DÜNYADA OLUP BİTENLER Doğu Batı ârvenin etekleri eçen hafta sonunda — Kremlinin Sverdlovsky salonunda toplanan üç yüz küsur gazete muhabiri, şiş- man diktatörü tam iki saat müddet- le dinledikten sonra, gazetelerine ta- ze havadis olarak ne gönderecekle- rini düşünmeğe başladılar. Krutçef'- in "saatlerce çiğnettiği keçi boynuz- larından ağızda kalan bir damla bal. 11 Mayıs toplantısı hakkındaki ha- berden ibaretti. Sovyet — Başbakanı, Batılıların teklifini kabul etmiş ve arihte dört dışışlerı bakanı ara- sında bir toplantı yapılmasına razı olmuştu. Güreşçi olasıyla - konuşan Krutçef, "aslında böyle küçük top- lantıların faydalı olacağına pek i- nanmıyorum ama, madem ki istiyor- da resim daha belirli olsun Bizde ecza çok. İşte konferans ıstediler. kabul ediyorum!". Kremlindeki adam. dışişleri ba- kanları arasındaki konferansı "lüt- fen" kabul ederken, “"seyyah Mac- millan" da zirve toplantısı için Bi- senhower'i ikna etmekle meşguldü. Bir ay 1ç1nde gezdıgı şehirlerin, ko- nuştuğu adamların sayısına bakarak Ingılız gazetelerı tarafından "Super- adlandırılan İngiliz Baş- bakanı hayatının en nazik diploma- si oyununu oynamaktaydı. Moskova- dan bütün olup bitenlere rağmen- müsbet bir intibayla ayrılmıştı. Rus- lar. Berlin meselesini zora başvur- madan, masa — başında konuşarak halletmege razı olmuşlardı. "Super- ac" hemen tepkili uçağına atlamış, önce Fransız Başbakanı Michel Deb- ziyaretini yapmayı da ihmal etme- di. Midesindeki kanseri radyoaktivi- teyle tedavi ettiren Dulles. hasta ya- tağından kalkıp toplantılara katıl- mayı ve Batılılara hazırlanan tuzak- ları yumuşak kaibli Macmillan'a iyi- ce anlatmayı çok istiyordu — ama, doktorlar müsaade etmediler. Ma- mafih, hastahanedeki "nezaket" gö- rüşmesi tam 57 dakika surdu Dul- les, iyice hazırlanmadan zirve top- lantısı yapmanın Rusların ekmegıne yağ sürmek olduğunu ve Berlin me- selesinde gerilemenin vahim netice- ler doğuracağını iddia etti. —Soğuk- kanlı Macmillan, eskiden beri duya duya ezberlediği bu sözleri sonuna kadar dinledikten sonra, kendi dü- şüncelerini sıralamağa başladı defa, zirve toplantısının Ruslar ta- rafından propaganda fırsatı olarak Lloyd - Eisenhower - Macmillan - Dulles Walter - Reed lar, yapılsın da görelim — bakalım!" dedi. Sonra. İngiliz Başbakanı Mac- millan'ın — Amerikadaki temasları hakkında pek ümitli olduğunu sak- lamadı ve eninde sonunda Dört Bü- yüklerin bir araya geleceklerine i- nandığını söyledi. Krutçef'e göre, Sovyetler Birliği, zirve toplantısına giden yolu açmak için elinden ge- len kolaylığı göstermeğe — hazırdı. Lâfın burasında, şişman başbakanın espri merakı depreşti. Krutçef'in ha- reketlerinden böyle bir incinin yak- laşmakta olduğunu sezen muhabirler de sözleri not ettiler: "Ben genç- lıgımde fotoğrafla da uğraştım, Na- sıl resim develope edileceğini de bı— lirim. Şimdi Batılılar bizim iyi yetimizi pek iyi sezemediklerini soy— luyorlar o halde negatifin bulundu- ğu küvete biraz daha ecza akıtalım 20 hastahanesinde — diplomatik re ile, sonra da Alman Şansolyesı Konrad — Adenauwer'le Son zamanlarda pek sıkı olan bu iki devlet adamı. Sovyetle- re biraz daha sert çıkılması ve ko- nuşmaya yanaşılmaması taraftarıy- dılar. Fakat, İngiliz — Başbakanının -biraz da ihtar dolu- konuşması iki- sini de yola getirdi ve onlar da Ber- lin meselesinde müzakereye girişil- mesine razı oldular. "Supermac", Bonn'daki işini bitirir bitirmez, Londrada 'bıraz nefes aldıktan son- ra, tekrar "Comet IV" uçağına bin- di ve Kanadanın yolunu tuttu. Kırmızı gul etrafında ashing hav meydanında Dulles 1ç1n pek takdirkar söz- ler söyleyen Macmillan, Walter Re- ed hastahanesine giderek nezaket temas kullanılmasına Ingıl ere de razı de- ğildi aha önce bir dışişleri ba- kanları — toplantısı — yapılması için Moskovada hayli ısrar edilmişti. İş- imdi -tam Washington ziyareti sırasında- Krutçef bu teklıfı kabul ettiğini bildiriyordu. Demek ki, me- selenin bu cephesi halledılmıştı Ber- lin meselesinde gerilemek işine ge- lince, bu mevzuda İngüterenin tutu- mu Amerikanınkinden farklıydı, Londra hükümeti, müzakere arzu- sunu izhar etmenin gerilemek ol- madığı kanaatindeydi. Sertlik göste- receğiz diye bütün müzakere teklif- lerini reddetmek Batıya hiçbir şey kazandırmayacaktı. Sonra, — masaya oturmak istemekle tutulan prensin- lerden vazgeçmek tamamen ayrı şeylerdi. Marifet, prensiplerden ay- rılmadan bunları müzakere -yoluyla AKİS, 28 MART 1959