Genel Sekreter C. H. P. millet ve- killerinin "Avrupa sevdası"nı bir tah- lisiye simidi gözüyle gördü. Gerçi kendisi Avrupaya gitmiyor değildi. Üstelik dövizinin Türk parası ola- rak karşılığını dahi hükümetten alı- yor ve Avrupa Konseyinin — komite toplantılarına bile -Meclis toplantı- ları hariç- katılıp orada cisminin var- lığından meklekdaşlarını müstefit ediyordu. Meslekdaşları da buna mukabil, fikirlerinin varlığından onu —müstefit kılıyorlardı. Ama Kasım Gülek, C. H. P. millet- vekillerinden upaya gidenle- rin inanılmaz hafifliğini, dikkat na- zarlarını başka tarafa çekmek için mükemmel bir fırsat saydı. Haberin gazetelere aksi karşısında "büyük memnunluk" izhar etti, meraklı ga- zetecilere elinden gelen yardımı yap- tık ince burunlu Genel Sekreter ha- reketin teşkilâtta nasıl bir tepki ya- ratacağını mükemmelen — biliyordu. rini tekzibe dahi kalkışmadın; dört senedir kayıp bir Adanın taksimi o- lur mu?" demeyec Nitekim, o kadar aklı başında Ka- dıköylüden çıkıp bunu Genel Sekre- tere soran olmadı. Böylece, Faik Ah- met Barutçunun omuzlarda kongre salonuna getirilmesi karşısında ne- şesi kaçan kifayetsiz. Genel Sekre- ter, kongrede oklar sadece ve sade- ce günahkâr eclis Gru- bunun 'Avrupa evda na müptela mensuplarına çevrilince neşesini bul- du. Kurultay hazırlıkları akat C. H. P. nin Kadıköy ilçe ko%gres(indde odcın fg,ıbı avıî(lge;]tmtâaa muvaffak oldu. Partinın iktidara gelmek Üüzere olduğu anlaşılıyordu. Genç başkan "meyvalı ağacı taşlar- lar dedi. Elbette ki şimdi, bir çok mse yarının hazırlığını yapacaktı Ustelık sonbaharda C.H.P. YURTTA OLUP BİTENLER zaman yoktur ve C. H. P. buna bir çare aramakla mükelleftir. Tabii ça- relerin en iyisi bu Kurultayda, "şa- hıs çalışması" yerine "ekip çalışma- sı"nı prensiplerin arasına sokmak- tır ve hiç bir kıymeti ihmal etmek- - Kasım Gülek dahil, bütün kıymetlerı faaliyete geçırtmek ken- di şahsi — kabiliyetsizliklerini, a yapısı bakımından kifayetsizliklerini kulis manevralarıyla örtmeğe çalı- şanları -eğer yola — gelmeyeceklerse bırakıp istikbale doğru ilerlemektir. Kadıköy kongresi bu pazar bu ha- kikati da ortaya koyduğundan ayrıca alâka çekici oldu. Kalkınma Leylekler gülerken eçen haftanın sonunda pek çok kimse Dünya gazetesinin cıddı ciddi, haber diye neşrettiği bir Ya- zıya, nedense pek güldü, bu yüzden Çocukların bile bildiği bu hakikati bilmeyen galiba "Avrupa sevdası"na müptela milletvekilleridir-. Nitekim bu haftanın başında taktiğinde mu- vaffak oldu ve kendisi Avrupaya gi- dip endam teşhirine — hazırlanırken Avrupa için pasaport almış milletvekillerini teşkilatın 1 numa- ralı hedefi haline getirdi. azar günü Kadıköylü ha- tipler bu kulis faaliyetlerinden ha- bersiz içlerini dökerken ince burun- lu Genel Sekreter -Trakya seyahati- ni geri bırakıp taktiğinin neticesini seyre gelmişti- oturduğu yerde mem- nun gülümsüyordu. Dikkatler oraya teksif olununca hiç kimse kendisine dönüp te "Yahu, üstad, bizim C.H.P. iki sene evvel Kıbrısın taksimi tezi- ni Genel Başkanın elleriyle alkışla- dı, halbuki sen Adanın dört senedir kaybolduğunu söyledin ve bu sözle- AKİS, 12 TEMVEZ 1958 C. H. P. Meclis Grubu Bir. film adı: "Riviyera tatili" rultayı da toplanacaktı ve C. H. P. liler arasında yeni bir kademe taksi- mi olacaktı. Taksimde pay kapmak isteyenler şahsi endişelerini parti menfaatlerinin üstüne çıkaracaklar ve kendi propagandalarını yapmak için pek az —şeyden çekineceklerdi. Böylelerinin unuttuğu, teşkilâtın şa- hıslara körü körüne bağlı olmaktan ziyade nihayet bir aklı selime sahip bulunduğuydu. İktidarın ufukta göründüğü — şu günlerde Muhalefet partisinin Zaafı- nın da ne olduğu bir kere daha pa- zar günü, adeta, Kurultay havası ta- şıyan Kadıköy 1lçe kongresinde or- taya çıktı, teşhis olundu. Memleket takatli olsa yeni bir "İktidarda Gü- lek" tecrübesi geçirebilir. Ama, H. P. memleketi D. P. nin aldıgı şe— kilde almayacaktır. Bu bakımdan ki- fayetsiz politikacılarla kaybedilecek pek neşelendi. Yazıda şöyle — denili- yordu: "Önümüzdeki günlerde Kabil ve Bağdatta — açılacak iki uluslararası sergiye katılmak için ilgililerce ha- zırlık yapılmaktadır. u sergilerde' bilhassa Ortadoğu memleketlerine ihraç edebileceğimiz mallar teşhir olunacaktır. Bunlar rasında, buzdolabı, çamaşır makıne— si, elektrık süpürgesi, elektrik ütü- lerı elektrikli ızgaralar bulunmak- İyi imkânlar temin — edilebildiği takdırde bunların külliyetli miktar- da ihraç edilebileceği ileri — sürül- mektedir." kalkınmanın da bundan âlâ delili olmazdı a.. Halbuki turızm mevsiminin baş- ladığı şu günlerde vatan sathı, fab- rika gürültüsünden ve dumanından 13