YURTTA Zabıta Gösterişli baskın ecen haftanın gul ettiği bir alâka ile karşılandı: baskın sonunda polis, Bahat adı verilen 70 kişiyi mıştı. Birçok gazete -başta farkına varmadan hâdiseyi, emniyet makamlarının irti- ca hareketlerine bir müda- halesi olarak — aksettiriyor- lardı. Esasen, ilgililerin ar- u da bu neticeyi temin etmektı Emniyet Birinci Şubenin çalışma metodla- rının dışına çıkarak baskını ütün gazetelere önceden haber vermesi muhabir ve fotoğrafçı göndermelerini istemesi hiç bir gazetecinin dikkatini çekmed Hatta baskında hâ hakkında bıle bılgı almakta gösterilen kolaylık, yakala- nan Banallerin poz poz re- simlerinin çekilmesine po- lisin mâni olmak şöyle dur- sun teşvikte bulunması bile yadırganmadı. Ancak bas- kından bir gün evvel İçiş- leri Bakanının "inkılâpla- ri koruyacağım gibi baha- nelerle vatandaşlarımızın din ve vicdan hürriyetlerine herhangi bir şekilde baskı veya tecavüz mahiyetindeki hareketleri şiddetle önle- meye de kararlı bulunmak- tayız" dediğini unutmıyan dikkatli —Havadis, baskın haberini verirken uydur- kişi yakalandı" ve lik ismi verilen Kur'anı Ke- rımı ve Hazreti Peygambe- ri'inkâr eden bu uydurma din" — başlıklarını atmayı ihmal etmemişti. Doğrusu bir. kısım — okuyucularının din ve tarikatlara- karşı bir hareketin başladığı zehabı- na kapılmalarım önleme- ğe gayret eden Havadis, hâdiseyi "din düşmanları"- na, “"kâfirler"e karşı bir hareket olarak göstermek- te kusur etmiyordu. İktidar sonunda, tehlikesinin bütün zihinleri meş- sırada, gazetelerde bü- yük başlıklarla gösterilen bir haber Ankarada Bah- çelievler semtindeki bir eve yapılan kendilerine yakala- — de siperi OLUP BİTENLER Üçüncüsü de dinin politikaya karış— beraber eve daldılar. tırılmasına alet ol bir — zümre, üç katlıydı. İçeri girenler, ko- üşmanları" Bahailere ındırılen şar adım merdivenleri tırmandılar bu darbeyle memnun oluyorlardı üçüncü kattaki dairenin — kapısın irtica "Yoksa, kapıyı kırarız -Üzerinde Selâhattin Ozşuca yazılı ecen haftanın sonunda Cumarte- bir. kart _bulAuntıyordu—_ dayandılar. si akşamı, Bahçelievlerde Birinci Eıî Ondekıl.—"anâılr OgdPg% bğl.h bırı: cadde üzerindeki Onaltıncı - sokağın — ( çm& pâ) Ni lıyel aglğr ıi ı;r YAi sakinleri, semtlerinde bir "fevkalâ- dan İ a devamı îaral Zıedasışll((i)r— delik" oklugunu hissettiler. Köşeler- u. İçeriden ayak sesleri duyu öne eğilmiş fötr şapkaları Bir ses, Ulus- — ve kalkık yakalı paltolarıyla bekle- Vatan Cephesi için Telgraf Örnekleri Kör, sağır ve dilsizim. Vatan Cephesi için biçilmiş kaftanım. Kabulümü diler. Allanın inayeti, Pey- gamberin şefaatine marhar olan mübarek şahsınızın mübarek ellerinden öperim. Muzaffer Lüpçü * El yordamı ile yapılan misli görülmemiş kalkınma mucizesine karşı duyduğum hayranlık ve Allanın da sizinle beraber oldugunu gösteren son işaret kar- şısında Vatan Cephesinin "safları arasına katılma- mız vacip oldu. 834 hemşerim adına ellerinizden öper, başarılarınızın devamlı olmasına niyaz ederim. Duaçınarlı Mümin Çınar Vatan sathını aydınlatan mahyaların ışığı altında mübarek şahsiyetinizin nuru sayesinde hakikatleri artık görmeye başlayan biz Yanıkova köyü P lileri toptan Vatan Cephesine geçtik. Yeni açacagımız ocak için lâvha, bayrak ve münasip mıktarda kur- banlık gondermenızı saygıyla rica ed Murtaza Muhtaroglu Bızım nal ve mıhımızı bile mübarek şahsınıza bir hücum vesilesi yapan insafsız muhalefete karşı duyduğumuz nefretle ve artık elhamdülillah bol bol bulunan hem nala, hem de mıha vecd içinde çekiç sal- lıyarak Vatan Cephesine katıldığımızı en derin say- gılarımızla arzederiz. Merzinfon Nalbantları adına Şakir Özcakar S enelerce bize erkekliğimizi dahi unutturan C.H.P. iktidarının uyuşuk politikasının tam tersine ener- jik bir siyaset takip ederek bize Kore zafer ve gazi- lerini kazandıran, Kıbrıs fâtih ve gazilerinin cephesi olan Vatan Cephesme katılıyorum Hürmetlerimin kabulünü istirham eder Halim Selimoğlu organı gazetenin itina ile belırttıgıne göre, takibata uğrayan “"kökü yurt dışın- da" ve "Sovyet Rusya tarafından — şen bir takım adamlar vardı. 100 teşvik edilen" dinsizlerdi. metre kadar ileride iki ciple bir hu- Böylece Bahçelievler baskınıyla — susi arabada da aynı tipte, aynı kı- atılan tas, hedeflerine tam — isabet lıkta adamlar, tetikte beklıyorlardı kaydedıyor ve avcının çantasına üÜç Gazetelerinde kuş birden giriyordu: Saat 17 sıralarında, biribirleriyle ir- tibat halinde oldukları hallerinden Onaltıncı daki haberleri gazeteciler, görülmemiş bir rahatlık içinde aldı- "Polisin burada işi ne?" di- ye sordu. Fakat âmir kestirip attı: Açın dedik ya, kilidi kır- mağa mecbur etmeyin, bizi." Sesin sahibi bir lâhza te- reddütten sonra, polisleri kilidi kırmağa mecbur et- medi. Kapıyı ardına kadar açtı; beklenilmiyen ziyaret- çiler, hep birden içeri dal- dılar. İçerisi, —-kadınlı, er- kekli, çocuklu, tıklım tık- liım insan doluydu, koltuk- larda — sandalyelerde — yer kalmamıştı. Geriye kalan- ların kimi mindere, kimi halıya oturmuştu; kımı a- yaktaydı. Orta yerdeki ma- sanın Üzerinde, kâğıtlar, defterler vardı. Kenarında- ki iskemleden, burada biraz önce birinin oturduğu an- laşılıyordu. — Polisler, fazla izahata lüzum gormedıler "Yürüyün bakalım. Şubeye gidiyoruz." — dediler. Bu sı- rada aşağıda yedi tane kamyonet hazırlanmıştı. Sayıları 70 e varan sanık- lar bu kamyonetlere doldu- rulduruldular ve Birinci Şubeye sevkedildiler. Avukat Selâhattin Öz- şücanın evindeki bu toplan- tı, tipik bir Bahai toplantı- sıydı. Zaten aralarında İ- ranlılar Ve Amerikalılar da bulunan sanıklar, hâdisenin bu tarafını gizlemediler. "Bunda anormal bir şey yok. Biz Bahsiyiz. Arada sırada evlerimizde toplanır, sohbetler tertip ederiz. Bu toplantı da tıpkı hıristiyan- ların Christmas'ı gibi bizim yeni yılımız münasebetiyle yapılmış bir sohbet toplan- tısından başka bir şey de- ğildir" Gerçekten herhangi bir inancın salıkı olmak ve evlerde toplantı tertip nunlarımıza göre sebebi değildi. Ama polis, kökü dışarda gizli cemiyet kurmak ve ayin yapmak suçunu takip edi- sokak baskım hakkın- polisten irtica tehlikesini haber veren büyük baslıklar yerlerini Bahailere bırakı- yordu. Bu bir! İkincisi son günlerde huzursuzluk duymağa başlıyan genç- ler ve inkılâpçılar ilgililerin hare- kete geçtiği zehabıyla gevşiyorlardı. 12 anlaşılan bu tetikteki adamlar ara- sında bir kıpırdama, bir hareket' ol- du. İleride bekliyen ciplerden biri, son hızla 3 numaralı evin Önüne yaklaştı; durdu. İçinden fırlayanla- ra, dışarıdakiler de katıldı ve hep lar. Ancak nezaret altında tutulmak için içerisine sokuldukları — Birinci Şube' binası, o gece hususi surette telefonla davet edilen — muhabirlere açıktı. Gazeteciler sanıkların isim- lerini, suçlarım kendilerine anlatıl- AKİS, 28 MART 1959