıkarma yapmakta ve küçük grup- lar hâlinde memleket içlerine sız- maktadırlar. — Paraguay'da, — klâsik diktatör tinine en çok yaklaşan dev- let başkanlarından biri sayılan Ge- Peron genç tozlar arasında Hâlâ temizlenemiyen belâ, 23