ZİRVE YOLCULUK ıllardır lâfı edilen dört Büyük- lerin "zirve" seyahati Eisenho- wer ve Macmillan arasında Mary- land dallarında yapılan iki günlük konuşmalardan sonra k kat'i- leşmiştir. Amerikan, İngiliz, Fran- sız ve Rus hükümetlerinin basları Tonunuz veya Ağustosta muhte- melen Alp dağlarında -Cenevredo- buluşacaklar ve Almanya, Berlin, nın emniyeti gibi çetrefil meselelerin halline ça- lışacaklardır. Bir anlaşmaya vara- bilecekler midir? Meçhuldür. Ama zirve seyahatinin tertiplenmesi bile başlıbaşına bir muvaffakiyettir. Bu MaJestelerı— taktığı İngiliz Baş- bakanı Macmillan'a aittir. Hakika- ten Moskova, Paris, Bonn, Ottowa, Washington gibi başşehirleri birbi- ri adına dolaşan Macmillan, zirve yolculuğuna karşı gösterilen son mukavemetleri kırmıştır, En büyük mukavemet, tabii ki cüssesi en bü- yük dosttan geliyordu. Eisenhower hükümeti, başlangıçta değil zirve toplantısına, dışişleri bakanları se- viyesindeki bir toplantıya bile pek razı değildi. Eisenhower ve Dulles, du. Adenauer ile birlikte Ame- rika kadar kuvvetli bir Avrupa devleti rüyası gören De Gaulle de "zirve" lâfından pek — hoşlan- mıyordu Muhalefetin ve halk ef- kârının tazyiki altında sulhçü gö- rünmeye mecbur kalan Macmil- lan zirveciydi. Meselenin en müşkü- lü Batılıların Ruslara ne söyliyece- ğinin tâyiniydi. İş ne söyleneceğini tâyine gelince. Batılılardan her biri -başta Adenauer- farklı sesler çı- karıyorlardı. Toplantı yapılırsa kurnaz Krutçef'in Batılıları birbi- rine düşürmeğe çalışacağı aşikârdı. İşte bu yüzden zirve toplantısı yapılmıyacaktı, eğer şu Berlin me- selesi ortaya çıkmasaydı... Günler- den bir gün Krutçef, Doğu Alman- ya ile ayrı bir sulh muahedesi im- zalıyacağını ve Berlinin idaresini ona devredeceğini açıkladı. Bu tak- dirde Batılılar, Berline giriş çıkış- ta tanımadıkları Doğu —Almanya hükümetiyle karşı karşıya kalacak- lardı. Batılılar -bilhassa inatçı Ade- nauer'in asrarile-, kendileri için mevcut olmıyan bir hükümeti, fiilen e olsa mevcutmuş gibi saymaya yanaşmadılar. Rusya tehdidini ye- rine getirirse, Berlin yolunu zorla açık tutaraklarını söylediler. Doğu Almanya ve Rusya buna mukabele güvercini müzakere fikrini "satma- ya" çalıştı. Seçimlere "sulhu kurta- ran adam" etiketiyle gitmeyi kafa- sına koyan Macmillan, havadaki müzakere kokuşunu ilk duyan bu- run oldu. Başşehirleri birer birer dolaşarak zirve toplantısı fikrini kabul ettirdi. Batılılar ve Rusya daha evvel 11 Mayısta Cenevrede dışişleri bakan- ları seviyesinde bir konferans yapıl- ası hususunda anlaşmaya varmış- Dulles'ı karşı karşıya ge- toplantıdan bir netice çıkacağına inanmamaktadır. Onun için Maryland dağlarında eski silâh arkadaşı Ike'a dışişleri — bakanları toplanırlar, ama biz onların top- lantısına bağlı olmadan zirve top- lantısı ıçın şimdiden kayıtsız şart- sız bir gün tesbit edelım dedi. ö eski dostu Mac'ın "kayıtsız şartsız gün tesbiti" işine yanaşmadı, mahi- yeti -şimdilik, bilinmeyen bazı şart- lar ileri sürdü. Ama bu şartlara rağmen. Dört Büyüklerin bir araya gelecekleri muhakkak gibidir. Yal- nız Krutçef ile kadeh tokuşturmağa razı olan Batılı hükümet başkanla- rı, esasta son derece azimli davran- ak kararındadırlar. Batı Berlin halkını, komünist idaresi alfana dü- şürecek bir formülü asla kabul et- dışişleri bakanları — seviyesindeki edecekti. Neticede üçüncü bir Dün- miyeceklerdir. Berlinde işgal statü- konferansın gündeminin ev_yelden ya Harbi çıkabilirdi. Batı gazetele- Çünün değişrriesine a]eyşhtardırlar İyice hazırlanmasını, ancak gündem ri aylardır bu muhtemel harbin 1â- Sağlam, bir köntrol sistemi kurul—. üzerinde bir anlaşmaya varılırsa — fını ediyorlardı. madıkça Orta Avrupada silâhların masa başına 'olurulmasını isliyor- Harp tehlikesi, tabii alda müza- azaltılmasına hayır — diyeceklerdir lardı. Daha açık bir dille. Hür Dün- kere fikrini gelirdi. —Rusyanın 2 Almanya NATO'dan ayrılmıyacak- ya lideri, Kaslarla müzakereye pek numaralı adamı Mikoyan, turist sı- tır. Alma nyamn erbest seçimler iştekli değildi fatıyla ziyaret ettiği Amerikada dışında bir yollz; bırleşmesını kabul Eisenhower'in aksine, Rusyanın bir elinde füzeler, diğer elinde sulh tmiyecelilerdir. Bütün bu diplomatik usullerde ihti- K ğ "hayırların anı başın- lâl yaratan Başbakanı — BATILILARA GÖRE AVRUPA MESELELERİ — 4, Batililai, Almâanyanın Krutçef, "Evvelâ bir araya fi —— İ ; o ve Demir Perdenin bir gelelim, gerisi kolay" tür- | ga ee * kısmını ihtiva eden mah- küsünü tutturmuştu. Şe- dut bir bölgede kuvvetle- kil meselelerinde sık sık “ ! N . rin — "dondurulması" ve tâvizler vererek, veya ve- * " kontrol sisteminin tesisini riyo gorunerek Krutçef, ü y teklif edeceklerdir. Batı dünya halk efkârının gö- 'W * N R Almanyaya nükleer silâh- zünde “"anlaşmaya hazır Mipame İ sü çi lar verilmiyecek, bu silâh- adam" sıfatını kazanma- | gh H —i lar Batılıların elinde kala- ya çalışıyordu. Eisenho- TA iX L Te 4 caktır. Berlinde Birleşmiş wer'e "anlaşmadan kaçan f $ AAf ğ:= Mılletlerın murakabesi is- adam" gibi sempatik ol- # p z | |— tenecekti mıyan bir rol kalıyordu. . İ !v' | V İ Amerika buna Trağmen, * - | | V d . : ” İ j | ı Almanyamn atom si- lkşaroîîîlğa îl)lğ]ıîrm;î,lâsmî,?_ ı—'ı' 'l_. | | lâhlarından tecridin) ve naşînıyordu İktisadi ve L bitaraflaştırlmasını. Doğu : — vü | Almanyanın tanınmasını tiği bir sırada boş yere çene Amerikan halkını kavuştuk" gibi yanlış bir | kanaata sevkedebilir, müttefik- ihtilâfları zirve toplantısı ler arasındaki arttırabilirdi. Zirve deyin- ce, Alman Başbakanı Ade- nauer'in kaşları çat diyor- AKİS, 28 MART 1959 e— Macmillan - Adenauer- De Gaulle - Eisenhower Ne âhenk, ne âhenk!. ve Almanyanın birleştiril- mesinin iki Alman hükü- metine bırakılmasını iste- yen Krutçefin bu fikirleri nasıl karşılıyacağı — tabii ki henüz bilinmemektedir. Ama zirve konferansın- dan sonra, hiç bir şey el- de edilmese bile, Rusların Avrupa —meseleleri hak- kındaki fikirleri bütün te- ferruatıyla anlaşılmış o0- aktır. 21