Bayramdan on senelerde moda oldu. İm- kânı olanlar veya imkânını bu- lanlar bayramdan kaçy orlar. Ai- le reısı soluğu çocuğu topluyor, er lu merasimden zak bir öpülecek bir büyük teyze, loku- munu bekliyen bir ihtiyar eski komşu yok. Aile reisi bayramda istifade biraz dinlenirse, ev kadını mutfak ile misafir odası arasında koşuşmaktan, zaman icabı yerine getırılemıyen vazifeleri — düşünüp üzülmekten, kasap kuyruğundan, şeker kuyruğundan İ çıkıp taşıt kuyruguna girmekten kurtulursa fen ? Çocuklar yeni aya abı suslu elbıse etiketinden uzak, gü- neşten, havadan ve sudan ıstıfade ederlerse kı me ne arı Ama büt bunlar bayr daıı kaçmak" tabirini moda ve belki de bir adet haline getirecek şe- kilde olmalı mıdır? Büyükler bay- ramlardan kaçacak olurlarsa, kü- çükler bayramları tanırlar mı? Halbuki bayramların manası büyüktür. Bayramın !bir çocuğun hissi ve ıçtımaı hayatında, erbı- yesinde yeri vardır. Bayram elbi- semi sandalyenin üzerine koyup, yeni ayakkabıl rımı koynuma ala - rak yattığım arife gecelerını ha- tırlıyorum Uzun andır mediğim akı'abaları, buyuklerı, kuçuklerı birbir gözümün —ön den geçirirdim. — Sert bakışlı bır büyük, bayramda bana nasıl ya- kın gelir, aramızda aşılmaz gibi duran mesafeler nasıl erirdi, şa- şar kalırdım Bayramda ben artık bir küçük hiç olmaktan kurtulur, ailenin bir ferdi olduğumu iyice hissederdim. Herkes bana kıymet verirdi ve ben herkese ilgi duyar- dım. Etraftaki yardımlaşma beni mesut ederdi. Hele dargın zannet- tiğim bazı bü. yuklerııı o, gün öpüş- tüklerini görmek ne kadar hoş bir şeydi. İstanbulu ben bayramlarda tanımıştım. Yeşilköy, Ada, Boğa- ZzİÇİ keşfetmege gittiğim — sihirli diyarlardı. Hatıralar o kadar güzeldir ki, insan bazan büyüdüğünü unutup fena — taraflarını gorebıleceklerdır in okuyucu romana Şşahsiyetinden bir- şeyler koyabilecek, sathı tehlikelere kapılmayacaktır. Bu büyükler için de böyledir denebilir. Klâsik eserle- ri okumamış bir insan için yeni e- serler aldatıcı olmakta ve yalnızca AKİS, 12 TEMMUZ 1958 Kaçanlar Jale CANDAN kendısını 1958 Istanbulunda buluverir. Bayram ziyaretleri hakikaten keşif s hatleri gibi olmuştur. Farzedelım ki Kadıköyden kalkmış Yeşilköye, orad Adaya oradan Boğaza gıt- meğe hazırlanıyorsunuz çocu elinizde, gözleriniz yuzuııııze bıle bakm dan geçen mağrur şoförler- Kafamzda bınbır düşünce, bin- bır ihtimal Ya gideceğiniz kimseler de size g lmek üzere yo- la çıkmışlarsa? Dağınık bir şehir- de, Bir büyük şehirde halâ telefon derdinin halledilememesi ne büyük eksikliktir. — Ziyaretten — maksat kartvizit bırakıp gitmek değildir ki. Sonra şeytan bu ya! İnsanın aklına neler getirir. Ya eski yol kapanmışsa, ya ev İstimlâke uğ- ramışsa? Ama bu müddet zarfın- da lıeııuz bir taşıt vasıtası size kapılarını açmamıştır. Düşünür bekler, bekler düşünürsünüz... Doğrusu bütün bunları duşun- dükten sonra "ba, ayramdan kaçm. fikri bana da cazip gelmeye baş- hyordu ki bir akraba — hepimizin imdadına yetişti. Madem ki hepi- miz aynı şeylerden — şikâyetçiyiz na bir çare bulalım — diyordu. Çareyi buldok. Bayramda hepimiz bir aile büyüğünün evinde toplan- dık ve orada hep b'd bayram- laştık, bayram lokum dik ve bol bol, rahat rahat konuş- tuk Ayrılıı'keıı de gelecek bay- buluşacağımız evi ve saati kararlaştırdık 'Bundan sonra önü- müzde serbestçe gezıp dolaşabı— leceğimiz üç gün kalmıştı. Bayram zıyaretlerım böyle aile toplantıları şekline dökmek yegâ- ne çıkar yoldur zannediyorum. Muhakkak ki bu usulü tenkit edecek — muhafazakâr İi T oıılara dalabılır ama insan sürat- le gün çoktur ama, bayram ziyaretleri gibi daha bırçok guzel ve faydalı adetlerimizi, eneklerimizi — ve ananelerimizi çaresızlık netıcesı terketmektense yeni — usullerle bunları devam ettirmek çok daha üspet bir ha reke tarzı olmaz ı" Eskiyi daima yeni ile ayakta tutmak lâzımdır. heyecan verici bir mahiyet taşımak- tadır Çocuk edebiyatı G örülüyor ki kitap seçmek, düşü- nerek okumak mühimdir ve bir eğitim işidir. Küçük yaştan elde e- dilmelidir. Bugun memleketimizde anne ve babaları — düşündüren bir mesele çocuğa verilecek bir kitap bulabilmektir. Doğan Kardeş yayın- larının temiz ve güzel kitaplarından başka bu saha adeta boştur veyahut üstelik fena tercüme edilmiş p ğıtlara basılmış bir "Pekos Bıll" ede- biyatından başka elde birşey mev- cut değildir. Çocuklar için kara bır edebiya- tın yasağını istiyen t Nedim Tör, — beynelmilel bir koııgrede bu husustaki fikirlerini açıklamıştı Diıny ânın bu husustaki görüşü nedir bilmiyoruz, ancak birçok memleket- lerde basit bir çocuk edebiyatı ya- nında güzel bir çocuk — edebiyatının da mevcut olduğu muhakkaktır. O- ralarda birçok teşkilâtlar dernekler, çocuklara okutulabilecek olan kitap- laı-ın mecmuaların üstüne bir işaret koyarak anne ve babalara yardımcı olmaktadırlar Bundan başka — Okul Aile Birliklerinin, kadın mecmuala- rının hatta kütüphane sahiplerinin Okuyan kadın Bilgi ve görgüye giden yol tavsiyesi üzerine aileler çocuklarına hangi romanları — verebileceklerini öğrenmektedirler. Ankaralı hanımlara sık sık hi- tab eden terbiyeci Vedide — Baha Parsın, ıfade ettıgı gibi çocukları sa- an ye bütün dünya ile beraber bizi de istilâ eden resimli, az yazılı ba- sit bir çocuk edebiyatından kurtul- manın çaresi çocukları kıymetlı, İiyi şeyler okumaya alıştırmak.'bunları mümkün mertebe temiz bir baskı ve cazip bir şekılde önlerine suı'ebıl- mektir. İyi kitaba alışan çocuk, kö- tüyü okuyamaz olur Ve kalite farkı- nı derhal anlar. Çocuk Haklarını Koruma Cemıyetıııııı broşürler çı- tavsiye etmesi kolayca yapılabilecek çok faydalı bir iş olacaktır. 29