Vergisine tabi tutulurken Belçika Kongosu ve Fransız müstemlekele- rinden gelen bütün Müşterek Pa- zara gümrüksüz girecektir. mühimi büyük bir pazarın Ve bol sermayenin mevcudiyeti sayesinde Türkiyenin ihraç ettiği maden, seb- ze, meyva. tütün, nebati yaglar V.s. gibi maddelerin istihsalinin bilhassa Afrika topraklarında buyuk ölçüde arttırılması mümkün . Bu durum Türkiyenin normal ihracat pazarla- rım kaybetmesine sebep olabilir. İthalat bakımından da 180 mil- yonluk bir pazarın tesiri daha ucuz istihsal yapmaya imkan vermektey- se de. ucuz fiyatla mal satmayı ya- sak eden kartellerin tesisi -şimdiden çelik 1çın böyle bir kartel mevcut- tur- "ticaret hadleri"nin Türkiye a- leyhine dönmesine sebep olabilir. Sermaye hareketleri bakımından da durum parlak değildir. Müşterek azar. Amerikan hususi sermayesi- ni Avrupaya çekmek ve Alman ser- mayesini, pazar dahilinde — tutmak gayesini gütmektedir. İngilizler şım- diden hususi Amerikan sermayesi- nin kıt'a Avrupasına — kaymasından endişeye düşmüşlerdir. Orta ğ Hindistan v.s. memleketlerin yolunu tutan Alman sermayesi de Müşterek Pazarın tesisi ile Fransa, İtalya ve Afrikaya doğru yol de- ğiştirecektir. bitmemektedir. İzlanda hariç İş bununla da Türkiye. Yunanistan, diğer Avrupa İktisadi İşbirliği Teş- kilatı memleketlerinin paralarının harici konvertibilitesinin kabulü. Av- rupa memleketlerini ham bakımından dolar bölgesine yöneltecektir. Birleşik Amerikanın bundan istifade edeceği, pamuk, hu- bubat v.s. gibi zirai mahsul fazlala- k imkânına kavuşacağı Dolar kıtlığı siz ve daha pahalı pamuk tercih eden Avrupa memleketleri, ithalâtlarını dolar bölgesine cevire- ceklerdir. Nitekim dolar bölgesinden ithalat serbest bırakılır — bırakılmaz Fransız tekstil sanayicileri - pamu ithali için Amerikaya dönmüşlerdir. Hele bir de. birçoklarının kork- tukları gibi, Avrupa memleketlerini ortodoks bir para ve kredi politika- sına Zzorlayan konvertiblite. ekspan- sıyonu yavaşlatırsa Avrupanın itha- latı azalacak, bunun Türkiyenin ih- racatında buyuk menfi tesirleri ola- caktır. Ancak, az gelişmiş memle- ketlerin hususi şartlarını göz önün- de bulundurmak şartıyla. Serbest Pazarın tesisi bu güçlükleri bir de- receye kadar önliyebilir. Kalkınma Disiplin ihtiyacı Geçen haftanın sonuna doğru. Av- rupanın en iyi beyinlerine sahip AKİS. 28 MART 1959 iki devlet adamının İktisadi kalkın- ma mevzuunda yaptığı — konuşmalar yayınlandı. Bunlar sabık — Fransız Başbakanı Mendes . France ve İngil- teredeki müstakbel, işçi partisi hü- kümetinin Dışişleri Bakanı Bevan idi. Mendes France, bu görüşmeler için İtalyan Sosyalıst Partisi lideri Nenni ile birlikte İngiltereye gel- mişti. politikacı evvela sos yalizmin bugünkü meselelerini gözden geçırmışler Nenni memleke— tine döndükten — sonra ve Mendes - France münhasıran ıktı— sadi mevzular üzerinde — konuşmuş- lardı. İki devlet adamı hareket noktasından müşterek bir ayrılıyorlardı: leketleri iktisaden — mümkün hızla kalkınmaktan âcizdiler. lardır ya kaynaklar az istihdam e- diliyor. işsizlik başgösteriyordu; ya iktisadi hayat biraz hızlanıyor, en— flâsyonun içine düşülüyordu. Bunu sebe bı mevcut kaynakların rasyonel bir şekilde kullanılmaması ve iktisa- di hayatın kontrol altında tutulma- masıydı. Ancak bütün iktisadi ha- kaplıyan ve onu istediği isti- kamette — yürütebilecek — imkânlara sahip bulunan bir plân, kaynakların azami verimle kullanılmasını temin edebilirdi. Tabii ki bu plân. totali- ter memleketlerdeki benzerlerinden farklı olacaktı. lânın her şeyden evvel halka kabul ettirilmesi lâzım- dı. Halka ne yapılmak 1stend1gı ve bunun fiyatı anlatılacak gönül rıza- sile bütün enerjiler mü şterek gaye etrafında seferiler edilecekti. Kalkın ma, hiç şüphe yok bir dısıplın işiy- di. Bazı sanayileri geliştirmek, ba- Aneurin Bevan Bir çift İKTİSADİ VE MALİ SAHADA zılarına muayyen bir müddet için dur demek gerekiyordu. Plân tat- bik edilirse, meselâ bir müddet i- lü b na inşaatı yasak edile- cekti: binbir çeşit kumaş yapılamı- yacaktı. Bu gibi yasakların bazı menfaatları zedeliyeceği ve bazı zümrelerin rahatını kaçıracağı şüp- hesizdir. Ama demokrasıye candan ınanmış iki lider, eğer iyi anlatılır- halkın bu disipline seve seve kat- lanacagını düşünmektedirler çin Plânın tatbiki için, devletin 1kt1— sadi hayatı istediği istikamette rütebilecek vasıtalara sahip olması lâzımdır. Bu ıtalar muhteliftir. n mühimi devletın stratejik ehem- miyeti haiz sanayi kollarım elinde bulundurmağıdır. Bevan devletleşti- rilec ve hususi teşebbüse bırakı- ek lacak sanayi kollarının sarih bir şe- kilde tesbitine son derece ehemmi- yet vermektedir. Bu sayede gerekli kalkınma hızını temin etmek ve hususi sektörü belli .bir istikamete yöneltmek mümkün olacaktır. Gerçi Ingılterede ve Fransada geniş" bir âmme sektörü vardır; "ama hakiki bir plan ve disiplin mevcut bulun- madığı için devlet teşebbüslerinden biri istediğini yapabilmektedir. Plân bunları disiplin altına koyacak- tır. Demek ki Avrupanın zengin iki memleketine mensup devlet adam- ları bile, kurtuluş yolunu — iktisadi hayatı disiplin altına alan plânlı bir kalkınmada görmektedirler. Bu du- rumda, imkânları mahdut, az geliş- memleketin başıboş dısıp— miş bir linsiz kalkınma iddialarım izaha i kân kalmamaktadır France Pierre Mendes - Beyin