ların üzerinde bir mevki verilmesi iyi bir şeydi. Üstelik kabineden Se- bati Atamanla arasında çıkan bir ihtilâf yüzünden istifa eden Sıtkı Yırcalının hissiyatı böylece tatmin edilmiş de olacaktı. —Menderes V. kabinesinin iktisadi mevzularda en ehliyetli bakam Sebati Ataman da asaleten Sanayi Bakanı olacaktır. Diğer bakanlıklarda da değişiklikler vukubulacaktır. Meselâ Devlet Ba- kam Halük Şaman vekâleten idare ettiği Çalışma Bakanlığının, Muzaf- fer Kurbanoğlu Ulaştırma Bakanlı- ğının başına getirilecektir. Açılan Devlet Bakanlıklarına Samet Ağaoğ- ile Dr. ükerrem Sarolun gele- ceklermde kimsenin şüphesi yoktur. Bunun dışında yeni bir bakanlığın ihdası kararlaştırılmıştır. Hazine Ba- kanlığı adındaki bu yeni koltuğun adayı Halil İmredir Ara seçimleri D. P. Grupunu boş koltuklar ka- dar meşgul eden diğer bir mesele de Hükümetin ara seçimlerine gir- mek kararında olduğunun bu haf- POLİTİK A tanın başında iyice anlaşılmış olma- sıydı. Halen 15 ilde Ankarada 6, Istan- bulda 2 olmak üzere doldurulacak 21 boş koltuk vardı. Gecekondu ta- puları tevzıatmın büyüsüne çok gü- venen D. P. yüksek başları,' mevcut seçim kutuklerıyle ara — seçimlerini çantada keklik sayıyorlardı. Hele bazı çok iyimser demokratlar "Hele bir ara seçimlerim bulalım, Anaya- sayı edeceğiz ve milletvekilli- ğini 7 yıla çıkaracagız sonra da Allah kerim..." diyorlardı. Bu arada. Salı günü umumi se- çimlere gidilecek diye tebessümlerle karşılanan bir haber çıktı. Bazı mil- letvekilleri, partinin en üst kademe- lerinin üstündeki kimselerin derhal umumi seçimlere gidilmesini istedi- ğini ısrarla söylüyorlardı. 400 yerine, 350 milletvekili ile gelinse bile "ho- mojen" bir grupa sahip olmak, şim- diki durumdan çok daha 1yıydı Ad- nan Menderesin de Ankarada iken illerden onu ziyarete gelen heyetlere "umumi seçimlere hazır misimi?" sualini sorması, bu mevsimsiz şayi- " tadır. Bir seçimin arefesinde her silâh meşrudur. — Muvakkat' tesirinden istifade kabil hiç bir silâh kenara atılmamalıdır. Din mi tesir ediyor? Din kullanılacaktır. Tara mı? Para kullanı- lacaktır. Baskı mı? Baskı kullanılacaktır. Bir defa netice alın- dıktan sonra o tedbirlerle bertaraf edilebilir. İs, at değiştirilmez, şünceye kafalarda yer yoktur. bütün ulvi hisleri ayaklar altında nehir geçılırken karşı İsterse at çatlasın, İsın silâhların kullanılmasının doyurduğu zararlar mukabil nehri geçmektedir. Nehir geçılırken sahile varmaktan baş dü- isterse dunyanın İşte İsmet İnönü din ıstısmarcılıgmı -dinin mübarek tarafını hür- metle bir kenara çekerek- şiddetle telin ettikten iki gün sonra, Barut- çu ocağında, lisanla anlatmıştır. Muhalefe kendisi için "başarılı politika"nın prensiplerini en açık t liderinin kanaatince uzun vadede Zzafer daima idealistlerindir. Bu ezeli kaidenin aksi kabil değildir. Temiz ide- aller güdenler, Pyrrhus zaferleri değildir. olmamasıdır. Bunu re kirli vasıtalarla varmaya çalışmamaktır. ona emniyet eden, onda gizli vasıf ve kuvvetleri bilen politikacılara has bir tutumdur. Paşanın İstiklâl Mücadelemizdeki tecrübelerinden istifade hakikaten güvenen onlara dayanmaktadır Zira İstiklââ Mücadelemizde de idealistler, Halife tarafından dinsizlikle damgalanmışlardır kadar dindardı. Buna rağmen Anadolu kanmamış, sadece doğruyu hakiki dindar ile sahtesini de inanılmaz bir başarıyla yüğü, lüsü o gün de, bugünkü daha ileri haldeydı ve yanlışı değil, ayırdetmiştir. sonunda mutlaka başarı kazanacaklardır. Mühim olan, un yolu ise ideal yolundan şaşmamak, ühim olan akıbetin Pyrrhus'un akıbeti temiz gayele- u ise ancak, milletlerine lhtımal ki İsmet İnönü, İsmet etmekte hem de dinin en bü- Anadolu köy- Üstelik gerilik ve cehalet çok ara barlarında dilber Colette'in çıplak danslarını içkiden bu- YnÜ ğulanmış gözlerle seyredenlerin, düşün garabetın sini dinsizlikle itham etmesindeki İsmet 'buyuk kütle" ünüz, dan farkedilmeyeceğini sanmak, hakikaten gafletin en büyüğüdür. Do- kuz senedir oyle düşünenler bugunku perişan duruma düşmüşler, eri kadar basiret sahibi sayanlar ise gozlerd hataplarını en kendile ve gönüllerde yukseldıkçe yükselmişlerdir. mu- Particilerin hakiki kıyme- tini ölçmek için mutlaka partilerini nereden alıp nereye getirdiklerini göz önünde tutmak İâzımdır. C. H. P. nereden nereye geldi. cevabında İnönü mevzuundaki endişe verici merakın da lu mevcuttur. AKİS, 28 MART 1959 D. P. nereden nereye? Bu sualin sükünet yo- YURTTA OLUP BİTENLER anın kuvvet kazanmasına sebep ol du. Ama bir çok D. P. milletvekili, vaktinden evvel gelen bu Nisan şa- kasını — kahkahalarla — karşıladılar. Zira çok itaatkâr Grupun -ki tensip buyurulursa Perşembe günü hâlen şiddet tedbirleri komisyonu başkam Hulusı Köymende bulunan — raporu izakere etmesi. beklenmektedir- milletvekilleri ödeneklerine zam ya- pıldıktan sonra, vaktinden 30 ay ev- vel seçımlere gitmeye asla yanaşmı- yacağını biliyorlardı. Ara seçimleri şimdilik kâfiydi. C. H. P. Genel Başkan İnönüyü Grupuyla birlikte kalabalık bir mil- letvekili retindeki le — yapılan re . H. P. merkezinden ken yakalıyan gazeteciler, mi seçimler haberi hakkında nın fikrini sordular. Paşa: "Ben bu- nu bekliyordum, fena olmaz nun olurum. Şimdi kendimi dinç hissediyorum" cevabım Paşanın yanındaki Feyzioğlu ok isterdim, çünkü daha fazla mil- letvekili çıkaracagız dedi. Tecrübeli Fethı Çelikbaş başka kanaatteydi: "Hiç ihtimal verir mi- siniz Adnan Beyin şimdi seçim ya- pacağına? Ben Adnan Beyi iyi tanı- rını. Buna ihtimal vermiyorum" di- yerek umumi seçimler hikâyesini kesip attı. Ama Anayasaya ve seçim kanununa aykırı olarak 1951 den beri tehir edilen ara seçimlerinin Ha- ziranda yapılacağı hususunda Anka- ra siyasi çevrelerinde tam bir itti- vardır. fak İlmi tahliller: B M. bu hafta Pazartesi ve Çarşamba günleri, "complex d'in- feriorite - aşağılık duygusu" tâbi- rinin -ki ilmi bir tâbirdir- hakareta- miz bir kelime olup olmadığım tâ- yinle geçirdi. Çarşamba gunu zaptı alan C. bk hakkındaki ılk SÖZ Grupu Başkan vekılı Nüvit Yetkıne göre, "psikopat" lâfı da il- mi bir tâbirdi ve Recep Pekerin sö- zü üzerine 1946 da D. P. Grupu Ce- lâl Bayarın ışaretıyle Meclisi terket- niişti. Çarşamba günü başkanlığı â- deta zorla Kirazoğluna terkeden A- gâh Erozan da kürsüde ve gazeteci- ler locasında bu ilmi tâbirin mün- hasıran ilmi olduğunu ispata çalış- tı. On yıl sonra Ahmet Vefik Paşa sevıyesıne erışecegını söyleyen fakat ağla karakterlı "sermüfettiş” Av- Fethı Çelikbaş ıle ni Doğanı şahıt gosteren Erozana gore bu kelime "kendi kendini kü- çümsemek" mânasına — geliyordu. Halbukı en tatlı havaları kışa çe- virmekte mahir, bu 1lm tâbirin mu- cidi Dışışlerı Bakanı Zorlu, Pazar- tesi güpü bu sozu sarfedınce Baş- kan Erozan ona "Sözünüzü geri al- sanız iyi olur" demişti ve bu söz du- yulmuştu. Zorlu, " cevabını ayır” verince. Erozan "Devam — buyurun