CEMİYET Pek gergin bir hava içinde başlı- yacağı anlaşılan Meclis çalışma- larından' önce, sinirlerini dinlendir- mek isteyen Refik Koraltan İstan- bulda tam bir tatil — yapmaktadır. Meclis Başkanının en fazla iltifatı- na nail olan dinlenme yerlerinden biri de Kilyostaki Turistik Oteldir. Geçen haftanın başında, Refik Ko- raltan, akşam yemelini bir ilmi top- lantı dolayısile Kilyosa geldiği söy- lenen meşhur işadamı Vehbi Koç ile beraber yedi. Cuma günü öğle ye- meğinde de, Meclis Başkanı elli ki- şilik bir ziyafet masasının başında, pek sevdiği riyaset makamındaydı. Koraltan, Parlâmento NATO Grup- ları heyetıne Kilyos civarını gezdi- ren Boğazlar Kumandam Amiral Re- fet Arnomun teklifini geri çevirme- miş ve ziyafeti açmak vazifesini yük- lenmişti. * I ranın. Ankaradaki elçisi Hasan Ar- la, geçen hafta İstanbuldaki İran Konsoloshanesinde bir basın toplan- tısı yaptı. Ekselânsın, Türk - İran dostlugu hakkındaki "protokolü aş- tığını" söylediği konuşması son de- rece istifadeliydi. Evvela ise tenkid- le başlıyan Büyük Elçi "... bütün si- yasetlerinin şahsi urura — istinadı münasebetiyle bizim müstebit padi- şahlarımız, yani Türkler tarafından Ali Osman ve İran cihetinden de Safevilerle Kaçar hânedanları bu ha- kikati idrak edemediler" — dedikten sonra sözü bugünkü dostluğa getir- su inkar edilmez hakikati ifade etmiştir: "Çok »şükür — bugün ne Türkiye, Azerbeycana ve ne de İran, Türkiyede Kürtlerin bulundu- ğu mıntıkalara göz dikmiştir". Dostluğu böyle izah eden Hasan Alfa, daha sonra Iranın iç işlerin- en de bahsetmiş ve "aşağı halk ta- bakaları"nın Şahınşahı toplarcasına sevdiğini açıklamıştır. * tibank Umum Müdürü —Burhan Ulutan, geçen haftayı oldukça ha- reketli bır şekilde 'geçirdi.. Umum Müdür hem Ford Vakfı tarafından tertiplenen seminere katılmak, hem de dinlenmek için geldıgı Kılyostan Beyfendinin bir telefonu üzerine ay- rılmak ve Kemal Aygun başkanlığın- daki kalkınmayı — görme — heyetine Etibank tesislerini gezdirmeğe git- mek zorunda kaldı. Fakat bu vazife- ye hareket' etmeden önce, civardaki bir köyde Vatan Cephesi — ocağının açılışı dolayısile yapılan davullu zur- nalı toplantıya da katılmaktan geri kalmadı. * A merikan Helfer Project teşkilâtı tarafından geçen hafta memle- ketimize uçakla gönderilen 43 baş cins dana, Bakırköy Haznedar çift- liğinde yapılan bir merasimle istan- bul çiftçilerine dagıtıldı Bu arada bir dananın da Yeni Sabah gazetesi sahibi Sefa Kılıçlıoğluna — verilmesi, Türk çiftçiliğinin yeni bir büyük ser- maye kazanmasının ilk adımı olarak tefsir edildi ve memnuniyet yarattı. * ATO Genel Sekreterliğine yazdı- Ngı bir mektupla, Nüvit Yetkini tatsız bir durumla karşı karşıya bı- raktığı haberi ortada dolaşmaya baş- ladığından beri, neşeli C. H. P. Ge- nel Sekreteri Kasım Gülek pek, dü- şünceli görünüyor. Gülek, yakınları- na, "“Ben Yetkin hakkında hiç bir şey yazmadım" muş ama, NA- TO Genel Sekreterligine bu yakın- da hiç mektup göndermedim diyemi- yormuş.. erikadan gönderilen danalar Kapanın elinde kalıyor Haldun Dormen Dünya evinde Küçük Sahnenin sahibi menli ur re- jisör ve aktör Haldun Dormen de dünya evine girdi. Betul Mardin ile Haldun Dormenin düğünü, Sait Dor- menin Çıftehavuzlardakı köşkünde yapıldı ve genç evliler düğünden he- men sonra uçakla Avrupaya balayı seyahatine çıktılar nkara Gazetecileri, Ağustos ba- şında yapacakları Festivalde ken- dilerine yardım etmeleri için şehrin tanınmış birçok hanımına mektupla müracaat ettiler. Bu hanımlardan biri olan Vedide Dülgeden Festival Komıtesıne şöyle bir mektup geldi: "Rahatsızlığım yüzünden çatışmala- rınıza iştirak edemiyeceğim". Ama ayni gece Bayan Dülgeyi, Ziraat Bankası Umum Müdürü Mithat Dül- ge ile Ankara Palasta neşe içinde eglenırken goren gazeteciler, "Geç- miş ols un" demek için evinde ara- dıkları zaman niçin evde — bulama- dıklarını anladılar. T uristik hale getirilen Abbas Ha- lim Paşa yalısının -yeni — adıyla Boğaziçi Gazinosu- şahane bahçele- rinde geçen hafta Cuma akşamı pek enteresan bir kalabalık 'göze çarpı- yordu. Kapalı kısımdaki süslü ye- mek masalarının çoğunda Ankaralı, İstanbullu iktisat, maliye ve hukuk profesörlerini gormek mümkündü. Fakat asıl tuhaf olan, bu âlimlerin arasına Türkiyedeki Mobıloıl tem- silcilerinin — serpilmiş bulunmasıydı Gazino müşterilerinin çoğu, ziyafet masalarındaki bu terekküp tarzının hikmetini anlamakta güçlük çekti- ler; fakat petrol şırketlerının çalış- ma tarzını yakınd takip" edenler, yabana sermayenin nimetlerini 1zah etmek üzere Türkiye'nin dört tara- fından bu kadar âlimi bir çırpıda toplayabilen — Mobiloil Propaganda Müdürü Mr. Kerwin'in becerikliliği- ne parmak ısırdılar. AKİS, 14 TEMMUZ 1959